Futbol dünyasında ayrı bir yerleri var diyebiliriz onlar için. Baba mesleğine daha küçüklükten tutulup bu yola baş koyanlar… Sahaya aynı isimleri taşıyan formalarla çıkan ve futbol tarihinde iz bırakmış baba-oğul futbolculara gelin beraber bakmaya devam edelim. Bu yazıda ofansif orta saha denince akla gelen simalardan Juan Sebastián Verón ve babası Juan Ramón Verón ile, forvet mevkisinde harikalar başarmış, kısa süre önce yeşil sahalara veda eden Miroslav Klose ve babası Józef Klose’yi konuşacağız.
Juan Ramón Verón, namı diğer ‘La Bruja’ (Cadı), 1944’te Buenos Aires’in La Plata şehrinde doğdu. Futbol kariyerine Arjantin’in köklü kulüplerinden olan Estudiantes de La Plata’nın formasıyla ofansif orta saha/forvet mevkisinde başlayan Verón, üstün tekniği ve yetenekleri ile Estudiantes’e ilk 3 “Copa Libertadores de América” şampiyonluğunu kazandırmakla kalmadı, üstüne 1968’te Manchester United’a karşı alınan Kıtalararası Kupa (bugün FIFA Dünya Kulüpler Kupası) zaferinde attığı golle takımının tarihinde büyük bir yer edindi. Estudiantes sonrasında Panathinaikos, Junior ve Cúcuta Deportivo formaları giyen ve kariyerini yine Estudiantes formasıyla sonlandıran Verón, Arjantin Milli Takımı’nda da kısa bir süre yer aldı. Kısa bir süre antrenörlük deneyimi de yaşamış olan Verón, şu an oğlunun başkanlığını yaptığı Estudiantes’e özel danışmanlık yapmakta. [1]
Juan Sebastián Verón, 1975’te babasının ikinci Estudiantes döneminde, babasıyla aynı ilde doğdu. O da kariyerine aynı takımda başlayacak, fakat baba Verón’a kıyasla çok daha kısa bir süre içinde önce takımını, ardından da futbol oynadığı kıtayı değiştirecekti. Lakap olarak babasına nispeten ‘La Brujita’ yani ‘Küçük Cadı’yı kullanacak Jr. Verón, 1996’da Boca Juniors takımına giden Verón burada Maradona’yla beraber oynadı. Sonrasında Sampdoria’ya transfer olan oyuncu, aynı zamanda Arjantin Milli Takımı’na da yükselmeyi başardı. Buradaki performansı ile 15 milyon Sterlin değerinde bir antlaşma karşılığında Parma’nın yolunu tutan Verón, eski hocası Sven-Goran Eriksson’un yeni takımı Lazio’ya gitmek için ise 1 sene daha bekleyecekti. Başkent ekibindeki üstün performansı sonrası yüksek bonservis bedelleri ile Ada ekiplerine yol alan ‘Küçük Cadı’, hem Manchester United hem de Chelsea kariyerinde yeteneklerini gösterme fırsatını uzun süreli sakatlıklardan ötürü pek kullanamadı. Sir Alex Ferguson tarafından ‘büyük bir oyuncu’ olarak nitelenen futbolcu, sırasıyla ManU, Inter, Chelsea formalarını giydi ve sonrasında evine, La Plata’ya döndü. Burada daha başarılı bir grafik çizen Arjantinli, ilerlemiş yaşına rağmen birden fazla kez Güney Amerika’da yılın oyuncusu seçilmeyi başardı. 2010 yılında milli takımı, 2014’te de 39 yaşında futbolu bırakan Juan Sebastián Verón, şu an Estudiantes’in kulüp başkanı olarak hayatına devam ediyor. [1], [2]
Józef Klose, Polonya doğumlu Alman futbolcu. Kariyerine Energetyk Sławięcice takımında başlayan baba Klose, sonrasında bir başka Polonya ekibi Odra Opole için 12 sene ter döktü. Buradan zamanın 2. Lig takımı AJ Auxerre’ye transfer olan oyuncu, forvet mevkisinde oynadığı maçlarda golleri ve yaptığı diğer katkılarla Burgonya ekibinin ‘Ligue 1’e yükselmesine önemli katkı sağladı. 2 yıllık bu serüven sonrası FC Chalon’a transfer olan Józef Klose, kariyerini burada noktalarken [3] Polonya Kadın Hentbol Milli Takımı oyuncusu olan Barbara Jéz ile evliliğinden olan Miroslav ise henüz 6 yaşındaydı ve kendisini bekleyen geleceğin farkında olması düşünülemezdi.
