Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uzun süreden beri başkanlık sistemini gündemde tutmaktadır. Başkanlık sisteminin demokrasi dışı bir sistem olmadığını, çift parlamentosunun bulunduğunu vurgulamaktadır. Avrupa’da şu anda yaşanan siyasi ve ekonomik krizi koalisyon hükümetlerine bağlamakta ve onları istikrarsızlığa sürüklediğini anlatmaktadır. Türkiye’nin şu andaki ekonomik ve siyasi istikrarını bu tip koalisyonlara sahip olmaması sayesinde edindiğinin altını çizmektedir. Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemine sıcak baktığı açıktır. Ancak asıl amaçlarının dört partinin de ortak kararını yansıtmak olduğunu dile getirmiştir birçok programda. Başkanlık sistemiyle daha istikrarlı bir yapıya kavuşulacağının açık olduğunu belirtmektedir. Ancak Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP’nin halka yanlış aksettirdiğini düşünmektedir. Bu sebeple AKP, Süleyman Soylu’nun hazırladığı bir taslakla başkanlık sistemini 17 ilde
halka empoze etmeye başlamıştır. Ak Parti merkezinden yapılan açıklamaya göre, “Başkanlık sistemini ülkemizin geleceği için en uygun hükümet sistemi olacağı düşüncesiyle; teşkilatlarımızı, partilerimizi ve vatandaşlarımızı bilgilendirmek amacıyla Başkanlık Sistemi’ni tanıtmak ve anlatmak için toplantılar, sempozyumlar, paneller düzenlenecektir. Bu çerçevede 17 ilimizde 17 Mart 2013 Pazar günü saat 13.00′te düzenlenecek toplantılarda; konunun uzmanı akademisyenler tarafından ‘Başkanlık Sistemi’ anlatılacaktır. Toplantılarımıza partimin il ve ilçe teşkilatları ile Kadın ve Gençlik Kolları il ve ilçe teşkilatları, Belediye Başkanları, İl Genel Meclis Üyeleri ve Belediye Meclis Üyeleri katılacaktır.” Erdoğan, Amerikan Başkanlık sisteminin benimsenebileceğini bu sisteminde demokratik olduğunu her fırsatta dile getirmiştir.
Bu noktada başkanlık sistemine ve Türkiye’ye uygunluğuna bir göz atalım. Başkanlık sistemi, yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. ABD, Güney Kore, Ermenistan, Kıbrıs, Afganistan gibi ülkeler bu sistemi uygulamaktadırlar. Başkanlık sisteminin temel özellikleri şunlardır:
A)Başkan, halk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir biçimde parlamento tarafından kısaltılamaz ve fesh edilemez.
B) Kuvvetler ayrılığı kesin bir biçimde uygulanır. Devlet organlarının eşgüdüm içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güç suistimali engellenir..
C) Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir. Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri yasama organı içinden Başkan tarafından seçilebilir ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler.
D) Devlet başkanı , hükümet başkanı ayrımı yoktur.
E) Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur.
Başkanlık sisteminin iyi işlemesi için gerekli olduğu ileri sürülen koşullar şunlardır:
I)Başkanın yasama organını feshetme yetkisi olmamalıdır.
II)Başkana yasaları veto edebilme hakkı tanınmalıdır. Başkanın vetosu da yasama organının özel çoğunluğu tarafından aşılabilmelidir. Örneğin 3/5 veya 2/3 gibi.
III) Başkan yasama organının üyesi olmamalıdır.
Bütün bunlara bakıldığında başkanlık sisteminin istikrar ve düzen için daha mantıklı olduğu düşünülebilir. Ancak başkanlık sisteminde bazı riskler bulunmaktadır. Başkanlık sistemlerinde sağ ve sol merkez partileri biçiminde iki siyasal parti ortaya çıkmaktadır ki bu durum zaten seçim barajıyla sesi kısılan demokrasinin, azaltılan çeşitliliğin ve çok sesliliğin daha da kötüleştirilmesine neden olabilir. Bu noktada demokrasiden kopma gerçekleşebilir. Her ne olursa olsun gözünü karartan Ak Parti üyeleri çalışmalarına hızlı başladı. Bu çalışmalara başlamak bile sistemin geleceğinin bir kanıtıdır. Diğer parti liderleri de yapay gündemlerle oyalandıkları için seslerini gür bir şekilde duyamıyoruz, bu da Ak Parti çalışmalarına destek oluyor diyebiliriz. Başkanlık sisteminin getirilmeye çalışıldığı açıktır. Türkiye’de ABD gibi iyi bir düzende mi işleyecek, anayasaya ithal edilen kanunlara mı benzeyecek yoksa vatana millete hayır mı getirecek bunu zaman gösterecektir.