Neden koşarız? Otobüse yetişmek, tehlikeden kaçmak, kapkaççıdan çantamızı kurtarmak, kaçan köpeğimizin tasmasını yakalamak… Aklımızda koşmak ve negatif olaylar arasında bir bağ var. Bu bağ koşmaya ilk başladığımızdaki nefes yetmezliği, “bir adım daha atamayacağım” sendromu, duş alıyormuşçasına akan terler ve o bir türlü geçmeyen zamanla birleştiğinde adeta demirden zincire dönüşüyor, 1-2 kez koşanları parkurlarda düzenli biçimde görmek imkânsızlaşıyor. Tüm bu negatifliğin aksine koşmak mutluluk ve sağlık veriyor. Koşmaktan kaçmak yerine herhangi bir sağlık çekincesi olmayanlar birkaç hafta içerisinde düzenli aralık programları deneyerek koşu sürelerini arttırabilir, daha sonra hız ve kasa yönelik çalışabilirler bile çünkü evrimsel yatkınlığımız olan bu sporda kendimizi geliştirmek yalnızca devamlılığa bakıyor.
Koşmak bir işkence veya görev olmak zorunda değil aslında. Kendi yarattığınız rüzgarın saçlarınızı dalgalandırıp sizi serinletmesi, rahatlayan hücreleriniz, açılan ciğerleriniz ve özgürleşen, aklınızla bir nevi meditasyon sayılıyor. Günlük dertlerden belirli bir süreliğine de olsa arındıran, hatta üzerine bol bol kalori yaktıran koşuyu ilginç kılmak için koştuğunuz alanı sık sık değiştirmek mümkün. Hazır yeni yıla yaklaşmış, hedeflerimizi belirlemeye başlamışken koşuyu da araya katmanız ve bu hedefinizi gerçekleştirirken zevk de alabilmeniz için Ankara’da bana en çok huzur veren koşu parkurlarından bahsetmek istedim.
Doğa âşıkları için en ideali Eymir Gölü etrafındaki yürüyüş yolu. Bir tarafta Ankaralıların özlemini çektiği denizin yerini tutan Eymir Gölü, diğer tarafta uzun boylu ağaçlar altında “irridescent flower” veya “sevgi çiçeği” olarak bilinen bölgeye özgü endemik bitki türü manzarasında koşabileceğiniz, yaklaşık 12 kilometrelik parkur ile koşularınızı bol oksijen alarak sağlıklı bir biçimde geçirebilirsiniz. Aman dikkat, yaz geceleri fazlasıyla aç sivrisineklerin saldırısıyla karşılaşmamak mümkün değil.
Koşunun genç yaşlı herkes için olduğuna inananların buluşma noktası ise Anıttepe Koşu Parkuru. Her tarzdan insanı barındıran, kardeşlik ve spor tutkusunun insanların gülen yüzlerinden okunduğu bu parkur vahşi şehir hayatı içerisinde kurtarılmış alan benim için. Aklınızda bulunsun, Anıtkabir manzarasının yanı sıra etrafında pek çok konser yapıldığından akşamları koşması ayrı bir keyif veriyor insana.
Bilkentliyim, yurtta kalıyorum, pratik bir çözüm arıyorum derseniz Merkez Kampüs Yurtlar Spor Salonu’nun en üst katında basket ve voleybol oynayanları izleyerek sıkılmadan koşabileceğiniz, tahmini 350-400 metre civarı koşu parkurunu deneyebilirsiniz. Bu parkurun en büyük avantajı kapıda asılı çizelgeye göre haftanın belirli günleri soldan sağa, kalan günleri ise sağdan sola koşarak düzenli ve uzun süreli antrenman yapanlarda tek taraflı anomaliler oluşmasını engellemesi.
Dikmen Vadisi, düzgün yolları, bahar ayında bir tabloyu andıran Japon Kiraz ağaçları, her daim aşkın yaşadığına inandıran piknik yapan çifte kumruları ve ihtiyaç duyduğunuzda anında minik bir mola verip kullanabileceğiniz pek çok kafesi ile rahatına düşkün sporcular için ideal. Kışları çok soğuk yazları ise çok sıcak olarak mevsim geçişlerinde hazırlıksız yakalanan koşucuları hasta etmesiyle bilinse de birazcık önlemle favori koşu parkurunuz olabilir.
Atık bahanelere yer yok, yeni yıla koşarak gireceğiz. Yakın hissedip tercih ettiğiniz bir parkurda veya sizin keşfedip paylaşmak istediğiniz, bahsetmediğim egzotik bir yolda kısacası; sağlık, mutluluk ve kişisel gelişim için herhangi bir yerde buluşmak dileğiyle…
Resimler için Kaynakça:
https://it.foursquare.com/v/anıttepe-yürüyüş-ve-koşu-parkuru/4cfa0fd4084f5481baf97809?openPhotoId=51f00858498ec6184b45b143
http://www.bilkent.edu.tr/bilkent-tr/admin-unit/yurt/hizmet.html
https://tr.foursquare.com/v/dikmen-vadisi-parkur/4e80f7784901296e474c3f99?openPhotoId=5288817111d2cf1f3c78a6ce
Meriç
HARİKA