2020 yılına kadar perakende sektörüne yönelik yapılan teknoloji harcamalarının 111 milyar doları aşması; 2021’e gelindiğinde ise dünya genelinde perakende sektöründe e-ticaret payının %13 olması yönündeki beklenti, zannediyorum ki sizin de aklınıza dijital pazarlamayı getiriyordur.  Son yıllarda hızla gelişen teknoloji ve bununla beraber gelen müşteri beklentilerindeki değişiklik e-perakende sektörünü, yani daha anlaşılır bir dille, e-ticaret’i ortaya çıkardı. Şimdilik bahsettiğim şey tam olarak ebay, amazon, hepsiburada, trendyol gibi online satış yapan internet siteleri…

Teknolojinin hızla gelişmesi ve hayatımıza girmesi perakende firmalarını geleneksel yaklaşımlardan uzaklaştırarak inovatif yollara başvurmaya yönlendiriyor. Bu dönüşümü sağlayan şirketlerin, sağlamayanlara göre gelirlerine ek 94 milyar dolar kattığının bilinmesi de şirketleri e-ticarete teşvik eden bir diğer sebep. Çünkü küçük bir mantık ilişkisiyle de farkedilebileceği gibi e-ticarete yönelen firmalar ürünlerin tedarik sürecindeki maliyet, çalışan maaşı veya mağaza kirası gibi bir çok alanda kâr elde ediyor. Tabii ki elde edilen bütün kâr bunlara bağlanamaz. Yapay zekanın bir getirisi olan ürün segmentasyonu sayesinde her bir müşterinin kişisel verilerini kullanarak sunulan kaliteli hizmeti unutmamak gerek. Potansiyel müşteri neler satın alıyor, ne zaman alıyor, hangi fiyat aralığını tercih ediyor gibi konularda bilgi toplanması site ziyaretçilerine kişiselleştirilmiş bir hizmet sunulmasını sağlıyor. Bu durum müşteri memnuniyetini ve sadakatini arttırarak onları daha çok alışveriş yapmaya yönlendiriyor. Daha önceki bir yazımda da bahsettiğim ‘’İnsanlar daima kendisini özel hissettirene meyillidir.’’ kuralı burada da geçerli diyebiliriz.

Gelişen teknoloji perakende sektörünü sadece online satış alanında vurmadı tabii ki. Dünyada e-ticaret denildiğinde ülkemizden farklı olarak akla sadece online alışveriş gelmiyor. Orada sanal gerçeklik, robotik ve yapay zeka daha ön planda. Bir kıyafetin farklı renk ve bedenlerinin üzerinizde nasıl durduğunu üç boyutlu olarak  görmenizi sağlayacak akıllı kabinler (Black Mirror vari) çok da uzağımızda değil. Bu farkı gören birçok Türk perakende şirketleri de teknolojik gelişmeler paralelinde iş yapış ve pazarlama şekillerini yeniden yapılandırıyorlar. Sevgililer Günü’nde   ‘Aşkı Hisseden Vitrin’ ile Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nde ‘En İyi Teknoloji Kullanımı’ ödülünü alan Penti ülkemizde bu alanın öncülerinden. ”2018 yılı aynı zamanda Penti için dijitalleşme yolunda büyük projelerin yılı olacak’’ diyen Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, Penti’den bu yıl içerisinde de yaratıcı ataklar beklememizi işaret ediyor.

Metro Toptancı Market Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan, sanal gözlük takarak yapılacak mağaza turlarından, yapay zeka ve büyük verinin işlenmesiyle müşteri ihtiyaçlarının daha onlar farkına varmadan saptanmasından hatta ileride selfie ile ödeme yapılabileceğinden bahsediyor. MediaMarkt ise son bir yılda yaptıkları 4 milyon Euro’luk yatırımla tüm mağazalarında dijital etiket uygulamasını başlatarak, yine her mağazaya sınırsız sayıda ürün gösterebilen dijital kiosklar eklediler. Bu sayede o an mağazada bulunmayan ürünlerin bile satışını ve teslimatını gerçekleştirebiliyorlar.

Dijitalleşmenin döneme ayak uydurmak isteyen her şirketin eninde sonunda revizyona gitmesi gereken bir konu olduğu kaçınılmaz bir gerçek. Bu durum sadece perakende sektörü için geçerli değil. Sanayi, bankacılık hatta insan kaynakları dahi dijitalleşmeye giden bir alan. Bu yeni düzene ayak uyduramayan şirketlerin sonunu tahmin etmek ise hiç de zor değil.

 

Kaynakça

file:///C:/Users/user/Downloads/dijitallesen_Zdunyada_ekonominin_itici_gucu_e_ticaret_yonetici_ozetiZ_1.pdf

http://www.thebrandage.com/pentiden-2022-hedefi-3-milyar-tl-ciro-1100-magaza-8189

http://www.btgunlugu.com/perakende-sektoru-dijitallesme-gerekiyor/

Yavuz Çalık, Hande. Capital Dergisi, Mobil Ekonomi. Ocak 2018, 14-17.

Leave a Reply