Tarih 1909, gündemde bir Türk Hava Kuvvetleri konusu… Havacılıkla ilgili çalışmalara başlanmış fakat 1910 yılına kadar geliştirilmesi devam etmiş.

Tarih 1910, gündemde yine bir Türk Hava Kuvvetleri konusu… Avrupa’ya bir inceleme komisyonu, Paris’te toplanan Havacılık Konferası’na da bir heyet gönderilmiş. Aynı yılın sonlarına doğru, kesin karar verilmiş, bu Türk ordusuna bir hava kuvvetleri ya kurulacak, ya kurulacak! Bu sefer de mali durumlar izin vermemiş.

Tarih 1911, gündemde yine ve yeniden bir Türk Hava Kuvvetleri konusu… bu defa yalnızca tartışılmakla kalmıyor tabii. Wilbur ve Orwell Wright kardeşlerin tarihteki ilk motorlu uçağı sembolik anlamda da olsa, uçurmayı başarmalarından tam 8 yıl sonra, Harbiye Bakanlığı Fen Kıtaları Müstahkem Mevkiler Genel Müfettişliğinin 2’nci şubesi bünyesinde“Havacılık Komisyonu” adıyla Türk Hava Kuvvetlerinin ilk temeli atılmış.

Ve tarih 2012, bu defa gündemde Türk Hava Kuvvetleri’nin 101. Yılının kutlanması var. Önceden sıkı hazırlıklar yapılmış, davetiyeler bastırılmış ve ortaya Türk millyetçiliğini güçlendiren, tüyleri diken diken eden ve şehit ailelerinin gözlerini dolduran bir tablo çıkmış! Önce uzun süren eğitimlerden geçirilmiş arama kurtarma paraşüt timi, ardından Türkiye’nin göz bebeği SOLOTÜRK F16’sı ve son olarak da tabii ki Türk Yıldızları! Sonra mı? Dahası sanırım mümkün değildi!

Karanlıkta Ya Da Soğukta da olsa, Sizi Bulur, Sevdiklerinize Güvenle Teslim Ederiz!

Arama kurtarma paraşüt ekibinin sloganı, yaptıkları işle yarışır derecede dokunaklı elbette. Uzun süreli eğitimlerden geçerek, insan vücudunun sınırlarını zorlayarak, casa uçağından metrelerce yüksekten aşağı atlayıp, paraşütlerini kullanarak; hayatları pahasına insanları kurtarmak için savaş veriyorlar. Bugünse yaptıkları gösteriyle insanları mest ederek, en sonda açtıkları Hava Kuvvetleri Flaması, Mustafa Kemal Atatürk Posteri ve şanlı Türk Bayrağı’yla Türk ordusunun gücünü ilk olarak yaşattılar.

Her biri birbirinden yetenekli paraşütçülerin, mor dumanla işaretlenmiş sahaya indikleri andaki profesyonelliği, azami derecedeki disiplinleri ve inanılmaz otoriter ve yaptıkları işe hakim tavırlarıysa; gösterinin en akılda kalıcı yanlarından birkaçıydı. En sonunda açtıkları Türk Bayrağı ile selamladıkları şehit aileleri ise, bu gösteri karşısında göz yaşlarını tutmakta güçlük yaşadılar.

 

 

İnsan Kapasitesinin Basınçla İmtihanı: SOLOTÜRK

Türk Hava Kuvvetleri, Türk ordusundaki sağlamlığını ve nitelikli insan gücünü korumak için en yüksek ve en modern teknolojilere erişiyor. SOLOTÜRK F16’sı da işte bu F16’ların gücünü, dayanıklılığını, sahip olduğu modern ve yüksek performanslı donanımı ve en önemlisi, uçağı kullanabilmek için gereken bilgi ve beceriyi; izleyiciye bir gösteri şeklinde sunuyor. SOLOTÜRK’ün diğer F16’lardan tek farkı üzerindeki Murat DORKİP tarafından yapılan boyası olup, herhangi bir işe de rahatlıkla gönderilebilmektedir.

Tek bir pilotla yapılan gösteride, insan gücünün sınırlarını zorlayan basınç denemeleri ve akrobatik hareketlerle bizlere F16’ların kabiliyetleri tanıtıldı. 15 saniye içinde yerden 5 kilometre havalanabilme kapasitesine sahip olan SOLOTÜRK, aynı zamanda da dünyada kalkışından hemen sonra ters dönükken kalkışına devam edebilen tek F16 jeti.

Yetenekleri bununla da bitmeyen SOLOTÜRK, Royal International Air Tattoo (RIAT) 2011 organizasyonunda da en iyi uçuş gösterisi seçilerek Kral Hüseyin Anı Kılıcı ile ödüllendirilmiş ve SOLOTÜRK’ün görsel tasarımı 2011 GMK açık hava grafik tasarım ödülünün de sahibi olmuştur.

