21 Mayıs 2005’te Patrick Vieira o son penaltıyı attığında Arsenal’in 2004-2005 sezonunu da kurtarmış oluyordu. Bu penaltıyla Manchester United karşısında FA Cup alınıyor ve bir sene önce namağlup alınan şampiyonluğun tadını vermese de bir teselli oluyordu Gunners için. Henry o sezon attığı 30 golle takımı yine sırtlamış elbette. Henry, Vieira, Pires, Bergkamp, Ljunberg, Gilberto Silva, Reyes, Wiltord, Kanu toplam 103 gol atmışlar ve rakiplerini kıskandırmışlardı. Kadroda başka kimler mi vardı? Lehmann, Ashley Cole, Clichy, Fabregas, Sol Campbell, Kolo Toure, David Bentley, Flamini, Senderos, Pennant, Robin van Persie gibi isimler. Ligi 2. Bitirmiş, Lig Kupası’nda çeyrek finalde, Şampiyonlar Ligi’nde de ilk 16’da elenmişti takım. Bir önceki senenin başarısından uzak olsa da takım elbette müthişti, bu kadroyla daha kazanılacak çok başarı, çok kupa olduğunu düşünüyorduk.

efsane kadro

efsane kadro

Yanılmışız. O tarihten itibaren kupa kazanamadı takım. En çok yaklaştığımız zamanlardan biri 2005-2006 sezonundaki şampiyonlar ligi finaliydi. Ronaldinho’lu Barcelona çıkmıştı orada karşımıza. Bir sene sonra Lig Kupası finalinde bu sefer Chelsea elimizi boş bırakmıştı. Walcott ile öne geçen takım Drogba’nın 2 golüne engel olamamıştı. 2010-2011 sezonunda ise Lig Kupası finalinde alt lig takımı Birmingham vardı karşımızda. Kupadan emindik aslında, ta ki 89. Dakikada golü yiyip 2-1 geriye düştüğümüz ana kadar. Bu sene de ligde Manchester United arayı açmış, lig kupasında alt lig takımı Bradford’a hem de as kadroyla çıktığımız maçta elenmiş, Fa Cup’ta ise tanıdık bir isim olan Kazım Kazım tarafından kupa dışına itilmiş haldeyiz. Şampiyonlar Ligi’nde ise en azından oyun olarak panzer çarpmışa döndük! Şu geçen 7 senede en heyecanlandığımız an takıma kiralık olarak dönen Henry’nin ilk maçında Leeds United karşısında sonradan oyuna girip galibiyet golünü getiren golü attığı andı. Hayatımda ilk kez mutluluk gözyaşı döktüm.

Henry'nin kiralık da olsa dönüşü taraftarı heyecanladırmıştı

Henry’nin kiralık da olsa dönüşü taraftarı heyecanladırmıştı

böyle ikili gelmedi

böyle ikili gelmedi

Pek çok sebep sunabiliriz bu kupasız geçen 7 seneye. Tek derdi para olan takım sahibi, Wenger’in gereksiz genç oyuncu takıntısı vb. Bence en önemli sebep yanlış transfer politikası. Takım iyi oyuncularını satarken, bunların yerini kendini kanıtlamamış ama potansiyeli olan gençlerle doldurmaya çalıştı. Oldu mu? Olmadı.. Pek çok transfer elde patladı. Gelin bakalım o efsane 2003 kadrosu nasıl paramparça oldu.

2004-2005: Bu sene takım Wiltord ve Kanu’yu kaybetti. Hem de bedavaya. Kimler mi alındı? Sadece Almunia ve Flamini.

2005-2006: Takım kaptanı Vieira’yı Juventus’a sattı. Wenger anında “yerini doldurmak için birini almayacağız, takımımız iyi” benzeri bir açıklama yaptı. Pennant ve Bentley de takımdan ayrılan isimler oldu. Bendtner ve Hleb alındı takıma. İkisi de hiçbir zaman Arsenal’e düzenli ve yüksek bir katkı yapmadı. Kış transfer döneminde ise Walcott alındı takıma, genç ve potansiyelliydi. Ancak sürekli sakatlanması ve son zamanlarda kontrat imzalamış olmasına rağmen her an arıza çıkarma potansiyeli bu transferi sorgulatıyor.

2006-2007: Takım bu sene Ashley Cole, Dennis Bergkamp, Robert Pires ve Sol Campbell’ı kaybetti. Takımın ana parçaları ayrılmıştı. Yerleri doldurulmadı. Alınanlar genç Denilson, Adebayor ve Gallas oldu. Adebayor’un ilk senesini saymazsak hepsi tam bir hayal kırıklığıydı. Takım para kazanırken kan kaybediyordu.

2007-2008: Takım sembol ismi Henry’i Barcelona’ya kaybetti. Henry takımın dağıtıldığını ve gidenlerin yerlerinin doldurulmadığını anladı sanırım. Jose Antonio Reyes de Londra’yı terkedenler trenindeydi.  Lukasz Fabianski, Eduardo Da Silva, Havard Nordveit, Bacary Sagna ve Lassana Diarra katıldı takıma. Sagna dışında hiç biri Arsenal oyuncusu olamadı. Ara transfer döneminde baskı vardı Wenger’in üstünde. Peki o ne yaptı? Luke Freeman adlı genç bir oyuncu aldı. Elde patlayacaktı. Üstüne üstlük bu dönemde Diarra da takımdan ayrıldı. 4 milyon dolar kar vardı bu sene transferlerden. Stan Kroenke mutlulukla sayıyordu paraları.

2008-2009: Flamini, Hleb ve Gilberto Silva üzerlerindeki Gunners formalarını çıkarmışlardı bu sene. Takıma Nasri ve Ramsey katıldı. Ramsey hala takımda ancak ilk 11’e hala yerleşebilmiş değil. Nasri ise Manchester’ın mavi yakasını tercih edecek, Arsenal’e para dışında bir şey kazandırmadan gidecekti. Kış transfer döneminde Arshavin takıma katıldı. İlk zamanlarında müthiş oynayan Arshavin ne yazık ki sakatlıkların da etkisiyle eski formunu asla yakalayamadı.

2009-2010: Yaz transfer döneminde Manchester City yolunu tutan Arsenal oyuncuları kervanına Adebayor ve Kolo Toure katıldı. Arsenal, City’nin reserve takımı oldu esprileri ortada dolanmaya başladı. Takıma Vermaelen alındı. Sağlam bir oyuncuydu ancak fark yaratan bir oyuncu mu? Hayır. Kış döneminde de Wenger eski oyuncusu Sol Campbell’i takıma katmıştı 6 aylığına zaten savunma sorunu için.

2010-2011: Takıma Chamakh, Squillaci ve Koscielny katıldı. Üçü de bomboş transferler. Chamakh tarihin en kötü 10 transferi arasına girer. Koscielny hala kadroda ve oynuyor ancak gördüğü kırmızı kartlar ve kendi kalesine attığı gollerle ünlenmeye başladı. Sanırım bu cümle anlattı her şeyi.

Kiralık gelen Henry ilk maçında Leeds'e karşı galibiyet golünü atarken

Kiralık gelen Henry ilk maçında Leeds’e karşı galibiyet golünü atarken

2011-2012: Takım elinde yıldız statüsünde olan son oyuncuları da Nasri ve Fabregas’ı transferleriyle

Nasri'nin ayrılması takımı çok olumsuz etkiledi

Nasri’nin ayrılması takımı çok olumsuz etkiledi

kaybetmiş oldu. Nasri’nin yanında Clichy de mavi formayı sırtına geçirmeye başlamıştı. Bir iyi bir kötü performans gösteren Gervinho, tanıdık Andre Santos -ki büyük bir hayal kırıklığı olacaktı- , Alman kontenjanından yavaşlığına rağmen stoper muamelesi gören Mertesacker, potansiyelli bir başka genç Oxlade-Chamberlain ve iyi bir orta saha olan Arteta takıma geldi. İsimler iyiydi ancak hiç biri 2003 sezonundaki isimler gibi süperstar değildi. Takım git gide orta seviye isimlerden oluşan bir takıma dönüyordu. Kışın da Henry takıma dönmüştü kısa süreliğine, heyecan getirdi takıma ancak pek de etkili olamadı.

