Elazığspor bu hafta, fikstüründeki en önemli maçı Gençlerbirliği’ne karşı oynadı. Ligin alt sıralarını çok yakından ilgilendiren maçı, Gençlerbirliği çok rahat kazandı.
Maçın ilk 5 dakikası, Elazığspor’un hakimiyetinde geçti, fakat Gençlerbirliği bir anda oyunu tam tersine çevirmeyi başardı ve ilk yarı boyunca Elazığspor’un kendi yarı sahasına adım atmasına izin vermeyerek, ilk yarıyı 2-0 önde bitirdi. İkinci yarı Elazığspor ne kadar bastırsa da bir türlü 2. golü atamadı ve ardından 3. golü gayet amatörce yedi. Peki haftalardır aslanlar gibi oynayan Elazığspor’un bugün neden eli kolu bağlıydı?
Elazığspor hem bütçe hem oyuncu kalitesi hem de fikir yapısı olarak büyük bir takım değil. Dünyanın her yerinde gördüğümüz gibi küçük takımları her zaman lider, hırslı ve kaliteli bir veya birden fazla oyuncunun sırtlaması gerekir. Elazığspor’un böyle oyuncuları var, fakat bu oyuncular yeterince istikrarlı değiller bir de buna Mehmet Nas ve Habib Sow gibi bana göre takımın en onemli iki isminin de cezalı olması eklenince takımın işleyen düzeni kilitlenmiş oldu. Habib Sow’un yokluğunda Çağlar Birinci’nin ve Vranjes’in oyunu ortadaydı. Mehmet Nas olmadan, orta saha hiçbir varlık gösteremedi. Okan Buruk defansif kaybının farkında olarak oyunu ileride tutmayı planlanmıştı ve bunu gerçekleştirmek için Onur Ayık’a şans verdi, fakat Gençlerbirliği önlemini almıştı ve Şifo Mehmet’in taktiği daha iyi işledi. Elazığspor bu hafta kaybettiği 3 puanı Trabzonspor maçında kazanmak mecburiyetine girdi. Eksik oyuncuların katılması ve doğru taktikle bu imkansız görünmüyor. Ligin geri kalan kısmının Okan Buruk ve Elazığspor için çok zor olacağı şüphesiz.
Ligimizin heyecanının artması dileğiyle…