Göçler ülkelerin ekonomilerini etkileyen önemli faktörlerden biri. İnsanlar daha iyi yaşam sürdürebilmek, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerden daha iyi bir şekilde yararlanmak için doğdukları ülkelerden başka ülkelere göç ederler. Her bilim göç olgusunu farklı değerlendirir. Beşeri coğrafya, göçü mekânsal yer değiştirme olarak tanımlarken, ekonomi daha çok göçün piyasalara olan etkisi, ulus ötesi para transfer analizleri üzerinden açıklar.
Göç olgusu üzerine ekonomik birçok teori vardır. İktisat tarihinde göç ve kalkınma konusu 1950’li yıllara dayanmaktadır. Nobel Ödüllü ekonomist Arthur Lewis’in kalkınma modelinde kırsal kesimden modern kesime olan işgücü aktarımı sonrasında kalkınma süreci başlamıştır. Ancak kırdan köye göçün yanı sıra ülkeler arası göç ekonomik araştırmalarda önemli bir yere sahip olmuştur. Neo- klasik göç teorisi ise sadece modern göçün ekonomi üzerindeki olumlu etkilerini değil, göçün ekonomiye olumsuz etkilerini de ele almıştır. Bu teoriye göre; göç ve kalkınma ilişkisi 1973 petrol krizi öncesine oldukça seyrinde, pozitif bir şekilde ilerlemiştir. Ancak kriz sonrasında göçün kalkınmayı olumsuz yönde etkilediğine dair düşüneler ortaya atılmıştır.2000’li yıllarda göçe yönelik olumsuzlama yerini tekrardan iyimserliğe bırakmıştır ve hem göç veren ülkelerin hem de göç alan ülkelerin ekonomilerini olumlu yönden etkilemeye başladığı düşüncesi yaygınlaşmıştır.
Göçe yönelik bu olumlu bakış açılarının nedenlerinden biri son yıllardaki göçmen havalelerindeki önemli artıştır. Gelişmekte olan ülkelere gönderilen göçmen havaleleri 1990’larda 31,1 milyar dolardan, 2015 yılında yaklaşık olarak 440 milyar dolara yaklaşmıştır. Dünya Bankası’nın 2016 Uluslararası Göç Raporu’na göre 247 milyon insan yani yaklaşık olarak dünya nüfusunun % 3,4 doğduğu toprakların dışında yaşamaktadır. Bu göçmenlerin 2015 yılında bulundukları ülkelerden kendi ülkelerine transfer ettikleri para 601 milyar doları aşmış ve yaklaşık olarak gelişmekte olan ülkeler bu paradan 441 milyar dolar almıştır. Çarpıcı bir şekilde bu miktar gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerin yabancı sermaye yatırımının net toplamından fazla olduğu gibi, resmi kalkınma yatırımının üç katından fazladır.
Yine Dünya Bankası raporuna göre Amerika Birleşik Devletleri en çok göç alan ülkelerin başında geliyor. Haliyle göçmenler tarafından Amerika’dan dışarıya aktarılan para tutarı da oldukça fazla. Rapora göre yaklaşık olarak 46,3 milyon kişinin 2015 yılında ABD dışına transfer ettiği para miktarı 56,3 milyar dolar. Bu paranın 24,3 ü Amerika’nın sınır komşusu Meksika’ya, yaklaşık 16 milyar doları Çin’e ve 10 milyar doları Hindistan’a gönderilmiş. Göçmenlerin gönderdiği sınır ötesi para transferi miktarını ABD den sonra Suudi Arabistan takip ediyor. Yaklaşık olarak bu ülkeden yapılan para transferi miktarı 45,7 milyar dolar. Bunu sebebi orada çalışmakta olan batılı iş adamları, mühendisler ve yöneticiler. Suudi Arabistan’ı takiben Almanya ve Rusya yine en çok göç alan ve orantılı olarak dışarıya para aktaran ülkelerden.
Göçler her yıl katlanarak artıyor ve buna paralel olarak ulus ötesi para transferleri de artıyor. Yapılan bu para transferi göç veren ülkeler için küresel kalkınmanın önemli bir unsuru haline geldi. Öyle ki güncel verilere göre özellikle Asya ülkelerine gönderilen göçmen havaleleri ülke rezervinin dahi üzerinde. Örneğin Bangladeş’te havalelerin ülkesel toplam dövize oranı %117 aynı şekilde Pakistan’da bu oran % 137 oranına yakın. Bu verilere bakıldığında havalelerin kalkınmanın finansmanında önemli bir role sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bu para transferleri yoksulluğun azalmasında da önemli bir yere sahip. Yurtdışında çalışan kişilerin ailelerine gönderdikleri dövizler, aile bireylerinin eğitim, sağlık ve sosyal harcamalarını artırmasını sağlıyor, bu da beşeri sermayenin gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca kırsal kesimde yaşayan ailelere gelen havaleler onların tarımsal faaliyetlerindeki giderlerine de oldukça yardımcı oluyor. Bunun dışında bu işçi dövizlerinin aktarılabileceği yatırım araçları sayesinde örneğin arsa, bina ya da yeni bir işin kurulması gibi yatırım ve tasarruf alanında harcanmasıyla birlikte gelir ve istihdam da kalıcı etkiler sağlayabiliyor.
İşçi dövizlerinin kullanımını temsil eden piramitten de anlaşılacağı üzere, işçi dövizleri ilk olarak hane halkının ihtiyaçlarını gidermeye yönelik kullanılmaktadır, son aşamada ise yatırım ve tasarruf amaçlı kullanılmaktadır.
Ülkeler arası gelişmişlik farkı, yaşam standartları farkı artarak devam etiği sürece göçlerde buna bağlı olarak artacaktır. Ancak göçmenlerin ülkelerine gönderdikleri havaleler göç veren ülkeler için birer ekonomik yatırım haline gelmesi ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için ekonomik yarar sağlamıştır.
Kaynakça
http://fintechistanbul.org/2016/12/24/sinir-otesi-para-transferlerinde-gocmenlerin-rolu/
https://openknowledge.worldbank.org/bitstream/handle/10986/23743/9781464803192.pdf
http://ijisae.atscience.org/download/article-file/209353
http://web.worldbank.org/archive/website01010/WEB/IMAGES/MIGRATIO.PDF
Bayram
Batının şimdiki refahının birincil olmasa da en önemli sebeplerinden biri göçken, şimdiki küresel belirsizlik ve gerilemenin de en önemli sebeplerinden birinin göç olması gerçekten dikkate değer bir ironi.