 

2012-2013: Taraftar isyana başlamıştı. “Spendsomefuckingmoney” adlı bir kampanya başlatıldı. Amaç

Taraftarın Robin van Persie için düşünceleri

Taraftarın Robin van Persie için düşünceleri

Wenger’i baskı altına almaktı. Sonuç mu? Robin Van Persie Manchester United’a, Alex Song da Barcelona’ya gitti. Özellikle Persie’nin kaybı taraftara çok üzdü. Hele ki ana rakiplerinden birine gitmiş olması. Hele ki bir de o forma altında da müthiş performans gösteriyor olması, bir de üstüne Arsenal’e gol atmış olması sinirleri daha da artırıyordu Persie’ye. Taraftar hep bunu bir “satışa uğramışlık” olarak algıladı ve Persie’ye şunu dedik hep: “Üzgünüz Batman(Lakabı), Arsenal tarihinde tek bir Hollandalı efsane var, o da Bergkamp” Evet gerçekten efsane olmaya yakındı Persie ancak artık en nefret edilen isim. Takıma Cazorla geldi. Gerçekten Barcelona’da oynayacak bir adam ve taraftarı tekrar ekran başına çekebilecek tek adam. Son 7 yılında en iyi transferi. Podolski alındı bir de. Şüphe ettim hep ve aslında gösterdiği performans da beni yanıltmadı ve hayal kırıklığı oldu. Ancak beni en çok deli eden transfer ne yazık ki Giroud. Bir sene önce Montpelier’i tek başına şampiyon yaptı neredeyse. Ancak bunun tek sezonluk iyi bir performans olduğu Arsenal formasıyla gösterdiği “utanç verici” performansla ortaya çıktı. Hele ki Wenger’in sene başında hem Giroud hem de Demba Ba ile anlaştıklarını ancak ikisinin ekonomik olarak yük olacağını düşündüğünden birini seçmek zorunda kaldığını ve tercihini Giroud’an yana kullandığını açıkladığında acımız daha da büyüdü. Zira Demba Ba Premier League’in tozunu attırıyordu.

Arsene Wenger'e teşekkür edip yolları ayırmanın zamanı gelmedi mi?

Arsene Wenger’e teşekkür edip yolları ayırmanın zamanı gelmedi mi?

Efsane takımdan ne yazık ki orta sınıf oyuncularla dolu bir takıma döndük. Wenger 96’dan beri takımın başında. Peki ne değişmeli? Elbette Wenger. Bence bir an önce takımı bir başka teknik direktöre –ki gönlümden geçen Lucescu- bırakmalı ve sportif direktör görevine başlamalı. Takım sahibi de cebini düşünmeyi bırakmalı. Birkaç heyecan verici oyuncu alınsa, klasik akıcı Arsenal futbolu oynansa biz 8-2 lik Manchester United hezimetini de, son 7 senede Arsenal’den ayrılan oyuncuların çeşitli takımlarda kazandığı toplam 54 kupayı da unutmaya hazırız. Birazcık ışık  görsek desteğimiz artacak. Dünyanın en pahalı biletlerini satan takımın bunun karşılığını verebilmesi gerek. Dedikodular Jovetic ve Capoue’nin alınacağı yönünde. Yapmayın etmeyin. Potansiyeli olan adam değil, potansiyelini kanıtlamış yıldız istiyoruz. Ne diyelim, “spendsomefuckingmoney”

http://www.sincearsenallastwonatrophy.co.uk/

Leave a Reply