“Saçım kötü durmuyor, değil mi?” veya “Rujum olmuş mu?” gibi bir soruyu mutlaka sormuş veya içtenlikle cevaplamışsınızdır. Çünkü yanımızdaki kim veya kaç yaşında olursa olsun, kızlar tuvaletinin yazısız kurallarından biri yardım etmek, özgüven arttırmaktır. Kapalı kapılar ardında nesillerdir ihtiyacımızı giderir, makyajımızı tazeler, bir yabacıyla gülümseşir ve yerimize geri döneriz. Yani… dönerdik.
Tuvaletin en mahrem alan olduğu, evli çiftlerin bile aynı anda kullanmadığı zamanlar vardı. Artık tuvalet aynasının önünde yalnız veya tanıdıklardan o az önce bahsettiğim sıcak, kısa sohbeti paylaştığınız yabancılara kadar herkesle selfie çekilen bir zamandayız. Peki bu nasıl oldu?
Tuvaletlerdeki selfielerin ilk örnekleri olmasa da politik bir duruş olarak toplumda yer almaları bakımından en önemli örnekleri yalnızca iki cinsiyet kategorisine ayrılmış tuvaletlerdeki ayrımcılığa tepki çekmek olan selfie’lerdi. Farklı cinsiyetlerin kendilerinden beklenmeyen tuvaletlere girip çektikleri selfie’ler toplumsal değişim yaratma amacındaydı.
Politik duruşun topladığı tepki ne kadar çok olsa da tuvalet selfie’lerinin patlama noktası ünlüler onları çekip sosyal media hesaplarından paylaşınca oldu.
Tuvalet selfie’lerinin tercih edilmesinin sebebi, sahnelenmiş fotoğraflara kıyasla gerçek olmaları, günlük hayatımıza dışarıdakileri sansürsüzce dahil etmeleri. En yüksek ve en alçağın birleşimi. Tasarımcı kıyafetleriniz içinde, saçlarınız özenle yaptırılmış ve normalde başkalarının hayal bile edemeyeceği kadar lüksün içinde dahi olsanız,o an dünyanın geri kalanıyla ortak bir yerde, tuvalettesiniz.
Tam tersi bakış açısından da, arka plan, ışıklandırma, poz bakımından efor gerektirmeyen tuvalet gibi bir yerde bile selfie’niz çok beğeni alıyorsa cidden güzel, otantik veya çok sevilen birisiniz.
Bu eforsuz görünümün tercih edidiğin şu an instagramda #bathroomselfie altında 1,429,037 fotoğraf olmasıyla da görebiliriz. (muhtemelen siz okuduğunuzda sayı fazlasıyla artmış olacak.)
Yeni açılan mekanlar, reklam yapma amacıyla tuvalet selfie’leri için özel tasarımcılarla çalışıyorlar. Londra’da Annabel’s isimli mekan, glow’un yaratıcısı makyaj sanatçısı Charlotte Tilbury’nin de içinde bulunduğu bir ekiple tuvaletini selfie’leri mükemmelleştiricek biçimde tasarladı.
Beaconsfield’daki Crazy Bear’ın ışıltılı tuvaleti veya New York’ta Morimoto’nun tuvaletinin estetiği göz önünde bulundurulursa markalardan gelecek talepler üzerinden ileride iç mimarların özelleşmesi gereken yeni meslek kolu selfie’ye uygun tuvalet tasarımı olabilir.
Tabi dengeli yapılması gereken her şey gibi, abartılınca yasaklanan haraketlerden biri de oldu tuvalet selfie’leri.
Anna Wintour, belki de geçtiğimiz yılların en ünlü tuvalet selfie’sinin çekildiği Met Gala’nın bu yılki hazırlıklarında tuvalet selfielerini yasakladığını açıkladı. Çeşitli yorumlara göre ünlülerin ellerinde telefonla tuvalet ve civarında oyalanıp fotoğraf çekilmek için başkalarını beklemesi organizasyonel sıkıntılar yaratmış. Öte yandan Waldorf, Astoria, Dubai Palm ve Jumeirah gibi beş yıldızlı bazı oteller çocuklu ailelerin rahatsız olması sebebiyle “lokasyonumuzun yarı-çıplak kızların pozlarında görünmesini istemiyoruz” diyerek yasakladı.
Evet, aynadaki yansımamız, gerçek bize en yakın olan, dünyayla ortak noktamız olan yerde paylaştığımız eforsuz selfie bu. Ancak tuvalet selfie’si Vincent Van Gogh’un Orsay’daki kişisel portresi gibi bir sanat eseri de değil. Neden kişisel ve halka açık sınırını bu kadar zorluyoruz, tuvalet dahil, her şeyi paylaşıyoruz?
Kaynakça: