Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir yasa taslağının sunumunu bizzat kabine üyelerine kendisi yaptı. Bu yasa taslağı yakında Meclis’e gelecek ve büyük bir ihtimalle yasalaşacak. Taslağın kimlerin şiddetten korunacağını düzenleyen “Amaç ve Kapsam” bölümündeki  1’inci maddesinde yer alan “Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan; kadınların, çocukların, eşlerin, nişanlıların, yakın ilişki içinde yaşayanların, nişanlılık veya evlilik birliği ya da beraberliği herhangi bir sebeple sona ermiş olan bireylerin veya diğer aile bireylerinin, tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları kapsar” ifadesinde değişikliğe gidildi. Başbakanlık aracılığıyla geri gönderilen taslağın “yakın ilişki içinde yaşayanları” kapsamaması gerektiği belirtildi. Böylece evlilik birlikteliği olmadan beraber yaşayan kadın şiddet görürse, yasa kapsamında korunmayacak. Kafamı kurcalayan noktalar şunlar:

1-) Görevi vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumak olan devlet, hayat tarzı kendi doğrularına uyumuyor diye kimi vatandaşlarının canını tehlikeye atabilir mi?

2-) Evli yaşamak veya yaşamamak tercih meselesidir, devlet buna saygı duymamazlık yapabilir mi?

3-) Amacı şiddeti önlemek olan bakanlık niye illa evlilik şartı aramaktadır?

4-) İnsanların hayatı bir yüzüğe mi bağlı olmalı?

5-) İnsanların cinsel yaşamları, namusları devletin elinin ulaşmaması gereken, sadece kişiyi ilgilendiren konular değil mi?

6-) İslam dinine göre evlilik şartı aranıyor olabilir ancak bu ülkede herkes İslam dinine uygun yaşamak zorunda mı?

7-) Bu ülkede ateistler, Hristiyanlar da var. Onların inançları gereği evlilik zorunlu değil, peki bu vatandaşlarımız ne olacak?

8-) Bir kişi bir başkasıyla yaşamayı göze aldıysa, devlet bundan sonrasına karışabilmeli mi?

9-) Nikahsız yaşayan bir kişi partneri tarafından şiddet görürse ve devlet tarafından koruma altına alınmazsa, bu olay da ölümle sonuçlanırsa burada katil o kişi midir yoksa devlet mi?

10-) Hükümetin bir an önce özel yaşamın, kendisinin müdahale alanı dışında olduğunu kavraması gerekmez mi?

11-) Aile Bakanlığı namus bekçiliği mi yapacak yoksa şiddeti önlemek için çaba mı sarfedecek?

Aslında cevapları hepimiz biliyoruz. Gerek Aliye Kavaf döneminde başlatılan ‘Aile 2023’ vizyonun amaçlarından birinin nikahsız yaşamla mücadele olması, gerek Bülent Arınç’ın nikahsız birliktelik karşıtı söylemleri, gerekse Cemil Çiçek’in flört fahişeliktir açıklaması bize her şeyi anlatıyor. Ne diyelim, diktatörlük böyledir, şımartırsan yatağına bile girer..

Leave a Reply