Santa Maria del Fiore’nin Dahisi

Floransa günümüzde görkemli eserler şehri olarak bilinir. Dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olan Floransa’nın tarihi de en az şehrin kendisi kadar hayranlık uyandırıcıdır. Özellikle Rönesans döneminin parlayan yıldızı olarak kabul edilen Floransa’dan birçok yetenekli heykeltıraş, ressam, müzisyen ve edebiyatçı çıkmıştır. Bu kişiler kendi isimlerini dünyaya duyururken, Floransa’nın da uluslararası şöhretine öyle bir katkıda bulunmuşlardır ki; günümüzde bile Floransa ile adları beraber anılmaktadır. Bu isimlere verilebilecek mutlaka birçok örnek vardır: Leonardo da Vinci, Michelangelo, Dante Alighieri ve daha sayamayacağımız bir sürü örnek. Ancak amacım bu yazıda bu muhteşem isimlerden bahsetmek değil. Belki şöhreti bu isimlerin biraz gerisinde kalmış, hatta kendi yarattığı eserin kubbesi altında ezilmişti o. Yine de bugün özellikle mimarların hayranlıkla andığı, Rönesans sevdalılarının da eserine bakarak o tarifsiz hazzı yaşadıkları ve ne olursa olsun adını tarihe altın harflerle yazdırmış birisinden bahsediyorum: Filippo Brunelleschi.

Filippo Brunelleschi

Filippo Brunelleschi (1337-1446)

Floransa’da bulunanlar ya da en azından fotoğraflarına bakmış olanların mutlaka dikkatini çekmiştir bir görkemli kubbe.

Şehrin hemen hemen her yerinden görülebilen ama en güzel de ‘Piazzale Michelangelo’ yani Michelangelo Meydanı’ndan izlenilebilen Floransa’nın en büyük kilisesinin kubbesi. Santa Maria del Fiore, Floransa’nın Avrupa yaşamının her anlamda merkezi olduğunu göstermek üzere 1296’da inşa edilmeye başlanmıştı. Ancak uzun süren ekonomik sıkıntılar ve savaşlardan dolayı yıllar boyunca bu güzel kilisenin kubbesi tamamlanamamış, hep yarım kalmıştı. 1418 yılında, kubbesinden yoksun kalan Santa Maria del Fiore’yi tamamlamak üzere Floransa’nın önde gelenleri bir yarışma düzenlemeye karar verir. Bu yarışmanın kazananı hem yüklü miktarda para ödülünün sahibi olacak, hem de hünerlerini Floransa ve bütün dünyanın gözleri önüne serme fırsatını yakalayacaktır. Yarışmaya katılan birçok kişi, bir kuyumcu çırağı olan Filippo’ya nazaran çok daha sıradan yapılar teklif ediyor ve bir türlü karar vereceklerin aklını çelmeyi başaramıyordu. Onların aksine Brunelleschi ise o güne kadar görülmemiş bir kubbe inşa etmenin peşindeydi. O’nun önerdiği şey ise iç içe geçmiş iki adet kubbeydi ve bunu pahalı ve karmaşık bir iskele olmadan yapmayı taahhüt ediyordu. Bu fikir her ne kadar gerçekçi gelmese de Floransa’nın önde gelenlerinin ilgisini çekmeyi başarıyordu.

Brunelleschi'nin 'Il Duomo' için yaptığı çizimler

Brunelleschi’nin ‘Il Duomo’ için yaptığı çizimler

Lorenzo Ghiberti (1337 - 1455)

Lorenzo Ghiberti (1337 – 1455)

Uzun süren tartışmalar sonucunda, Brunelleschi 1420 yılında idareciler tarafından kubbe projesinin sorumlusu ilan ediliyordu. Ancak kendisine karşı olan güven eksikliği yalnız başına çalışmasını engelliyor yanına bir de projeden sorumlu ikinci bir kişi atanıyordu. Bu kişi ise yıllardır rekabet içerisinde olduğu, 1401 yılında Floransa Vaftizhanesi’nin bronz kapıları projesinde yarışmayı kaybettiği isim olan Ghiberti’ydi. Brunelleschi bu durumda 16 yıl boyunca başyapıtını en büyük rakiplerinden birisi olan Ghiberti ile birlikte yürütmek zorunda bırakılıyordu.

Kubbenin inşaatı başladığında ise hem idarecilerin, hem Floransalılar’ın hem de inşaatta çalışacak olan insanların kafalarındaki soru işaretleri tamamen giderilmemişti. Yerden toplamda 114 metre yükseklikte ve yaklaşık 55 metre çapında olması planlanan bu devasa kubbenin yapımı için gerekli malzemeler ve bu malzemelerin inşaatın yapılacağı alana nasıl taşınacağı konusunda büyük tartışmalar vardı. 1400’lü yılların başına kadar kullanılan hiçbir mekanik sistem, bu yükseklikteki bir inşaata muazzam ağırlıktaki malzemeleri taşıma garantisi vermiyordu. Bu noktada Brunelleschi’nin dâhiyane fikirleri devreye giriyor ve o güne kadar görülmemiş bir mekanik yapıyla bir iskele sistemi kuruyordu. Bu iskele sistemi ise bugün inşaatlarda kullanılan iskele sisteminin temeli olarak görülebilir. Bundan yaklaşık 600 yıl önce kurulan bu sistem Sanayi Devrimi’ne kadar değiştirilmeden kullanılmış daha sonra ise temeli sabit kalarak geliştirilmeye çalışılmıştı. Brunelleschi bu iskele sistemini kurduğu vinç ile destekleyerek bir çığır daha açıyordu. Kurduğu bu iskele sistemi ve vinç ile Brunelleschi hem muazzam ağrılıktaki malzemeleri kolayca kubbenin yapılacağı yere taşımayı planlıyor hem de yukarıda çalışan işçilerin yere inmelerine gerek kalmadan bütün ihtiyaçlarını (özellikle yemek ve su) bu vinç sayesinde yanlarına ulaştırarak zamandan kazanmayı ve daha verimli çalışmayı hedefliyordu.