Ve rekortmen Miroslav Josef Klose. Futbol hayatı başarılarla dolup taşan bu oyuncu için elden geldiğince kısa bir kariyer özeti yapmaya çalışalım. Küçüklüğünden itibaren sporcu bir aile içinde büyümüş olan Jr. Klose, 10 yaşında SG Blaubach Diedelkopf takımında futbola başladı [4]. Sonrasında sırasıyla FC 08 Homburg ve 1. FC Kaiserslautern kulüplerinde forma giyen oyuncu, Renanya-Palatina takımındaki etkileyici performansı ile Milli Takım’a yükseldi ve 2004’te de 5 milyon Sterlin bonservis bedeli karşılığında zamanın önemli Alman ekiplerinden Werder Bremen’in yolunu tuttu [4]. Başarılı kariyerini burada da sürdüren Klose, 2002 Dünya Kupası ve Almanya’nın ev sahipliği yaptığı 2006 Dünya Kupası’nda da kadrodaydı ve kupa tarihine iz bırakan gollerin altına imzasını attı. Bir sene sonra Alman devi Bayern Münih’e transfer olan Klose burada eski performansının altında kalsa da Bremen’den yadigar gol krallığı apoletine Bundesliga şampiyonlukları, DFB-Pokal & DFL-Supercup (yerel & süper kupa) şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi finalistliğini ekledi. EURO 2008’de ikinci, 2010 Dünya Kupası’nda yine üçüncü olan kadroda gollerine devam eden Miroslav Klose, artık 100’den fazla kez milli formayı giymiş, ancak 30’lu yaşlarına da gelmiş bir futbolcuydu. Bayern Münih ile kontratını karşılıklı olarak fesheden Alman forvet, kariyerindeki son durağı olan İtalyan ekibi Lazio’ya transfer oldu. Burada Roma ekibinin en golcü yabancı oyuncularından biri olacak bir performans gösterse de [5], yıllar onu önce yedek kulübesine, sonra da sahanın dışına itecekti. Almanya formasıyla EURO 2012 üçüncülüğü kazanan kadroda artık yerini yavaş yavaş Mario Gomez’e kaptırmış olan Klose, yine de Löw’ün ismini kadroya yazmaktan vazgeçmediği isimlerden biriydi. Brezilya’da düzenlenen 2014 Dünya Kupası’nda yarı finalde attığı golle kupa tarihinin en skorer oyuncusu olan Klose, kariyerine son olarak da bu başarıyı ekledi ve Milli Takım’ı aynı yaz döneminde bıraktı. Geriye dönüp baktığımızda kulüp takımlarında 529 maçta 213 gol, uluslararası arenada ise 137 maçta 71 gol ile Miroslav Klose sahada güçlü, çevik ve hava hakimiyetine sahip bir merkez forvetin ne kadar önemli bir üstünlük sağladığını unutulmaz bir hatıra bırakarak ispatladı diyebiliriz [4]. Bunun yanı sıra sırf modern futbola katkıda bulunmadığını, lehine olan hatalı hakem kararlarını ‘Fair-Play’ çerçevesinde düzeltmesinden ötürü birden fazla kez ödül aldığını da belirtelim. Kendisinin bu ayın başında futbolu bırakmasıyla beraber Alman Milli Takımı teknik kadrosuna davet aldığını söyleyerek [6] bu yazı serisini burada noktalamış olduk.
Bu yazıda hücum oyuncusu olan baba-oğul ikililerini; ’10 numara’ mevkisinin anavatanında yetişmiş olan Juan Sebastián Verón ve babası Juan Ramón Verón ile, ‘acımasız’ Alman futbolunun kalitesini temsil eden unutulmaz forvet Miroslav Klose ve babası Józef Klose’yi konuştuk. Gelin biraz da sahada bıraktıkları anılara göz atalım:
https://www.youtube.com/watch?v=Nyhkptl2qCk
*Kapak resmi diaadia.com.ar sitesinden, diğer resimler sırasıyla balleto.gr (http://4.bp.blogspot.com/_dcW9Vu4MUZA/TF8C9F9aPVI/AAAAAAAAAsg/Wt9TsgeYCRE/s1600/cf87cebfcf85ceaccebd-cf81ceb1cebccf8ccebd-ceb2ceb5cf81cf8ccebd.jpg), estaticos.marca.com, historia-odry.opole.pl ve bbc.com (http://ichef.bbci.co.uk/onesport/cps/800/cpsprodpb/179EE/production/_92205769_klose2.jpg) adreslerinden alınmıştır.
Referanslar
[1] https://en.wikipedia.org/wiki/Juan_Ram%C3%B3n_Ver%C3%B3n
[2] https://en.wikipedia.org/wiki/Juan_Sebasti%C3%A1n_Ver%C3%B3n
[3] https://en.wikipedia.org/wiki/Josef_Klose
[4] https://en.wikipedia.org/wiki/Miroslav_Klose
[5] http://www.gazzetta.it/Calcio/Serie-A/Lazio/15-05-2016/lazio-klose-saluta-un-record-miglior-goleador-straniero-come-pandev-150678329570.shtml
[6] http://www.bbc.com/sport/football/37832530