Pasifik’in ortasında, Anakara’dan millerce uzaklıkta yapayalnız bir takımada… Ve Hawaii adıyla bilinen bu turistik adalarda güvenli bir liman; Pearl Harbour… 7 Aralık 1941 Pazar günü, Japon İmparatorluğu Birleşik Donanması, bu limana yaptığı bir sabah saldırısıyla ABD’nin Pasifik’te demirli halde bulunan donanmasını yalnızca bir saat içinde neredeyse tümüyle imha etmiş ve Birleşik Devletler’in savaşa girmesi için mükemmel bir fırsat vermişti. Ne var ki; sonrasında gelişecek olaylar, belki de sadece bir ulusun ya da bir savaşın değil, dünyanın kaderini derinden değiştirecekti.
[box_light]PASİFİK’TE GÖVDE GÖSTERİSİ[/box_light]
1941’e gelinceye kadar Japon İmparatorluğu, 1930’lardan başlayarak hiçbir savaş ahlakını göz önünde bulundurmadan işgal edebileceği her ülkeye büyük bir iştahla saldırıyor ve müttefiklerin gözünde ciddi bir tehdit olarak belirmeye başlıyordu. 1940’a gelindiğinde ise Fransız Hindiçinisi’nin Alman işgalinde olmasını fırsat bilerek işgal edecek ve Birleşik Devletler’in gözünde tehdit olarak görülmeye başlayacaktı. Aynı yılın Aralık ayında ABD, Japonya’ya karşı çelik ve savaş malzemesi satışına ambargo getirecek, Temmuz 1941’de ise Japon birliklerinin işgal ettiği Hindiçini’nden çekilmesi isteğinin reddedilmesi üzerine ambargoyu genişleterek, buna petrolü de dahil edecekti. Bu durum Japonya için açlıktan ölmek demek oluyordu zira o sırada kendilerinde savaş şartlarında sadece 6 ay yetecek kadar petrol stoku bulunuyordu. “Çekik gözlüler”in önünde iki seçenek vardı: Ya savaşarak ekmeğini kazanacak yahut fişini çekip imparatorluk hülyalarına veda edeceklerdi. Hangisini mi tercih ettiler? Tabi ki zor olanı…
[box_light]VAKİT YAKLAŞIYOR[/box_light]
Baskın planı tam bir yıl önce, ülkenin en büyük askerî stratejisti kabul edilen, Harvard mezunu İsoroku Yamamoto tarafından hazırlanmaya başlamıştı. Japonlar Honolulu’daki (limanın kurulu olduğu şehir) casusları vasıtasıyla gemilerin hareketlerini takip ediyorlar ve Amiral Kimmel’in (limanın amirali), gemileri Pazar günleri limanda tuttuğunu biliyorlardı. Üstelik o tarihte ayışığı da olmadığı için saldırı filosunu adaya gece yaklaştırdıkları takdirde fark da edilmeyeceklerdi.
İşin aslına bakılırsa o tarihte İngiltere başta olmak üzere birçok ülke Japonlar’ın ABD’ye Pasifik’te saldıracağını tahmin ediyorlardı ancak nokta hederfin neresi olacağını kimse bilmiyordu. Bununla birlikte herkes Pasifik’te Japon ilerleyişini durdurabilecek tek gücün ABD donanması olduğunu da biliyordu.
Amerikan Donanma İstihbaratı, Japon istihbarat şifrelerini çözmüşler ve bir filonun denize açıldığını öğrenmişlerdi. 27 Kasım’da Pasifik’teki 4 ana askeri komutanlığa bu uyarı yapılmış ve kısa süre içinde bir Japon saldırısına hazırlıklı olmaları konusunda bilgilendirilmişlerdi. Bir Japon saldırısı, savaşa bir an önce dahil olmak isteyen fakat henüz elinde senatoyu ikna edecek kartı bulunmayan Başkan Roosvelt için büyük bir fırsattı. Kulağa komplotik gelmesi doğal fakat garip olan şu ki; saldırıya uğramayan Panama ve San Francisco derhal tedbir alırken, Honolulu aynı ciddiyeti göstermeyecekti.
[box_light]SAAT SAAT SALDIRI[/box_light]
03.42: Bir nöbetçi subay, limanda bir periskop görür ve bunu derhal bildirir. Ward destroyeri arama yapar fakat herhangi birşey bulamaz.
04.50: Bir denizaltı daha görülür, bildirilir ancak yine gereken önem verilmez.
