2014 yılında İktisat bölümü mezunlarımızdan Merve Kızılkan ile röportaj boyunca Ankara’nın ilk evden kaçma oyunu olan ‘Track The Key’ ve kendisi hakkında konuştuk. Bir Bilkent mezununun daha önce yapılmamış farklı bir konsepti Ankaralılarla buluşturması, Bilkent’in hayat karşısında yenilikçi ve cesur olmayı öğrettiğini gösterdi. Oyunu sizlere daha iyi anlatmak için ben de oynadım. Denemeden önce bu kadar keyifli olabileceğini düşünmemiştim. Ayırdığım vakte değecek kadar güzel bir etkinlik olduğunu düşünüyorum. Şimdiden yeni oyunu sabırsızlıkla bekliyorum. Mezunumuza ulaşmak için 4 kilitli kapı ve onlarca şifreyi çözmem gerekse de taze mezunumuzu daha yakından tanıyabileceğimiz keyifli bir röportaj oldu.
Yazarın Görüşü
GB: Bilkent içerisinde katıldığınız kulüpler oldu mu?
MEC içerisinde aktif olarak iki yıl çalıştım. Mec Business Seminer etkinliğinde yer aldım.
GB: Bu işe başlamadan önce herhangi bir iş başvurusu yaptınız mı ?
Hiç bir yere iş başvurusunda bulunmadım. Kafamda hep bazı sorular vardı; mezun olduktan sonra hemen işe mi başlamak zorundayım, sabah erkenden kalkıp işe mi gitmem gerekecek, nasıl olacak? Hep kafamda kendi işimi kurmanın isteği vardı, bir arkadaşımla konuşurken bir anda gelişti.
GB: Yeni mezun olarak çalışma koşullarından memnun musunuz?
İki kişi olmanın avantajı var. İşimizin başında duruyoruz bu yüzden ikimizden biri başında durmak zorunda. Bu yüzden birbirimizi idare edebiliyoruz. İşe üç gün gelemesem bile ortağım idare edebiliyor. Bir yandan da keyifli olduğu için her gün gelmek benim içimden geliyor. İlk başlarda bazı sıkıntılar yaşadığımız oldu fakat şu anda oyunlar bir düzen içerisine girdiği için artık daha rahat ediyoruz.
GB: Bu oyunda konsept olarak bir yerden esinlendiniz mi?
Yurt dışında çok daha yaygın olarak oynanıyor. Türkiye’ye de yeni yeni gelmeye başladı. Biz ilk bu oyunu duyduk daha sonra İstanbul’a gittiğimiz zaman oynadık. Daha sonra Ankara’da bu oyunu yapmaya karar verdik. Ankara’da olsa öğrenciler içinde iyi olur bizim içinde iyi olur dedik.
GB: Her oyun birbirine mi benziyor?
Özünde hepsi evden kaçış oyunu ama bazı yerlerde daha farklı çeşitleri olabiliyor.
GB: Oyunları nasıl oluşturuyorsunuz?
Bir oyun oynatılmadan önce denemelerini yapıyoruz. Oyun tam kesinleştirmeden önce arkadaşlarımızla deniyoruz. İdeal süreyi hesaplarken bu deneme oyunlarından yola çıkıyoruz. Mesela halloween oyunumuz oldu, o daha kısa 40 dakika sürdü.
GB: Bilkentli olmanın farkını hissediyor musunuz?
Özellikle bir konu araştırılması gerektiğinde ve ya ortaya yeni bir şey çıkması gerektiğinde bu farkı çok hissediyorum. Bilkent bize farklı açılardan bakmayı ve iyi analizler yapabilmeyi öğretiyor. Ödevlerle, projelerle uğraşırken nasıl araştırma yapılması gerektiğini öğrendim. Bizim yaptığımız iş sürekli geliştirmeye açık bu yüzden Bilkentli olmak bana çok fazla yarar sağlıyor.
