Bilkent üniversitesinde okuyan ya da okumak isteyen bir öğrenci, üniversite tercihini yapmadan önce büyük olasılıkla gelip bir ziyaret eder okulu merakından. En iyi tercihi yaptığından emin olmak ister. Bu amaçla tanıtım günlerine gelir. Onu kırmızı ve üzerinde Bilkent yazan giysileriyle gönüllü öğrenciler karşılar. Yeni öğrencilere Bilkent’i gezdirmektir bu kırmızı giysililerin vazifesi. Tanıtım günü harika geçer öğrenci için. Bu okulun ona sunacağı imkanlarla neler başarabileceğiyle ilgili hayallere dalar. Rehberi tarafından yapılan biraz da abartılı anlatım büyüler taze öğrenci adayını. Sonra havuzun karşısındaki yarım daire şeklindeki beyaz yapıya girerler. “Burası da Fen Fakültesi.” der rehber. Hemen karşısında duran sallanan bir ip meraklı öğrencinin dikkatini çeker. Rehberiyle birlikte ona doğru yaklaşırlar. Yukarıya ve aşağıya doğru uzayan merdivenlerin ortasında sallanan bir sarkaç görür öğrenci. Merak eder ne olduğunu. Rehber şu klişe ile açıklar. “ O Foucault Sarkacı, dünya dönemeye devam ettikçe bu sarkaç da salınmaya devam edecektir.”

Uzun zamandır, okulumuzda bulunan Foucault Sarkacı ile ilgili bir yazı kaleme almayı planlıyordum ama hem okuyucuyu sarkacın matematiksel ve fiziksel açıklamalarıyla yormamak için hem de zaten onunla ilgili bilinmesi gereken her şeyin sarkacın yanındaki panoda yazılı olmasından dolayı, bu yazıyı yazmaktan vazgeçtim.  Merak eden gidip fen fakültesinden okuyabilir (şiddetle tavsiye ediyorum.). Bilkent’teki Foucault Sarkacını anlatmaktan vazgeçtim ancak bu sarkacın dünyada sadece Bilkent’te olduğunu zannetmek cahilliktir. Bu noktada Umberto Eco’nun Foucault Sarkacı romanından bir alıntı yapacağım.

svefr0323s

Pantheon-Foucault sarkacı http://www.aviewoncities.com/gallery/showpicture.htm?key=svefr0323

“…sarkaç bile düzmece bir yalvaç. Ona baktığınızda, evrenin biricik sabit noktası olduğuna inanırsın, ama Conservatoire’ın tonozundan indirip bir geneleve assan da salınır. Başka Sarkaçlar da var; biri New York’ta, Birleşmiş Milletler Sarayı’nda, biri San Francisco’daki Bilim Müzesinde. Kim bilir başka kaç Sarkaç daha vardır. Foucault Sarkacı nerede olursa olsun, altında yeryüzü dönerken, sabit bir noktadan salınır…”(329)

Maalesef Eco bu romanı yazarken Bilkent’te henüz bir Foucault Sarkacı yoktu. Eğer olsaydı belki de Eco’nun bu muhteşem romanında okulumuzun adı da bu saygın mekanların yanında geçerdi. (Muhtemelen geçmezdi ama olsun…) Bu alıntıyı buraya koyma sebebim, dünyadaki tek Sarkacın okulumuzda olmadığını göstermekti. Dünyada anlatılacak başka Sarkaçlar da var ve ben bu yaz onlardan birini gördüm.

Fransa’nın Paris kentinde, ülkenin bütün fikri liderlerinin kabirlerinin bulunduğu bir mabet var. Fransa’nın politik ve kültürel karmaşasının ortasında, pek çok defa kilise ve anıt mezarlık arasında gidip gelen bu yapı Roma’daki Patheon’un bir benzeri niteliğinde. Mart 1851 tarihinde Pantheon’da Fizikçi Leon Foucault sarkaç fikrini ilk defa sergileme fırsatı buldu. Pantheon’un tam ortasında kurulan sistem, sadece salınımını sürdürmekle kalmayıp bir miktar hızlanma eğilimi bile göstermişti ilk gösterimde. Foucalt için muhteşem bir başarı… Dünyanın döndüğünü anlamak için makro bir gözleme gerek yok. Sarkaç salınıyorsa, dünya da dönüyordur. Fizikle ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkesin ilgisini çekiyor sarkaç.

 

indir

Pantheon https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Pantheon_of_Paris_007.JPG

 

Peki, Pantheon bir bilim adamına sarkaç haricinde ne gösterebilir? Ne saklıyor sarkacın altında. Bahsedildiği gibi, Pantheon bir anıt mezardır. Hemen altında Fransa’nın fikri önderlerini barındırır. Victor Hugo, Jan Jak Rousseau, Volter, Alexandre Dumas ve daha niceleri… Fransa tarihi çalışan birinin muhakkak ziyaret etmesi gereken bir mabettir Pantheon. Lakin, biz tarihçi değiliz değil mi… Peki bizi orada tutan ne? Bilim dünyasında kadın bilim insanı denildiğinde ilk ve belki de tek akla gelen isim de orada. Hem fizik hem kimya alanlarında Nobel ödülü sahibi Marie Curie, eşi Pierre Curie ile birlikte Pantheon’un bir odasında yatıyorlar.

60835905

Marie Curie-Pierre Curie Kabirleri http://www.panoramio.com/photo/60835905

 

 

Bilim, edebiyat, sanat, felsefe… Bir yapıda her ne arıyorsanız, Pantheon size onu verecektir. Paris’e yolu düşenlere önerim, evet tabii ki Louvre müzesine gidin, tabii ki ressamlar tepesine çıkın, tabii ki opera binasını ziyaret edin ama bütün bunları yapıp da Pantheon’u ziyaret etmeden dönmeyin.

Leave a Reply

2 comments

  1. YEZDAN Balsari

    Aaaa.
    Bitiverdi çabucak. Anlat anlat Ugur .Aydinlat Teyzelerin..

  2. Emine

    Merhaba peki sürtünme nasıl sıfırlandı. Sürtünmesiz ortam nasıl oluşturuldu.