Devre Arası Transfer Raporu: Galatasaray

Galatasaray: Tek başarısı UEFA Avrupa Ligi olan, Ziraat Türkiye Kupası’ndan ilk maçta elenen, ligde küme düşme potasıyla arasında birkaç maçlık puan farkı kalan bir takım. Yeni başkanı Burak Elmas görevde 12 ayı doldurmadan Fatih Terim ile yolları ayırmak zorunda hissetmiş, yabancı teknik adam Domenec Torrent ile anlaşmış ve hala başarı elde edememiş. Nasıl bir transfer sezonu geçirmeliydi ve nasıl bir transfer sezonu geçirdi – bu yazıda bu konuyu her mevkide ele alacağız.

1. Kaleci

Taraftarın da aşina olduğu gibi, sezon başında yedek kaleci Okan Kocuk’u Giresunspor’a -geri çağırma opsiyonu olmadan- kiralamak bir hataydı. Bu hatayı telafi etmek için İsmail Çipe ve Fatih Öztürk değişerek oynasalar da sakatlanan kaptan Fernando Muslera’nın boşluğunu asla dolduramadılar. Bundan dolayı kulüp yönteimi önce Okan Kocuk’u istedi, olmayınca Torrent’in bağlantılarını kullanarak Barcelona’dan Iñaki Peña’yı kadroya kattı. İlk maçında geçer puan alan Peña’nın İstanbul’daki kariyerini değerlendirmek için henüz erken olsa da, diğer kalecilerden daha yetenekli olduğu aşikar.

Bu transfere mali açıdan da bakınca geçer not verilebilir.

Her ne kadar önceden yapılan hatalar büyük olsa da, devre arasında bedelsiz ve yeterli bir kaleci kiralamak önemliydi. Bu sebeple, bu mevki için yapılan transfere idare eder dememiz mümkün.

2. Defans

Yabancı kaleci almanın getirdiği başka bir sorun da kadroda yer açma gerekliliği şüphesiz. Büyük umutlarla gelen ABD’li DeAndre Yedlin ile yolların ayrılması ve yerine Omar Elabdelloui’nin gelmesi, Sacha Boey’in de takıma dönüşüyle sağ bek rotasyonunda Cimbom’un güç kazanması demek. Ancak halihazırda sakat olan, Torrent ile yaşadığı sorun sonrası kadro dışı bırakıldığı iddia edilen Alpaslan Öztürk’ün yerine yerli stoper olarak bedelsiz alınan Semih Kaya beklentilerin altında kaldı.

Eleştirilen durum Semih Kaya’dan iyisinin gelemiyor oluşu, azalan yabancı sınırına rağmen düşünce bu.

Cimbom’un son maçlarda sürekli gol yediği ve Marcao haricinde formu parmakla gösterilen bir defans oyuncusu olmadığı düşünüldüğünde, acaba daha başarılı bir stoper getirilemez miydi? Patrick van Aanholt’un bir iyi bir kötü maçları ve Ömer Bayram’ın yeterli olmayan sol bek performansları yüzünden, bu transfer döneminde Hakan Balta tipi sol bek – sol stoper tecrübesi olan bir oyuncunun takıma daha yararlı olabileceğini düşünmemek elde değil. Kimse Dani Alves’i kadroya katalım demiyor fakat durum ortada, bir Domenico Criscito bile alınamadı; dolayısıyla bu mevki için yapılan ‘transfer harekâtını’ oldukça yetersiz buluyorum.

3. Orta Saha

Açık konuşacağım: Gedson Fernandes transferi bir fiyaskoydu. Mali bakımdan veya alınıp alınmaması açısından değil, Türkiye’nin şu dünyada en çok tanınan markasının kurumsal iletişiminin nasıl yapılamadığını görmemiz açısından fiyaskoydu. Tüm gece boyunca bir yönetim kurulu üyesinin çıkıp açıklama yapmaması kabul edilemezdi. Sosyal medya çağında kolayca atılacak “Transfer Gündemimizden Çıkmıştır” temalı bir ‘tweet’ bile düşünülemedi, bu kolay unutulmayacak büyük bir ayıp. “Yazık” diyerek Pulgar transferine geçelim.

