Aşağılık Kompleksi Üzerine Kadim Doktrin: Psikanaliz Der ki…
Freud yaklaşımına göre, aşağılık kompleksi, ego ve ego ideali arasındaki gerilimden kaynaklanır; bu gerilim bilinç tarafından tetiklenir. İşlevsel olarak süper ego; büyüme dönemkindeki çevrenin, kültürün, geleneklerin etkisiyle oluşur ve süper ego, bilinci ve ego idealini oluşturur. Egonun bilinç tarafından ayıp görülmesi aşağılık duygusuna sebebiyet verir; dolayısıyla, aşağılık duygusundan kurtulmak kolay olmaz. Bu noktada, aşağılık duygusu, beyindeki kimyasal olayların bir sonucudur; sonuç olarak, aşağılık duygusunun irade dışı bir eylem olduğu söylenebilir. Ego ideali aşağılık kompleksini iki şekilde meydana getirir. Bunlar: “obsesyonel nevroz” ve “melankoli”dir. Bu iki yol da başarılı olmakta büyük engel teşkil eder. Kalıcı kimyasal beyin profili kişisel çaba ve iradenin kontrolü altında değildir Freud’a göre. Freud’un kaderci ve olumsuz yaklaşımı, kişinin bulunduğu yoksun durumu aşmasına şans tanımaz. Freud’a göre, olumsuz koşullar beyinde kimyasal olaylar ve tepkimelere sebep olur, bu olay ve tepkimeler bireyin kontrolü dışındadır. Sonuç olarak, aşağılık duygusunun giderilmesiyle bu yoksun koşullarla başa çıkmak neredeyse imkansıza yakındır.
Psikanaliz bakış açısına yakın olarak, davranış şekilleri, yetenekler ve eğilimler kalıtıma ve ataya dayalıdır; bu yüzden, belirli alanlarda başarı bu doğuştan niteliklere göre biçimlenir. Beynin kimyasal profili kişiseldir ve diğer tüm bireylerden farklıdır. Sinir hücreleri olan nöronların uç noktalarındaki sinaps adı verilen sinir uçları arasındaki kimyasal tepkimeler insandan insana değişir ve bu durum yeteneklere, eğilimlere ve davranış şekillerine neden olur. Altı Şapkalı Düşünme Tekniği adlı, insanların farklı şekil ve tarzlarla düşünme eylemini gerçekleştirdiğini savunan kitabın yazarı fizikçi Edward de Bono’nun bir deneyi, Cambridge Üniversitesi öğrencilerinin tıp finalleri arasındaki karşılaştırmaya dayanıyordu. Küçük bir yüzde finallerde başarı elde ederken, yine küçük bir yüzde finallerde başarısız oldu. Büyük bir yüzde ise ortalama not aldı. Bu yüzden, de Bono’ya göre, yüksek başarı ve yüksek başarısızlık genetik mirasa bağldır. Ortalama not almış kitle ise ne yetenekli ne de tamamen yeteneksizdi.
Aşağılık Duygusu Üstünlük Duygusu İhtiyacını Doğurur
Daha önce bahsettiğim bu iki zıt doktrin, üstünlük duygusunun aşağılık duygusunu örtmek için bir maske olması hususunda hemfikirdir. Bu noktada, Freud, hastalarına bir deney yapar. Şöyle ki, psikanaliz süresince, hastalar tuhaf davranışlar gösterir ve bilinçsiz zihinlerindeki arzularını ve sorunlarını dile getirirler. Bu nahoş içsel içerik nedeniyle, üstünlük dayatan bir tutum göstermeye eğilimli oluyorlar. Freud, deneyini şu cümlelerle açıklar:
“Eğer doktor, hastaya umutlu bir şekilde konuşur veya tedavinin sürecinden memnun olduğundan bahsederse, hasta memnuniyetsizlik belirtileri göstermeye başlıyor ve hastanın durumu sürekli kötüye gidiyor. Hasta, bunu saygısızlık olarak görüyor kendi üstünlüğünü doktora kanıtlamak için; ama sonra daha adaletli ve daha derin bir bakış açısı edinmeye başlıyor. Hasta ikna olmaya başlarsa, hasta övgü ve takdire dayanamamakla kalmayıp, tedavi sürecine tersi bir tepki, yani olumlu bir tepki, göstermeye başlıyor. Sonuçlanması gereken her parçalı çözüm, ve belirtiler durduğunda hastalığın şiddetlenme zamanında üremeye başlıyor; hastanın tedavisi iyiye gideceğine daha da kötüleşiyor.”
Sonuç olarak; Freud, başarılı olmak için aşağılık kompleksiyle başa çıkmanın olasılığını reddetmesine rağmen, yazı dizisinin ikinci yazısında verilen Benjamin Franklin örneği Freud’un iddiasını çürütmek için yeterli bir kanıt olabilir. Adler’in olumlu yaklaşımı, beynin kimyasal profilini önemsememesine bağlıdır. Kısacası, insanoğlu, her zorluğu gideremeyebilir; dahası, insanoğlu zayıf iradeli, zorluklarla baş edemeyecek kadar otokontrolden yoksun değildir. Ne de olsa insan gelişime açık bir varlık olup, zekası ve iradesiyle diğer hayvanların arasından sıyrılan özel bir canlıdır.
Kaynaklar:
Marie Beynon Ray, “Importance of Feeling Inferior”
Alfred Adler, “What Life Should Mean to You?”
Sigmund Freud, “The Ego and The ID”