Küçükken odalarımızın bir köşesinde bulunan kumbaraları hatırlar mısınız? Benim ilk kumbaram annemin bana İş Bankasında açtığı hesapla birlikte gelen turuncu renkte, metal sapı olan bir kumbaraydı. O zamanlar verilen harçlıklardan arta kalanlar, bakkalın para üstü olarak verdiği metal paralar o kumbaraya atılırdı günün sonunda. Hatta kimi zaman hususi para alınırdı babalardan kumbaraya atmak için. Anahtarı saklamaksa en büyük ritüeldi. O yaştan itibaren tasarruflu olmanın, para biriktirmenin önemi öğretilmeye çalışılıyordu aslında bizlere.

O zamanın küçükleri büyüdüler kocaman adam oldular. Kimileri devletin başında  bakan, milletvekili kimileri ise sendika yöneticisi, üniversite rektörü…  Şimdi devletin kumbarası onların elinde.

Anlaşılan o ki tasarrufun ne demek olduğunu, nasıl yapıldığını yanlış anlamış birileri. Tasarrufun ne olduğu tam anlaşılamamış bizim ülkemizde.Şimdi,  farklı ülkelerden, farklı tasarruf örnekleri vereceğim sizlere. Bakalım tasarruf ne imiş , ne değilmiş …

 

 İngiltere, son bir haftadır, Ulaştırma Bakanını ve onun özel aracını konuşuyor. Ülkenin en çok satan gazetelerinden MOS, Bakan Simon Burns’un evinden  bakanlığa her gün özel aracıyla gidip geldiğini; aracın  ve özel şoförün masraflarının devlet tarafından ödendiği belirten bir haber yaptı. Habere göre bunun vergi verenlere maliyeti  yılda 80 bin sterlindi. Bakan ise her gün yolda giderken gizli belgelerle ilgilendiğini bu yüzden tren kullanmadığını belirten Burns’ un iddialarını gazete değişik bir şekilde çürüttü. Bakanın güzergahında birinci sınıf bilet alan muhabir Burns’un güzergahında yolculuk yaptı ve 35 dakika süren yolculuk boyunca rahat çalıştığını, hiçbir yolcunun çalışmasına engel olmadığını belirtti.

Haber İngiltere’de diğer basın organları tarafından da sürdürüldü. Elbette haberin, tren biletlerine yapılan zamdan sonra yayınlanması halkın tepkisini de arttırdı. Muhalif partililerinde Burns’u halktan kopuk olmakla suçlamasıyla birlikte, Burns daha fazla baskılara dayanamadı. Bakan dün sabahtan itibaren makam aracından vazgeçerek trenle ulaşımını sağlamaya başladı.

Bunun İngiltere’ye getirisi yılda 75 bin sterlin yani yaklaşık 250.000 TL.

 O GERÇEK BİR BAKAN

                                                                                                                      

 

Bu fotoğrafta gördüğünüz isim ise Danimarka İklim ve Enerji Bakanı Martin Lidegaard. Kendisi enerji tasarrufuna katkıda bulunmak için işte bu  bisikleti kullanıyor gün boyu. Ülkede 20 yıl içinde yenilenebilir enerji kaynakları elde etmeyi hedefleyen Lidegaard, hava koşulları elverişsiz olmadığı takdirde parlamentoya ve bakanlığa bisikletiyle gidip geliyor.

 

ARABADA SON MODEL, YÖNETİMDE KÜLÜSTÜR

               

Şimdi ise size metal kumbaralarda tasarruf yapmayı öğrenen bir ülkenin bakanlarının, sendika görevlilerinin, hatta rektörlerinin tasarruf anlayışından bahsetmek istiyorum.

 Yaklaşık iki hafta önce MHP Elazığ Milletvekili Enver Erdem gündeme bir bakan yardımcısının A-8 model araç talebini getirmişti. Erdem’in iddiasına göre bakan yardımcısı kendisi için kiralan Audi A-4 marka aracı beğenmeyerek, ayda 43 bin TL ‘ye kendisine A-8 model bir araç kiralanması konusunda diretmiş. Üstüne üstlük bu isteği yerinede getirilmişti. Maliye  Bakanlığı ise iddiaların ardından inceleme başlatılacağını belirtti. Henüz ortada bir sonuç yok.

A-8 den bahsetmişken, geçen yıl Başbakan Erdoğan’a alınan zırhsız haliyle 500 bin TL olan araçtan bahsetmemekte olmaz. Eski aracına göre daha sportif detaylara sahip olan bu araç biyolojik saldırılara karşı özel koruma sistemlerine ve bir saldırı sonucu çıkabilecek yangına karşı toz bulutu oluşturabilen bir özelliğe sahip.

 Bu noktada Türkiye’nin dünya resmi araç filo listesinde altıncı sırada olduğunu belirtmekte fayda var. Ki araçlarda ,BMW  veya AUDİ gibi iddialı ve epey pahalı markaların araçları.

Son olarak da kimilerine  göre terör suçu işleyen , bana göre pek çok savcının yerine getirmesi gereken görevi yerine getiren RedHack’in ortaya çıkardığı belgelerden bir örnek vermek istiyorum. Fırat Üniversitesi’nde yaşanan olaylar şu şekilde gerçekleşiyor. Belgelere göre; üniversite’nin öğrenci harçlarının yatırıldığı Vakıf Bankası’nın üniversiteye verdiği promosyon gelirlerinin bir kısmı üniversite şenliklerine harcanırken, bir kısmı da üniversitenin eski rektörü Prof. Dr. A. Feyzi Bingöl döneminde Audi A8 marka araca harcanmış. Üniversite’nin 1 milyon 310 bin liralık promosyon hakkında geriye 823 bin TL kalıyor bu harcamalarla birlikte. Bu pahalı harcamanın sebebi ise belgelerle ortada. Üniversite protokol yapılmadan öğrenci harçlarını almaya devam ederek kanunsuz bir iş yapıyor bankayla birlikte.

Kumbaralarınızın anahtarlarını hazırlayın. Yıl oldu 2013. Sıra 2013 model oyuncaklara geldi.

Not: Farklı istatistikler için

http://gundem.milliyet.com.tr/devletin-kira-faturasi/gundem/gundemdetay/19.12.2012/1643859/default.htm

Leave a Reply