Pulgar yetenekli bir oyuncu, ancak performansını görüp değerlendirmek gerek.

Erick Pulgar çoğumuzun bildiği gibi Şili Milli Takımı oyuncusu ve Fiorentina’dan bedelsiz kiralandı, 8-9 milyon Euro kadar hesaplanan bonservis bedeline bakınca opsiyonu olsa da olmasa da sezon sonu İtalya’ya döneceği aşikâr. Oyun tarzı bakımından Felipe Melo’ya benzetilse de en önemli eksiklerinden biri kafa topu olan bir oyuncu için bu benzetme biraz abartı olabilir. Ligimizde oyun başlangıçlarında alınan ribauntların önemi açık, Taylan ve Berkan da listeye eklendiğinde (Aytaç Kara ve Oğulcan Çağlayan kiralık gönderildi) hava üstünlüğünde güçsüz bir orta saha rotasyonu oluştuğu ortada. Torrent’in planlarını buna göre düzenlemesi gerektiğini düşünüyorum, buna sahada mağlup duruma düşüldüğünde yapılacak tam saha pres opsiyonu da dahil. Galatasaray gibi bir kulübe birkaç sene önce Seri, Lemina ve Nzonzi gibi isimlerin geldiği düşünüldüğünde Pulgar’ı bu şartlarla sadece yarım sezon kiralamanın da büyük bir iş olduğunu düşünmüyorum – kaleci bulmak kadar zor bir iş değildi.

Sonuç olarak orta saha transferine 5 üzerinden 1 vermek normal, 2. Mustafa Kapı vakası olan Bartuğ Elmaz transferi de eklendiğinde. O halde daha fazla sinir bozmadan forvet transferine geçiyoruz.

4. Forvet

Bafetimbi Gomis transferi, kontratın detaylarına bakıldığında rahatlıkla alınabilecek bir risk gibi görünüyor. Mbaye Diagne’nin sakatlığı ve sözleşme ertelemesi, Mustafa Mohamed ve Halil Dervişoğlu’nun istikrarsız form grafikleri de düşünüldüğünde makul hamlelerin yapıldığını düşünüyorum. Olası tek sıkıntı, sakatlık ihtimalini göz ardı edip forvetleri 90 dakika boyunca sahada tutmak ki bu forvet rotasyonunda da böyle bir hata yapılacağını sanmıyorum. Daha genç bir forvet transferi olabilir miydi? Belki ama ligi tanıması ve Galatasaray’ın şu anki ihtiyaçları düşünüldüğünde Gomis ismi bence eleştiriye çok açık değil henüz, umarım kendisi de beklenen performansı gösterir. Zaten buraya gelirken duyduğu heyecan çok net şekilde görülmekte.

Eski gol kralı Gomis yarım sezonluk kontratını uzatmak için en az 10 gol atmak zorunda.

Bu açıdan bakıldığında kaleci transferi gibi, bu mevki için yapılan transfere geçer not verebiliriz – sonuçta Sezar’ın hakkı Sezar’a.

5. Sonuç

Yazıyı tamamlamak gerekirse, Galatasaray bu tip sonuçların kabul edildiği bir yer değil. Terim de olsa Prandelli de, Ünal Aysal da olsa Burak Elmas da kimse Galatasaray’ın üstünde değil. Yönetimsel olarak yapılması gerekeni bilen biliyor ancak transfer konulu bu yazıyı, Cimbom için hala tehlikenin sürdüğünü belirterek kapatmak daha uygun olacak. Umarım değişiklikler gidişatın bir nebze de olsa iyileşmesine vesile olur diyerek tamamlıyor, mutlu günler diliyorum.

*Kapak resmi dha.com.tr adresinden, diğer fotoğrafları sırasıyla fanatik.com.tr, haber7.net, sporx.com ve haberler.com sitelerinden alınmıştır.

Leave a Reply