06.30: Hava yavaş yavaş aydınlanırken yeni bir denizaltı daha görülür ve Japonların büyük gemilerle Honolulu açıklarına bıraktıkları 5 mini denizaltıdan biri olan bu denizaltı, devriye destroyeri Ward tarafından batırılır. Bunun üzerine limanda herhangi bir alarm verilmemesi yalnızca birkaç saat içince Amerikanların karşısına tarihin en büyük pişmanlıklarından biri olarak çıkacaktır.
07.02: Radar ekranında, Oahu adasının (limanın bulunduğu ada) açıklarında çok sayıda nokta fark edilir.
07.20: Karargaha, “132 milde çok sayıda uçak” ihbarı bildirilir. Ancak nöbetçi teğmen bunu California’dan beklenen B-17 filosu sandığı için önemsemez. Ancak bu noktalar, 1 saat 20 dakikadır Pearl Harbor’a doğru ilerlemekte olan, 183 uçaklık ilk Japon saldırı grubudur. Bu sırada limana ilk bombaların düşmesine tam 35 dakika vardır.
[box_light]SAM AMCA KIZIYOR[/box_light]
Pearl Harbor’daki gemiler uyarıldıkları halde, dağınık vaziyette değil, grup halinde bulunmaktadırlar. Yine aynı şekilde havaalanlarındaki uçaklar hangarlarda kapalı halde değil, alanlarda açık hedef halinde dizilmişlerdir. Bu durum da haliyle, komplo teorileriyle dolu Birleşik Devletler tarihinde zihinlere bir kuşkulu nokta daha koymaktadır.
Saat 07.55’te, teknik olarak rakiplerinden birçok konuda çok üstün olan Japon Zero saldırı uçakları limana ilk bombalarını bıraktıklarında 127 parçalık ABD Pasifik Filosu’nun tam 97 parçası Pearl Harbor’da bulunmaktaydı. Hücum pilotları, adanın etrafındaki 8 gemiye saldırmaya odaklandılar. Bunların dördü; USS Arizona, USS Oklahoma, West Virginia ve USS California batarken; Maryland, Tennessee, Nevada ve USS Pennsylvania ise yaralandılar.
Saat 07.15’te kalkan ikinci Japon filosunun hedefindeyse genellikle askerî tesisler ve havaalanları vardı. Saldırılarda toplam 349
Amerikan uçağı kalkamadan imha edilirken, 12 savaş gemisi ciddi hasara uğramış 2403 Amerikan askeri ve 68 sivil hayatını kaybetmişti. Buna karşılık Japonların kaybıysa küçük kayıplar dışında 29 uçak ve 55 hava aracıydı.
Tüm bunlar olup biterken, Washington DC’deki Japon elçilik katipleri savaş ilanının şifresini çözmeye çalışıyorlar, saldırının başladığından Dışişleri’nin haberi olmuyordu. Başkan Roosvelt saldırıyı öğrendiğinde saat farkıyla birlikte vakit öğleyi geçiyordu. Saldırının savaş ilan edilmeden yapılması Amerikanları çok kızdıracak, senato derhal savaş kararı verecek, toplumda büyük bir Japon nefreti başgösterecekti. Saldırı sırasında limanda bulunmayan ama asıl hedeflerden olan 4 savaş gemisinin katılımıyla Haziran 1942’de yapılacak olan Midway Savaşı’nda intikam alınacaktı. Kimilerine göreyse alçak Pearl Harbor baskını, Hiroşima’ya atılacak olan ve Pasifik’teki savaşı bitiren atom bombasının sebebi olacaktı.
Pearl Harbor Baskını’ndan tam 73 yıl geçmiş olmasına rağmen, bir anıt olması için enkazı kaldırılmamış olan USS Arizona zırhlısı limanın mavi sularına hala bir miktar petrol sızdırmaya devam ediyor. Gemiden sağ kurtulan son kişi de yaşama veda edince sızıntının duracağına inanılıyor.
Dipnot: 1970 yılında vizyona giren “Tora! Tora! Tora!” ve 2001 yılında vizyona giren “Pearl Harbor” filmlerinde, Japon Amiral İsoroku Yamamoto karakterini canlandıran oyuncuların sarf ettiği “Korkarım uyuyan bir devi uyandırdık” sözüne hiçbir kaynakta rastlanmamakla birlikte Holywood’un kendine has megalomanisi olarak değerlendirmekte fayda var.