Hiç Sefarad müziği dinlediniz mi? Birçoğumuzun sevdiği Firuze şarkısına kattığı güzel yorumla birlikte 2013 yılında Aysel Gürel anısına çıkarılan Aysel’in albümünde Sevda şarkısını yeniden seslendirmesiyle Türkiye’de tanınırlığı daha da artan Yasmin Levy bu türün en ünlü ve en iyi temsilcilerinden biri. Aslında onun yaptığı müziğin türünü böyle tanımlamak ne kadar doğru tartışılır; çünkü kendisi Latin ve Sefarad müziğinden Endülüs flamenkosuna, Türk ezgilerinden Arap melodilerine kadar etkilendiği pek çok unsuru eserlerinde kullanıyor.
23 Aralık 1975’te Kudüs’te doğan sanatçının bir müzisyen olması için aslında her şeyi hazırmış. Bir yaşında kaybetmesine rağmen babasından kalan geniş bir repertuar, kökleri Türkiye’ye dayandığı için farklı kültürleri tanıyan ve kendisi de müzisyen olan bir anne. Levy’nin 1919 yılında Manisa’da doğan babası Yitzhak Levy, İsrail devleti kurulduktan sonra İsrail Ulusal Radyosu’nun Ladino(Yahudiler tarafından konuşulan eski İspanyolcadan kökenlenmiş bir dil) Departmanı’nın başkanı olarak atanır. Yasmin Levy, hayatını Sefarad müziklerini derlemeye adayan babasının mirası ile büyür ve hatta ilk albümü Romance&Yasmin’de bu mirastan ve Türk ezgilerinden faydalanır, ne var ki İsrail halkı bu duruma biraz tepkili yaklaşır, zira onlar Ladino müziğin saf kalmasını isterler. 21 yaşında ilk defa annesinin konserinde seyirci alan Levy, daha sonra WOMEX 2002’de menajeriyle tanışır ve Almanya’da başlayan macerası Londra’da devam eder. Böylelikle ilk defa uluslararası alanda ilk defa boy göstermiş olur.
Levy’nin güçlü, kolayca ayırt edilebilecek ve şaşırtıcı bir karakteristik sesi var. Röportajlarından anladığımız kadarıyla çok içli bir kadın olan Levy, mutluyken bir eser ortaya koyamadığını söylüyor. Sesine ve müziğine olan tutkusunu röportajlarında geçen ‘’Müzik, Tanrı’ya dokunabildiğin en yüksek noktadır. Ama her zaman o kadar yükseğe erişemezsin. Hayatın en karanlık ve en dip noktası da müziğin içinde saklı. Bunu çok yaşadım. O dibe vuruş da aslında bir yükselmenin karşılığı.’’ ve‘’ Eğer Tanrı benim artık yaşamamam gerektiğini düşünüyorsa, sesimi benden alabilir!’’ sözlerinden anlayabiliyoruz.
Levy’nin Türkiye ile olan sıkı bağları sadece ailesinden kaynaklanmıyor, Türk halkı da onu çok seviyor. Daha önce Zülfü Livaneli, taksim Trio, Halil Sezai gibi farklı müzisyenlerle şarkı söyleme imkanı bulan sanatçı bundan şeref duyduğunu belirtirken bir yandan da Türk halkının kendisine bu denli kucak açmasına şaşırıyor. Daha sonrasında ise bu durumun sebebinin duygudaşlık olduğunu düşündüğünü söylüyor. Türk hayranlarının verdiği isimle kalbi sesinde atan kadın Levy, 20 Aralık 2018 Perşembe günü İstanbul Wolkswagen Arena’da bir kez daha sahne alacak.
Kaynaklar:
http://fatih-vural.blogspot.com/2010/10/yasmin-levy-roportaj.html
https://hthayat.haberturk.com/yasam/roportajlar/haber/1057767-yasmin-levy-turkum-turkiye-evim-turkler-ailem
http://www.wikizeroo.net/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvWWFzbWluX0xldmk