Onların adı RedHack.. 1997 yılında kurulan Marksist ve sosyalist bir hacker grubu. Adlarını Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesini hacklediklerinde duyurdular. Devlet otoritelerinin başını o kadar ağrıttılar ki, savcı onları “silahlı terör örgütü” kapsamına alıp operasyonlar düzenlediler. 17 kişiyi göz altına alıp 7’sini tutukladılar. Grup gözaltına alınanların ve tutuklananların grupla ilgisi olmayan insanlar olduklarını söyledi. Zaten tutuklanan 7 kişi de sonradan serbest bırakıldı. RedHack adını en son yaptığı eylemle bir kez daha duyurdu. YÖK’ün sitesini hackleyerek kimi belgeleri ele geçirdi ve yayınladı; bu belgelerde ise pek çok üniversite rektörünün yapmış olduğu yolsuzluklar ve skandallar yer almaktaydı. Eylemlerini katledilen gazeteci Metin Göktepe’ye ve yakın zamanda madende ölen işçilere adadılar.
Gazi Üniversitesi: Çukurambar Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan ve Gazi Üniversitesi’ne ait arazi iş merkezi yapılması için ihaleye çıkarılıyor. Genelde bu ihaleler %60’la bağlanırken bu sefer alan şirket %42’ye bağlıyor. Rektörle de araları iyi ki rektör bu oranı %40’a kadar çekiyor. İhaleyi alan şirket mi? AKP’ye yakınlığıyla bilinen Kuzu İnşaat.
İstanbul Üniversitesi: Sayıştay’ın yaptığı incelemeler sonucunda İstanbul Üniversitesi’nin 1 milyon 537 bin TL’yi muhasebe kayıtlarına girmediği tespit edildi. Bu incelemeler sonucunda Ziraat Bankası’nın İstanbul Üniversitesi’ne 325 bin TL’lik bir adet BMW ve 431 bin TL’lik 6 adet otomobili bağışladığı ortaya çıktı.
Uludağ Üniversitesi: Üniversitenin eski rektörü Mustafa Yurttkuran, öğrenci harçları ve personel maaşları karşılığında Garanti Bankası’ndan aldığı promosyon ücretini, üniversite gelirlerine değil, üniversite vakfına aktarırken paranın burada birçok başlıkta kullanıldığı ve üniversitenin zarara uğratıldığı tespit edildi. Bu kapsamdan vakfa aktarılan paranın tam 535 bin TL olduğu tespit edildi.
Kastamonu Üniversitesi: Kastamonu Üniversitesi’nde yaşanan olaysa pes dedirtecek bir diğer skandal. Buna göre üniversite rektörünün de suçlandığı soruşturmada, sahte diplomalı Cuma Aydın adlı kişi önce akademisyen olarak atanırken, daha sonra meslek yüksek okuluna Bilgisayar Teknolojileri Bölüm Başkanı yapıldı. Hiçbir inceleme yapılmadan akademisyen olarak atanan bununla da yetinilmeyerek bölüm başkanı yapan Kastamonu Üniversitesi yönetimi ve rektörlüğü ise bu konuda bir suçlarının ve ihmallerinin olmadığını ileri sürdü. Oysa aynı başvuru Mustafa Kemal Üniversitesi’ne de yapılırken, üniversite bu belgelerin sahteliğini tek bir telefonla ortaya çıkarmıştı. Konu ortaya çıkınca olayla ilgili yargılanan rektör suçsuz bulunurken, kısa süre sonra da emekliliğini istedi.
Fırat Üniversitesi: Fırat Üniversitesi’nin öğrenci harçlarının yatırıldığı Vakıf Bankası’nın üniversiteye verdiği promosyon gelirlerinin nasıl harcandığı ortaya çıktı. Buna göre bu gelirin bir kısmı üniversite şenlikleri için harcanırken, bir kısmı da üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. A. Feyzi Bingöl döneminde Audi A8 marka araca harcanmış. Üniversite bu şekilde 1 milyon 310 bin liralık promosyon hakkının önemli bir kısmını kullanırken, bu parada geriye 823 bin TL kaldı. Bankaya ait olan bu aracın üniversiteye neyin karşılığında verildiği ise araştırma sonucunda ortaya çıktı. Üniversite protokol yapılmadan öğrenci harçlarını almaya devam ederken, araç da üniversitenin oldu…
İşte konuya ilişkin yapılan soruşturma sonucu ulaşılan kimi bilgiler:
-Üniversitenin 162 bin TL tutarındaki promosyon bedeli eksik ödenmesi nedeniyle, üniversite promosyon gelirleri açısından zarara uğratıldı.
