Farkındayım, çevre için böcek yiyin ilk başta kulağa itici geliyor. Ancak gözünüzün önüne kıpırdaşan çok bacaklı ve sevimsiz yaratıkları getirmeden önce aşağıdaki gerekçeleri objektif bir biçimde okumayı deneyin lütfen. Sürdürülebilirlik için yararının yanı sıra, ekonomik bakış açısı ve mutfak sanatını da ele alıp sizlere kendi fikrinizi oluşturmanız için yardımcı olacağım.
Öncelikle, ABD, Avrupa ve Türkiye gibi bir kaç yer haricinde neredeyse her ülkede böcek yenildiğini biliyor musunuz? Avustralya, Yeni Zelanda, Çin gibi pek çok Asya ülkesi ve Afrika entomophagy’nin (böcek iyicilik) yaygın olduğu yerlerden. Ancak diğer kültürlerde bir tabu olması, çevreye pek çok katkı sağlayabilecek bu besin türünün normalleşmesini engelliyor.
Hatırlar mısınız, ortaokul fen kitaplarımızda Trofik Düzeyleri işlemiştik. Enerji transfer kademesine göre, böcekler, bitkilerden sonra en çok enerji taşıyan besin türü. Dolayısıyla eğer vegan/vejetaryen değilseniz sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için yapabileceğiniz en iyi şey yeme düzeninize böcek eklemek.
Böcekler, besin zincirinin en alt tabakalarında bulundukları ve DNA’ları insan DNA’sına fazlasıyla uzak olduğu için kontaminasyon riski de taşımıyor. Dolayısıyla kuş gribi, domuz gribi ve deli dana gibi bulaşıcı hastalıklar insanlara geçerken, böceklerin bu tarz hastalıklar geçirmesi olasılığı çok düşük.
Böceklerin karbon ayak izi diğer hayvanlara göre çok daha düşük. Dolayısıyla ara basamaklarda tavuk veya inek yemektense böcek yemek insanların da karbon ayak izini düşürüyor, sürdürülebilirliği arttırıyor.
Ayrıca böceklerin besin değerleri de çok yüksek. Biyokütledeki protein miktarına bakıldığında, %40 protein olduğu görülmüş. Böcek larvaları ise doğada kolayca yok olabilen kitinden oluştuğu için yağ bakımından zengin. Dolayısıyla tercih edildiğinde gereksiz biyokütle atığını önleyebilir.
Diğer hayvan türleri yetiştirilirken gereken alan, bakım koşulları ve standartlar çok fazla. Sık sık bunlara uyulmadığını hayvan hakları aktivistlerinin haberlerinde ve yazılarında görüyoruz. Böcek çiftçileri Amerika’daki yeni denemeleriyle ortaya koyuyor ki böcek yetiştirmek çok daha az zahmetli. Diğer tür hayvancılığa kıyasla çok daha az alan, oksijen ve karbondioksit emilimi, su ve besin gerektiriyor. Bu da büyük oranlarda üretimini kolaylaştırırken diğer hayvan türlerine ihtiyacı azalttığı için hayvanlara daha iyi bakılmasına öncü olabilir.
Yepyeni bir ürün çeşidini piyasaya sürüp bundan para kazanmak yeni bir numara değil. Bunu avokadonun fenomen oluşuyla da gördük; Hindistan cevizinin yağı, kremi, deodorantı ve benzeri her şeyle de… Demek ki tüketici, yeniye aç. Böcekler de bu açlığı gidermek için yeni bir fırsat olabilir.
Böceklerin tadı genellikle tavuk ve bademe benzetilmiş. Çok ünlü şefler, dünyanın her bir yanında böcekli tariflerle ödüller alıyorlar. Ayrıca bazı ülkelerde sokak yemeklerinin temeli böcekler üzerine kurulu.
Sanırım kararı size bırakıyorum. Çevre için günde 1 öğün böcek yer miydiniz, yemez miydiniz?
Kaynaklar:
https://www.worldpackagingdesign.com/blog/2019/3/3/bgging-delicious-insect-snack
https://www.independent.co.uk/news/science/dna-shape-computers-machines-nanotechnology-triggers-uea-a8369801.html
http://www.entomics.com/
https://www.vice.com/en_us/article/ywx9y5/this-is-what-happens-when-you-eat-nothing-but-bugs-for-a-week
https://www.aspca.org/animal-cruelty/farm-animal-welfare