Formula 1’de yarışlar devam etmese de heyecan ve dram kaldığı yerden devam ediyor. Tartışmasız en pahalı sporlardan biri olması tabii ki Formula’yı para indeksli, ticari kaygı taşıyan bir spor haline getiriyor. Belki de bu yüzden bir çoğumuz ilk okuyuşta, 1 Nisan şakası olan, Disney’in Formula 1’i satın aldığına inandık. Bence buradaki etken bu kadar para indeksli bir sporun zaman zaman spordan çok bir şova dönüşmesi olabilir. Bunda tabii ki fanların da yoğun ilgi gösterdiği sosyal medya içeriklerinin son dönemde artması ve Netflix popüler belgeseli F1: Drive to Survive büyük rol oynuyor.
Formula’nın şova dönüşmesi her ne kadar daha eğlenceli olsa da, fanlar olarak daha çok içeriğe ulaşabiliyor olsak da, bunun bir spor olduğu ve belli etiklerinden taviz verilemeyeceği yöneticileri tarafından unutulmamalı.
Birçok takım çalışanı korona virüs pozitif olduğu veya semptomları gösterdiği halde Liberty Media Avustralya GP’yi son dakikasına kadar iptal etmemişti ve hatta iptal etmeyi de bence planlamıyorlardı. McLaren yarıştan çekildiğini duyurunca artan tepkiler üzerine 1. antrenman öncesi organizasyonu iptal ettiler. Hatta Lewis Hamilton da Liberty Media’yı ticari kaygı göndermesi yaparak sertçe eleştirenlerden biriydi.
Birçok turnuva ve etkinlik geç iptal edildi belki ama Avustralya GP gerçekten bir rezaletti ve medyanın bunu yeteri kadar eleştirdiğini düşünmüyorum. Her GP’de olduğu gibi takımlar tonlarca eşyalarını dünyanın bir ucuna taşıdılar, garajlar yeni baştan kuruldu, pilotlardan mekanikerlere kadar binlerce takım çalışanı hafta başından itibaren Avustralya’ya seyehat etti, toplantılar, fan etkinlikleri devam etti. Tüm bunlar gerçekleşirken dünyada pandemi çoktan başlamıştı ama Liberty Media, şov devam etmeli vizyonuna devam etti ve asıl şov henüz başlamamışken cuma günü, beklenen açıklamayı yaptılar ve organizasyonu iptal etmek zorunda kaldılar. Para kazanamamayı göze alamadıkları için aslında takımlar dahil herkes için ciddi bir maddi kayıp oldu, bütün takım çalışanlarının sağlıkları riske atıldı ve aslında bu kadar dev bir organizasyonu yapmayı diretmekle toplum sağlığını riske atmış oldular.
Buradan şu sonuç çıkabilir, ticari kaygının etikleri yıktığı noktada, derin bir vizyonsuzluk başlıyor. Yakın zamanda Formula 1 satın alan Amerikan şirketi Liberty Media her ne kadar bu spora çok şey katmış olsa da Avustralya’da göstermiş oldukları tutum gerçek bir rezaletti ve kesinlikle üstüne düşünülmesi, ders çıkarılması gereken bir olay olarak F1 tarihine geçti.