Nedir düşünce özgürlüğü dediğimiz şey? İnsanın hiçbir baskı altında kalmadan, fikirlerini, inandıklarını, kişisel görüşlerini savunabilmesi; açıkça tartışabilmesidir. Kaldı ki Anayasa’mızın 26. Maddesi bunu meşrulaştırmış ve kişilerin temel hak ve özgürlükleri başlığı altında, anayasal, üstün nitelikli bir hak kategorisine sokmuştur. 26. maddenin 1. fıkrası uyarınca;

 

 

VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26.– Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

İncelenecek olursa, kişiler hiçbir baskı altında kalmaksızın, fikirlerini ve kanaatlerini özgürce hem yazılı hem sözlü olarak özgürce ifade edebilme ve bunu belirli platformlarda yayabilme serbestisine sahiptir. Diğer yandan kişi hak ve özgürlüklerinin temel kapsamı incelenecek olursa, sadece özüne dokunulmadan kanunen kısıtlanabilir ve belirli çerçevelerde bu kısıtlamalar da haklı sebebe tâbidir. Nitekim Anayasa’nın söz konusu maddesinin 2. fıkrası uyarınca;

Madde 26/ II Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.

Bu durumda, temel hak ve özgürlüklerimizden olan, düşünce özgürlüğü de bir yere kadar sınırlanabilir nitelikte olup; bu sınırlandırmanın dayanağı olarak da Anayasa’ya uygun bir şekilde kanunen sınırlandırma hakkını veren Anayasa’nın 26. maddesinin 2. fıkrasını göstermek mümkündür.

Paylaşılan fikir ve görüşlerin, hangi platformda ve kamu düzenine aykırı olup olmadığının tahlili, etkili bir biçimde yapılıp; sonuçlar ve kişisel olarak altına girilebilecek sorumluluklar iyi değerlendirilmeli, temel hak ve özgürlükleri yanlış değerlendirip bunu sınırsız ve sonsuz bir hak olarak görmemek gereklidir. Nitekim hakkın kötüye kullanılması da hukuki açıdan farklı sonuçlar teşkil etmektedir.

Kamu düzeni ve genel ahlak kavramı değerlendirildiğinde, normlar ve genel toplum yapısı göz önünde bulundurulmalı ve fikirler açıklanırken bunun bölücü, ahlak ve adaba aykırı ya da kamu düzeniyle çelişir nitelikte olup olmadığı analiz edilmelidir. Analiz sonucunda da karşılaşılan sonuç, yukarıda sorgulanan şeylere olumlu yanıt veriyorsa; o düşüncenin özgürce açıklanması doğru olmayıp, sınırlandırılabilir nitelik taşıyacaktır.

Sonuç olarak, temel hak ve özgürlüklerin bile, bir yere kadar dokunulamaz olduğu aşikardır ve sınırlandırılabilir nitelik taşıyabileceği de unutulmamalıdır.

Leave a Reply