Kıbrıs Cumhuriyeti kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, TBMM’de Genel Kurul’a yaptığı konuşmasında “KKTC yarınlara açık bir ülkedir, yeter ki devlete sahip çıkılsın…” demişti. Umarım ki Türkiye Cumhuriyeti yavruvatana sahip çıkacak, şehitlerinin kanı yerde kalmayacak ve bu güzel insanların emekleri, çabaları boşa gitmeyecektir.
1955’ten bu yana bakıldığında Kıbrıs’ta değişmeyen bir şey varsa o da çözümsüzlük. 2000’li yılların başında ülke gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden Annan Planı’ndan da sonuç çıkmayınca görüşmeler sekteye uğramıştı. 2011 yılında ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki Afrodit sahasında doğalgaz keşfetti. Her iki kesimin hükümetlerinin de girişimiyle görüşmeler 2014’te yeniden başladı. Bu sırada Cumhurbaşkanı Anastasiadis Birleşik Krallık’a bir ziyaret gerçekleştirmiş, bu ziyaret sonucunda İngiltere’ye ait üslerin yani 254 kilometrekarelik alanın 200 kilometrekaresi Rum tarafına verilmişti. Aslında bu anlaşma çok önemli çünkü Kıbrıs Sorunu’nun çözümsüzlüğünün bir sebebi olan Ortodoksların ruhani lideri III.Makarios değil 200 kilometrekare toprak, 1 kilometrekare bile alamamıştı. Toprak ve mülkiyetin her iki taraf arasında çok ciddi bir sorun teşkil ettiği göz nünde bulundurulduğunda, Anastasiadis üslerden gerçekleştirilen bu toprak iadesiyle elini güçlendirmiş oldu.
Annan Planı’nda da yüzde 36.7 oranındaki toprak yüzde 29.2 ye düşürülüyordu bu da yetmiyordu İngiltere’nin Ağrotur üssünden vazgeçmesi ve bu alanın büyük çoğunluğunun Rum tarafına bırakılması bu oranı yüzde 28.7’ye indiriyordu. Bu kabul edilemez bir durum olduğu ortada; gerçi halihazırda üslerin 200 kilometrekaresinin Rum tarafına verilmiş olması bu oranı çok da önemli hale getirmiyor. Bu yetmiyor olacak ki Rum tarafı Türklerden hala toprak talep etmektedir. Günümüzde sürdürülen ve kamuoyuna Annan Planı kadar yansımamış olan Cenevre sürecinde her iki tarafın hazırladığı ve birbirlerine sundukları haritalar çok önemli. Ahmet Takan’ın “Toprak isteme hakkı savaşı kazanana aittir!.. İşte, “KAY” Planı…” isimli yazısında da belirttiği gibi:
“Savaşta kazanıp masada kaybetmek akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Toprak isteme hakkı savaşı kazanan tarafa aittir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs’ta, işgalci ve darbeci Yunan ordusuna karşı zafer kazanmıştır. Mehmetçiğin kanı ile sulanmış toprakları Rumlara teslim etmeye kimsenin hakkı yoktur, haddine de değildir. Asıl toprak istemesi gereken taraf, Türk tarafıdır.”
Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak konusunda kesinlikle taviz vermemelidir. Atılacak adımlar çok dikkatli ve planlı atılmalıdır.
Bir diğer mesele ise Garanti ve ittifak Antlaşmalarının ne olacağı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla gündeme gelen Garanti ve İttifak Antlaşmaları Türkiye’nin kırmızı çizgilerindendir. Garanti Antlaşmasının 1.maddesinin 2.fıkrasında “Kıbrıs Cumhuriyeti, ayrıca tümüyle veya bir bölümüyle herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi veya ekonomik bütünleşmeye girmeyeceğini taahhüt eder.” denilmektedir. Bu antlaşmanın neden önemli olduğu maddelerine bakılınca daha iyi anlaşılıyor. Rumlar tarih boyunca ENOSIS’i hedeflediler; yani adayı Yunanistan’a katmak istediler. Bunun için EOKA isimli silahlı bir örgüt kurup adada terör estirdiler. İşte Garanti antlaşması ENOSIS’i yasaklıyor. Ayrıca bu da yetmiyor antlaşma garantör devletlere yani Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’ye 2.maddede adanın bir devletle birleşmesini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici amacı olan tüm hareketleri önleme yükümlülüğü getiriyor. Yunanistan değil adayı kendisine dahil etmek, böyle bir şeyin gerçekleşmesini önlemek zorunda. Bu antlaşma sayesinde Türkiye Kıbrıs’a 1974 yılında Barış Harekatı’nı düzenleyebildi.
