Deplasmanda 2-1 gibi bir skorla mağlubiyetle dönen takımların pek avantajları olduğu söylenmez ama bu maç değişik bir maç.

Çeyrek final eşleşmelerinden sonra yazdığım yazıda Bayern Münih’in şampiyonlar ligi finalinin Almanya’da oynanacak olmasından dolayı maçlara daha hırslı daha istekli çıktığını söylemiştim. Bu maçta bunu tekrar gördüm. Maça fırtına gibi başladılar, golü de buldular. 2-0, 3-0 olacak maç 2-1 bitti. Gomez son vuruşlardan biraz daha iyi olsaydı, Bayern İspanya’ya avantajlı bir skorla dönebilirdi.

Real Madrid cephesinin ise aklının Barcelona ile oynanacak maçta olduğu bariz bir şekilde görünüyordu. Maça tutuk başladılar, geriye düşmelerine rağmen beraberliği yakaladılar; fakat yine son dakika golü yeme hastalığından kurtulamadı ve İspanya’ya mağlubiyetle döndüler.

İki takım arasındaki maçlara göz attığımızda 2001/2002 sezonunda da karşılaştıklarını görüyoruz. Yine deplasmanda 2-1 mağlup olan Madrid evinde tutu 2-0 gibi bir skorla geçmeyi bilmiş.

Bayern Münih’in deplasman karnesi, Real Madrid’in Barnebau’da son 5 maçta attığı 22 gol, ve iki takım arasındaki maçlar. Bu 3’ü benim bugünkü yazımda bu başlığı atmamın sebebi. İspanya’da maçta turu Real Madrid’in geçeceğini düşünüyorum.

Maçın hakemi Webb’e değinmek istemiyorum. Tartışmalı kararları vardı fakat böyle güzel bir futbol akşamında hakemi değil oynanan futbolu konuşalım istiyorum.

Sonuç olarak; 17 nisan 2012 akşamı müthiş bir maç izledik. Baştan sona böyle tempolu maçları izledikçe aklıma Süper ligde izlediğimiz maçlar geliyor. Sanırım bu maçlar Türk takımlarının neden şampiyonlar liginde tutunamadığı açıklıyor.

Leave a Reply