-Banka tarafından eksik ödenen promosyon geliri ile ilgili hiçbir tatbikat yapılmadığı
-İlgili banka ile yeni bir anlaşma yapılmamasına karşın harç ödemelerinin bu bankaya ödenmeye devam ettiği
-Yapılan inceleme sonucunda Audi A8 aracın bankaya ait olduğu ve aracın üniversiteye tahsil edildiği ortaya çıktı. Üniversite konuya ilişkin yaptığı çalışma sonucunda, harçların tekrar aynı banka tarafından bir anlaşma yapılmadan alınmaya devam etmesine karşılık bu adımın atılmış olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaştı.
Giresun Üniversitesi: Kalkınma Bakanlığı’nın 83 teçhizat için üniversiteye ayırıldığı 2 milyon 832 bin TL, sadece 9 kalem teçhizatın alımı için kullanıldı.
-664 bin TL ödenerek alınan cihaz yer darlığı nedeniyle kurulamayıp, fakülte boşluğuna konularak çürümeye terk edildi.
-Alınan teçhizatlara ilişkin eğitimin tüm masraflarının ihale gereği firma tarafından karşılanması gerekirken, bunun aksine kimi öğretim üyelerinin üniversiteden para alarak bu iş için yurtdışına çıktığı tespit edildi. Bu sayede açık bir haksız kazanç sağlandı.
-Öğretim üyeleri tarafından hazırlanan şartname maddeleri ile ihaleyi alan firmaların sundukları tekliflerde yer alan ifadelerin birebir örtüşmesi.
-Mustafa Türken, Halil İbrahim Uğraş, Murat Taş, Serkan Soylu, Saim Topçu ve Aysun Türkmen, ilgili yolsuzlukta suçlanan isimler. (Soruşturmada savunması alınan akademisyenlerin tamamı, sürecin üniversite rektörlüğünün bilgisi dahilinde geliştiğini ve herhangi bir yolsuzluk bulunmadığını öne sürdü)
Bunlar sadece birkaç üniversite. Redhack Adnan Menderes Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi haklarında da benzer belgeler yayınladı. Çoğunluğu yolsuzluk belgeleri. Bankalarla bir olan rektörlerin hem öğrencileri bağış altında yardım yapmaya zorlamasının hem de rüşvetin hikayesi. İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu içinse YÖK’de bir fişleme dosyası olduğu ortaya çıktı. Rektörü fişlemişler Alevileri işe aldığı ve okula pinpon masası aldığı için. Ve bu rektör tam 1371 gündür tutuklu.
Peki YÖK bu olay sonrasında ne mi yaptı? Öncelikle bu belgelerin yayınlandığı sitelerin sansürlenmesini istedi. Reddedildi. Ardından da “Sadece 1-2 aylık belgeleri çalmışlar” diye bir açıklama yaptı. Yani belgelerin gerçek belgeler olduğunu kabul ediyor. E insan düşünmeden edemiyor.
1-) Eğer ki 1-2 aylık belgelerde bile bu kadar skandal var ise, diğer ele geçirilmemiş olan onca yıllık belgelerde kim bilir neler var?
2-) Acaba YÖK RedHack ile uğraşacağına neden bu yolsuzlukları yapanlarla ilgili soruşturma açmamakta? Kimi yeni rektörler eğer eski rektörleriyle ilgili belge çıkmışsa soruşturma izni verdi.
3-) Bu üniversitelerin pek çoğunun ODTÜ olaylarında ODTÜ’yü kınayan üniversiteler olduğunu fark ettiniz mi?
4-) Öğrencisini koruyan ODTÜ’yü kınayan bu üniversitelerin yaptıklarını ve öğrencilerine yaklaşımını görünce insan elbet şaşırmıyor değil mi?
5-) Devlet erkanından bir açıklama neden gelmemekte?
6-) Bu rektörlerin pek çoğunun üniversitedeki rektörlük seçimlerinde asla 1. Sırada olmamalarına rağmen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından rektör olarak atandığını da hatırlıyorsunuz değil mi?
7-) Üniversitelerin gelişimi için çabalaması gerekenler neden kendi ceplerini doldurmak için çabalamakta?
8-) Ve en önemlisi; ODTÜ’yü anında kınayan üniversiteler acaba bu yolsuzluklar için neden bir şeyler dememekte? Sabahattin Zaim Üniversitesi nerelerde acaba?
9-) Medya bu tarz olaylarda neden daima sınıfta kalır?
RedHack bu tarz bizi aydınlatan ve üniversitelerin gerçek yüzünü ortaya çıkaran belgeleri yayınlamaktan inşallah vazgeçmez. Devlet erkanı görmezden gelmeye devam etmemeli, senin yolsuzluğun kötü benimki iyi mantığında olmamalı. Muhalefet daha çok üstüne gitmeli. Ve en önemlisi, bu haberleri halka iletecek olan medya bu konuyu pas geçmemeli. Belgelerin linkleri aşağıdadır.