İttifak antlaşması da bir diğer hayati antlaşma. İttifak antlaşması sayesinde Türkiye adada asker bulundurabilmektedir. İlker Başbuğ her iki antlaşmanın da Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Rauf Denktaş’ın büyük mücadeleleri sonucunda kazandıkları tarihi bir başarının tarihi bir belgesi olduğunu belirtmiştir. Kıbrıs’taki Türk vatandaşlarının güvenliği için bu iki antlaşmanın gerekliliğini anlamamak veya ciddiye almamak hayati bir hata olacaktır. Pek sürpriz olmayacaktır ki Rum kesimi bugün garantörlüğün kalkmasını istemektedir.
Üzerinde durulması gereken bir diğer konu ise iki kesimliliktir. Ne olursa olsun iki kesimlilik korunmalıdır. Nitekim İlker Başbuğ, Uğur Dündar ile gerçekleştirdiği röportajda adadaki durumu:
“KKTC topraklarında ikamet hakkı alacak 44.000 Kıbrıslı Rum’a ilaveten, iş kurma ve kalma hakkı çerçevesinde sınırsız sayıda Kıbrıslı Rum’un Kuzeye gelmesi, tek kelimeyle iki kesimliliğin Kıbrıslı Türklere sağladığı SARİH nüfus çoğunluğunu dinamitler!.. Toplu takas ve tazminata karşılık, ferdi (bireysel) mülkiyete dönüşün kabul edilmesi de, SARİH mal çoğunluğunun kaybına yol açar. Bu iki uygulama, iki kesimliliği ortadan kaldırır. İki kesimliliğin kalkması ise; 1963 yıllarına geri dönülmesi demektir!..”
diyerek çok güzel özetlemiştir. Rauf Denktaş, TBMM genel kuruluna karşı yapmış olduğu konuşmasında en çok egemen eşitlik ve iki kesimlilik üzerinde durmuştur. Rum tarafı da Türk tarafı da egemen ve eşit olmadığı sürece Kıbrıs’ta sorun çözülemez. Egemen eşitliğin sağlanmadığı bir çözüm, çözüm değil Türkiye Cumhuriyeti için bir başarısızlıktır. Kıbrıs Türkiye’yi sadece orada yaşayan Türk nüfusun güvenliği açısından değil, stratejik önemi dolayısıyla da ilgilendirmektedir. Gerek bölgede 2011 yılında keşfedilen doğalgaz rezervleri gerekse Doğu Akdeniz’deki konumu itibariyle Kıbrıs, Türkiye için stratejik olarak hayati önem arz etmektedir. Bu sebeple Binali Yıldırım’ın “Burası daha iyi, şu andaki işimiz hepsinden önemli” diyerek Kıbrıs görüşmelerini ciddiye almaması pek doğru bir hareket değildir. Türk hükümetleri bu zamana kadar hatalar da yapmış olsalar büyük bir kararlılıkla Kıbrıs sorununu çözüme ulaştırma yolunda çaba sarfetmişlerdir. Umarım mevcut hükümetimiz de bu ciddiyetle görüşmeleri sürdürecektir, sürdürmelidir.
Kaynakça
Toprak isteme hakkı savaşı kazanana aittir!.. İşte, “KAY” Planı- Ahmet TAKAN
Unutulan Ada Kıbrıs- İlker Başbuğ
http://www.aljazeera.com.tr/kronoloji/akdenizdeki-kavganin-kronolojisi
https://tr.sputniknews.com/politika/201701121026749009-kibris-cenevre-anayasa-yildirim/
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/yeniden-kibris-muzakereleri
https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTANAK/TBMM/d22/c047/tbmm22047074.pdf