GB: Bu işe başlarken bir hedef koydunuz mu?
Aslında işe bir heyecanla başladık. İşin içine girdikten sonra beklentilerimiz büyüdü, iş büyüdükçe hedeflerimizde büyümeye başladı. Şu anda şubeleşmeyi düşünüyoruz, oyunu farklı konseptlerde, farklı mekanlarda yapmayı istiyoruz.
GB: Çevrenizden aldığınız tepkiler nasıl oldu?
Çevremdeki insanlarla paylaştığım zaman kötü bir fikir yapma gibi olumsuz tepkiler almadım. Herkes oyuna karşı meraklı ve heyecanlı yaklaştı. İnsanlar oynamaktan korkabilir, çekinebilir gibi yorumlar geldi. Fakat bu konuda bir sorun yaşamadık çünkü oynayan arkadaşına tavsiye ediyor, bu şekilde yayılıyor. Tavsiye ile gelince insanlardaki bunlar bizim böbreğimizi çalacak korkusu ortadan kalkıyor.(Gülüşmeler) Kendi arkadaşlarım da oynadı, eğlendiler ve keyif aldılar.
GB: Bu işe başlarken en büyük destekçiniz kim oldu?
En büyük destekçim ortağım oldu. Açıkçası bazen yapamayacağız, olmayacak bu iş dediğim, sıkıntıya düştüğüm anlar oldu. Bu anlarda ortağımın enerjisinin yüksek olması motivasyonuma geri kazanmama çok yardımcı oldu. İlk başlarda iş sahibi olmak zor gibi gözüküyor fakat emek verdikçe daha çok sahipleniyorsun. Bu yüzden sıkıntısı bile hoş gelmeye başlıyor. Kendimiz için yaptığımız bir iş olması bizim için bir avantaj. Ortağımın ismi Buğra, o bana çok yardımcı oluyor. Her şey çok iyi gidiyor.
GB: Oyunu kendi cümlelerinizle bize anlatabilir misiniz?
Bir evden kaçış oyunu bu, evde ipuçları, kilitli kapılar, dolaplar, kutular var. Bütün ipuçları çözerek ve birleştirerek 1 saat içinde evden çıkmaya çalışıyorsunuz.
GB: Bu oyun başlayalı ne kadar oldu, kaç oyun oynandı?
3 ay oldu, şu ana kadar 200 oyun oynattık.
GB: Oyuna gelmek isteyip ama korkan çekinenler oluyor mu?
Böyle durumlar yaşanmaması için sosyal medyayı çok etkin kullanıyoruz. Her gelen grubun fotoğrafını çekip paylaşıyoruz. Tavsiye ile gelindiğinde böyle sorunlar zaten yaşamıyoruz.
GB: Ev şekli ve yerini seçerken nasıl karar verdiniz?
Bahçeli 7. Cadde’nin ulaşım bakımdan insanlara kolay geleceğini düşündük. Evin özellikle oyun için uygun olmasına dikkat ettik. Girişin şekli, oda sayısı hepsi bizim için çok önemliydi.
GB: En büyük yaşadığınız zorluk ne oldu?
En büyük zorluk diyemem ama küçük küçük bir sürü zorluk yaşadık. Dışarıdan bakınca basit gibi duruyor ev tutuyorsun, içine eşya koyuyorsun oluyor gibi duruyor. Sürekli işi geliştirmek için zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Oyun oynanırken bir sorun yaşanmaması lazım.
GB: Oyun hakkında gelen yorumlar nasıl oluyor?
Bazen eleştiriler aldığımızda oluyor fakat biz bunların hepsini değerlendirip oyunu geliştirmeye çalışıyoruz. Genel olarak adrenalin yükselten bir oyun olduğu düşünülüyor.
GB: Farklı taleplerle gelen oyuncular oluyor mu?
Doğum günü sürprizi ve evlenme teklifi oldu.
GB: Sürprizleri nasıl hazırlıyorsunuz?