'Il Duomo'nun inşaatında kullanılan makara ve vinç sistemi

‘Il Duomo’nun inşaatında kullanılan makara ve vinç sistemi

Aynı zamanda Brunelleschi, inşaatın aksamaması adına aldığı bir dizi önlemle de ün salmaya başlamıştı. Özellikle işçilerine verdiği değer Floransalılar arasında sürekli konuşuluyordu. İşçilerin yerden bu kadar yüksekte çalışırken herhangi bir nedenle aşağı düşmelerini engellemek için önlemler almaya başlamıştı. Öncelikle işçilerin içtiği şaraplara su katılmasını emreden Brunelleschi bununla sarhoş olmalarını engellemek istemişti. Ancak aldığı bu önlem büyük itirazlara yol açınca geri adım atmak zorunda kalan Brunelleschi, yüksekten düşmelerini engellemek adına kubbenin inşaatının sürdüğü yerlere de platformlar yerleştirerek herhangi bir iş kazasını da önlemeyi hedefliyordu. Bu aynı zamanda inşaatın da hızlı bir şekilde devam etmesine hizmet edeceğine inanıyordu.

Gerçekten de o güne kadar görülmemiş büyüklükteki bu devasa kubbe, onca zorluklara ve çeşitli entrikalara rağmen (en büyük rakibi ve projenin bir diğer sorumlusu olan Ghiberti’nin de içinde bulunduğu) 14 sene gibi kısa bir süre içerisinde tamamlanıyordu. Santa Maria del Fiore, o zamana kadar görülmüş en büyük kubbe ile onurlandırılıyordu. Kubbe ise sadece bu muhteşem kiliseyi örtmek bir yana dursun sanki bütün Floransa’yı kanatlarının altında korumaya alıyordu. Bu görkemli manzara içerisinde, 1436 yılının 25 Mart günü Santa Maria del Fiore, Papa IV. Eugenius tarafından kutsanıyordu. Böylece hem Floransa hem de Katolik halkı o güne kadarki en ihtişamlı yapılardan birisine sahip oluyordu.

‘Il Duomo’nun tamamlanmasından 10 sene sonra, 1446 yılında Brunelleschi bir hastalığa yakalanarak ani bir şekilde vefat ediyordu. Yine o günlerde eşine az rastlanır bir biçimde, bu görkemli kubbenin mimarını onurlandırmak adına – sadece azizlerin yer aldığı – kilisenin kriptasına gömülüyordu. Daha sonra bununla kalmayarak 1471 yılında ise kubbenin tepesine bir aydınlatma kulesi inşa ediliyor ve bu kule de Brunelleschi’ye ithaf ediliyordu.

Brunelleschi'nin Santa Maria del Fiore'de bulunan mezarı

Brunelleschi’nin Santa Maria del Fiore’de bulunan mezarı

Bu mükemmel yapı sadece Rönesans döneminin veya İtalya’nın, hatta sadece Hristiyanların sahiplendiği bir yapı olmanın çok çok ötesine geçmiştir. Bütün insanlığın ortak bir şekilde hayranlık duyduğu, gözlerini alamadığı bu muazzam yapı günümüzde bile hala çözülemeyen bazı sırları ile birlikte Floransa’nın koruyucu melekliğini yapmaya devam etmektedir. Bu muazzam kubbenin mimarı ve dâhisi Brunelleschi de ‘Il Duomo’su ayakta olduğu sürece onunla birlikte hayranlıkla anılmaya devam edecektir.

“Brunelleschi’nin kubesi, Floransa’nın kiremit çatılar deryası üzerinde kendisi de kiremit kaplı olarak ama uyumlu bir orantı içinde, sade bir Yunan Tanrıçası gibi yükselmeye devam ediyor. Çok büyük, ama aynı zamanda tuhaf bir biçimde havada asılı gibi; doruk noktasına doğru yükselen beyaz mermer çizgiler de adeta bir zeplini yere bağlayan ipler.. Brunelleschi bir şekilde taşta özgürlüğü yakalamayı başardı. Ve Floransa siluetini, insanın özündeki yükselme arzusunun somut örneğiyle yüceltti.”

Bu mükemmel kubbeyi en güzel özetleyen alıntılardan birisi de Tom Mueller’inki değil mi?

IMGP9601-hdr

Kaynakça

Ross King, “Brunelleschi’s Dome: How a Renaissance Genius Reinvented Architecture”

Tom Mueller, “Brunelleschi’nin Kubbesi”, National Geographic Türkiye, Şubat 2014, s. 62-73

Leave a Reply