Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Yukarıdaki dizeler, Edip Cansever’in “Masa da masaymış” şiirine ait.
Edip Cansever, Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerinden. Cemal Süreya, Turgut Uyar, Ece Ayhan, İlhan Berk ile birlikte Garip(1.Yeni) akımına karşı çıkan 2.yeni akımının temsilcisi. Türkiye’nin şiir serüvenin 1940’tan sonraki köklü değişiminin mimarlardan bir tanesi, ne zaman şiir üzerine bir muhabbet dönse, onun Yerçekimli Karanfil’i çıkıverir meydana.
2012-2013 öğretim yılı için dağıtılan 12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı kitabı içerisinde de Edip Cansever’in yukarıdaki, ‘Masa da masaymış ha’ şiiri yer aldı. Fakat şiir kitaba aktarılırken sansürlendi. Şiirdeki “Bir bira içmek istiyordu kaç gündür/Masaya biranın dökülüşünü koydu.” dizeleri çıkarılıp yerine “…” kondu.
Oysa ki, daha bundan çok az bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde zorunlu kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştı. Bu, her ne kadar karşıt görüşler olsa da, okullardaki tek tipleştirmenin ve militarizmin eğitimin üzerinden uzaklaştırması sebebiyle önemli bir adımdı. Yine fazlaca başarısız bir bakan olan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in yerine, akil adamlardan Nabi Avcı’nın getirilmesi eğitim adına çok önemli bir diğer adımdı.
Ancak, Edip Cansever’in şiirine konulan sansür bir kez daha gösterdi ki atılan tüm adımlar AKP ideolojisinin bir ürünü, hiçbirisi eğitimi geliştirmek ya da fayda sağlamak için değil; tamamıyla siyasi ideolojinin dayattığı birer gereklilik. Memleket Meselesi filminde Adil Hoca(Ahmet Uğurlu) şöyle diyor: “Sağcısı geldi cami dikti, solcusu geldi heykel dikti. Başka da bir yaraya merhem olan olmadı” Durum aynen bu. Bu ideoloji sevdasından, bu ‘izm’cilikten kurtunulmadığı sürece değil eğitim-öğretim, hiçbir şey olmaz.
Bu güzel insanları, Edip Cansever’i falan bari karıştırmayın ideoloji çirkinliklerinize, yerinizde sağ olun!
“Biz aykırıya, ayrıntıya, ayrıksıya, azınlığa tutkunuz…” Edip Cansever