Bir keresinde 10 kişilik bir grup arkadaşlarını doğum günü sürprizi için gelmişlerdi. 5 kişi önce oyunu oynadı daha sonraki 5 kişilik grupta doğum günü olan kız vardı, en son odaya sadece doğum günü olan kızın cevabını bileceği ipuçları yerleştirdik. En son dolaptan iyi ki doğdun yazısı çıktı ve tatlı bir sürpriz oldu. İki kez de evlenme teklifi oldu. İlkinde yine son odaya ilişkilerinin başlama tarihini kilidi açtı ve en son dolaptan yüzük ve güller çıktı. Bu tarz sürprizleri genelde erkekler ayarlıyor, oyun normal bir şekilde başlıyor. En son odada biraz tatlı şaşkınlık verici bir sürpriz yaşanıyor.
GB: Oyun bir kez oynayınca ikinci kez gelmek isteyenler oluyor mu?
Genelde oyunu oynayan insanlardan yenisini ne zaman yapacaksınız gibi tepkiler alıyoruz. İki ayda bir değiştiriyoruz oyunu, oyunu oynayan çoğu kişi iletişim bilgilerini bize bırakıyor. Yeni oyun geldiğinde haberdar ediyoruz.
GB: Karşılaştığınız en ilginç olay ne oldu?
Bazı insanlar çok farklı olabiliyor. Ortağımın bir grup arkadaşı deneme oyunu için gelmişlerdi. Oyun içerisinde bir kapıyı açmadan diğer kapıyı açmak imkansız. Fakat onlar baştaki kapıları açmadan son kapıya girdiler, biz şaşırdık oyunda bir açık mı var diye düşündük. Kilitleri dinlemişler. Kilitleri sökme olaylarını dahi yaşadığımız oldu.
GB: Bilkent öğrencilerine önermek istediğiniz bir şeyler var mı?
Öneri verebilecek kadar büyük hissetmiyorum kendimi fakat ben yaptım sizde yapın mutlaka diyebileceğim şey: kulüp etkinleri. Aslında ders seçimlerinde çok kritik ve etkili, seçmeli derslere önem vermek gerekiyor. Ben seçmeli ders olarak Social Media Marketing almıştım. Bu dersin bana çok faydası olduğunu düşünüyorum. Bilkent’te hayata hazırlayan çok faydalı dersler olduğunu düşünüyorum. İşimde bu derslerden öğrendiklerimi kullanıyorum.
GB: Kendi işinizi yapmanın faydaları neler oldu?
Ben sorumluluk aldıkça yaptığım işi sahipleniyorum bu yüzden masa başı bir işte bu kadar sahiplenme imkanım olacağını sanmıyorum. Sahiplenme duygusu ile kendi işimi yapmak beni mutlu ediyor. Arkadaşlarımdan bazıları haftada 6 gün çalışıyor, kendine vakit ayıramıyor. Ben hem kendime hem işime vakit ayırmak konusunda sorun yaşamıyorum.
GB: Bilkent’te yapmayı özlediğiniz bir şey var mı?
Okula ait her şeyi özlüyorum. Keşke hazırlığa geri dönsem diyorum. Okul içinde derslere girmek sıkıcı oluyor. Bitince de okul bitti şimdi ne olacak düşüncesi geliyor. Okulun içerisinde sürekli sosyal bir çevrenin içinde keyifli vakit geçiriyorsun, ciddi sorumluluk yüklenmiyoruz. Mezun olduktan sonra artık hayata karşı sorumluluk almaya başlıyorsun. En çok öğrenci olmanın verdiği rahatlığı, ferahlığı özlüyorum. İşletmenin kapısında arkadaşlarımla sohbet etmeyi özlüyorum.
GB: Mezunumuza bizlerle buluştuğu ve kendini daha yakından tanımamıza fırsat verdiği için teşekkür eder. İş hayatında başarılar dileriz.