Uçağı kullanan Yüzbaşı Fatih BATMAZ’ın yeteneklerinin takdire şayan olmasının yanında, teknik ekibin de öneminin büyüklüğünü bildiğimizden; SOLOTÜRK’ün teknik ekibiyle de ufak bir görüşme fırsatı yakaladık ve sorduk:

Esin BATAK: Uçağı uçurmak değil de; teknik ekipte olmak, arka planda olup neredeyse bütün donanım işlerinden sorumlu olmak nasıl bir his?

Ekip: Bu işte bir takım olmak ve hep birlikte çalışmak insana gurur veriyor. Bizim işlerimiz sizin gibi insanların SOLOTÜRK’ten ve yaptığımız işten haberdar olmalarını sağlamak ve SOLOTÜRK’e destek vermek. Görünüşe bakılırsa da işimizi iyi yapıyoruz (Gülüyorlar). Bu bir takım işi ve işimizle gurur duyuyoruz.

Biz de sizinle gurur duyuyoruz SOLOTÜRK ekibi! Tam bir ekip çalışması ve inanılmaz bir kooperasyon içindeki tavırlarıyla Türk ordusunun haklı gururları olarak tarihe adınızı yazdırmaya layıksınız.

Daha Ne Söylenebilir ki?

Türk Yıldızlarının gösterisinden sonra en akılda kalıcı cümle bu olsa gerek. Yıldızlar, kullandıkları NF5 uçakları ve sundukları eşsiz büyüleyicilikteki gösteriyle izleyenleri hayran bıraktılar. “Türk Bayrağının rengini semaya kazıyanlar”, “Türk Milletinin cesur kanatları” ve “Türk Milletinin havacılık adına gökyüzündeki milli takımı” sıfatlarının hepsini birden başarıyla göğüsleyen ekip, sundukları gösterinin zaman zaman nefesleri tutturan, zaman zaman tüyler ürperten, ancak yaptıkları her harekette izleyicileri gururlandıran bölümleriyle bütün alkışları hak ettiler.

1914 yılında Türk tarihinde ilk kez yer edinme fırsatı bulan Hava akrobasisi, teknolojinin ilerlemesiyle bugün bulunduğu konuma gelerek, sunduğu gösterilerle ve sahip oldukları yetenek ve disiplinle dudak uçuklatıyor. Ekip ise son derece mütevazi olmasının yanı sıra, gururla taşıdıkları üniformanın hakkını vererek, göklerde çelik kanatlarla süzülüyorlar. 8’li paket olarak gösteriler sunan ekip, aynı zamanda nefes kesen hareketlerle de, izleyiciyi kazanmayı çok iyi biliyor.

GazeteBilkent olarak, onlarla da konuşma fırsatı yakalayıp yoğun programlarının arasında 5 dakikalık kısa bir konuşma gerçekleştirdik:

Esin BATAK: Nereden geliyor bu pilot olma sevdası?

Yıldız: Tam adamına sordun. (Gülüyor). Ben Konya’da büyüdüm. Bilmiyorum orayı biliyor musunuz ama üs merkeze yakın ve sürekli uçak sesleri olur. Bir laf vardır, eğer uçak geçerken kafanı kaldırıp yukarı bakıyorsan; ya yabancısındır ya da pilot olma sevdalısı. Ben de bir Konyalı olarak o yukarı bakanlardandım. Hatta o kadar ki, o zamanki Yıldızlarla tanışmıştım. Çok uzun süre hayalimdi ama tabii o zaman böyle internet falan yok. Lisede öyle kalan hayalim, lise sonda okula gelen Harp Okulu başvurusuyla gerçeğe dönüşmeye başladı. Şimdiyse hayal ettiğim yerdeyim.

EB: Peki, o inanılmaz hareketleri yaparken hiç mi korkmuyorsunuz?

Yıldız: Ona korkmak demeyelim de, biraz heyecan oluyor tabii.

EB: Kaç senedir bu uçağı kullanıyorsunuz?

Yıldız: Burada hepimiz muharebe askerleriyiz, yani sadece gösteri eğitimi de almıyoruz. Dolayısıyla birçoğumuz bu uçakları kullanmanın eğitimini gösteri amacı dışında da alıyor. Ben mesela daha önce de NF5 kullanıyordum. Dolayısıyla bu uçağı 8 senedir ben kullanıyorum.

EB: Peki, son olarak bu yazıyı okurken pilot olma hayali kuran varsa, söylemek istediğiniz şeyler var mı?

Yıldız: Ben uzun yıllar bunun hayalini kurmuş ve şimdi de bu hayali gerçekleştirmiş biri olarak sadece tek bir şey söylemek isterim. Hayallerinin peşlerinden gitsinler!

Türk Yıldızları ekibine de bize ayırdıkları vakit ve bu keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz.

Türk Hava Kuvvetleri’nin bu 101. yılında, bu gurur verici gösteri ve muhteşem organizasyon için emeği geçen herkese de teşekkür ederiz. Bir 101 yıl daha aynı sağlam orduyla devam etmek dileklerimizle!

Leave a Reply