Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari işlemler açığının sıfırlanması beklenmemektedir çünkü sürekli olarak büyüme için dış kaynaklara ihtiyaç söz konusudur. Fakat büyümenin devamı için cari açığın mümkün olduğu kadar az olması gerekmektedir. Bunun için ilk olarak cari açığın ne olduğunu ve nelerden kaynaklandığını bilmeliyiz.
Cari açık cari dengenin negatif çıkması durumunda oluşur. Cari denge ise kendi içinde dört dengenin hesaplamasıyla belli olur. Bunlardan birincisi mal dengesi (bir ülkenin sattığı mallardan elde ettiği döviz ile aldığı mallara ödediği döviz bedelleri arasındaki farktır), ikincisi hizmetler dengesi (bir ülkenin dışarıya sağladığı turizm, sigorta gibi hizmetlerden elde ettiği döviz gelirleri ile dışarıdan aldığı benzer hizmetlere karşılık ödediği döviz bedelleri arasındaki farktır), üçüncüsü yatırım gelirleri dengesi (bir ülkenin ülke dışında yapılan sermaye yatırımları sonucu elde ettiği döviz ile diğer ülkelerin o ülkedeki yatırımları sonucu elde ettiği dövizlerin arasındaki farktır) ve son olarak dördüncüsü ise cari transferlerdir (yurtdışındaki işçilerden sağlanan döviz girdileridir)
O halde Cari Denge = Mal Dengesi + Hizmetler Dengesi + Yatırım Gelirleri Dengesi + Cari Transferler. Bu işlemin sonucu pozitif ise cari fazlalık, negatif ise cari açık söz konusu demektir. Yani cari açığın tek sebebi denildiği gibi sadece enerji ithalatı değildir. Enerji konusunda Türkiye’den daha çok ithalat gerçekleştiren bazı ülkelerin cari açığı yoktur. Örneğin; enerjide dışa bağımlı ülkelerden İrlanda ve Güney Kore’nin cari fazlası vardır. Türkiye’nin bu ülkelerden eksiği ise tasarruf eksikliği ve üretkenlik seviyemizin düşük olmasıdır.
Türkiye şirketlerinin ve insanlarının üretkenlik seviyesi eksikliğini gidermesi ve yurtiçi tasarrufun artırılması uzun vadede ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerin çok büyük bir kısmını sanayi ürünleri oluşturmaktadır. Yani zannedildiği gibi Türkiye sadece fındık, incir gibi tarımsal ürünleri satıp, karşılığında teknolojik aletler alan bir ülke değildir. Türkiye pazar sayısını arttırarak ihracatını daha fazla katlayacak potansiyele sahiptir ve zaten son yıllarda ihracatta yaşanan büyük artışta Ortadoğu ve Afrika gibi pazarlara yapılan açılımların etkisi büyüktür. Bu anlamda TÜSİAD, TUSKON gibi kuruluşların gerçekleştirdikleri fuarlar büyük öneme sahiptir.
Kaynaklar:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=205170
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1123868&Yazar=GUVEN-SAK&CategoryID=101