*Bu yazı spoiler içermektedir.
Başkarakter olan Şişman Kadın bir dolmuşta seyahat ederken, iki kişilik yer kapladığı için insanların gözlerini sürekli olarak üzerinde hisseder. Bu durumdan çok rahatsız olur ve dolmuştan inerek onun için eziyet olan uzun yolu, yürüyerek evine gider. Bir vapur yolculuğunda romanın diğer karakteri olan Be-Ce onun fotoğrafını çeker ve Şişman Kadın bundan çok rahatsız olur. İnsanların ona bakmasından bile rahatsız olan bu kadın, fotoğrafının çekilmesine dayanamaz. Ama bir süre sonra, fotoğrafını çeken Be-Ce ve Şişman Kadın birbirlerinden hoşlanır ve aralarında bir ilişki başlar. Be-Ce cücedir ve insanların karşılarına cüce ile şişman olarak çıkmamak için dışarı çıkarken tebdil-i kıyafet olarak çıkarlar. İnsanların bakışlarından ve onları o şekilde görüp bulunacakları yargılardan kaçındıkları için bu şekilde dışarı çıkmayı istemektedirler. Şişman Kadın yalnızca Be-Ce’nin yanında kendini rahat hisseder. Be-Ce, adına “Nazar Sözlüğü” dediği bir sözlük yazmaya başlar. Nazar Sözlüğü’ndeki tüm maddeler, görmek ve görülmekle bağlantılıdır. Bir süre sonra Şişman Kadın anlar ki, Be-Ce’nin yazdığı tüm maddeler onunla alakalı. Aslında Be-Ce onu kullanmaktadır, ondan faydalanmaktadır. “Şişko: O kadar şişmanmış ki, ne zaman insan içine çıksa herkes işini gücünü bırakıp onu seyredermiş. O da gözlerden o kadar rahatsız olurmuş ki, gidip daha çok yemek yer, daha çok şişmanlarmış. (Şişko’nun çocukluğunu araştır)” Özellikle Nazar Sözlüğü’ndeki bu maddeyi okuyunca anlar ki, önce sözlüğe esin kaynağı olmuştur sonra sözlükteki maddeleri oluşturmuştur. Bunun üzerine ayrılırlar ve Şişman Kadın kendini asarak intihara kalkışır. Başının bulutlara değmesine birkaç karış kala, aniden merakla ona bakan bir çift gözle karşılaşır. Kitabın başında anlatılan o dolmuşun içinde bulur kendini.
“Mahremiyetin gitti mi elden, sen de gitmelisin tez elden!” Kitapta anlatılan bir öykünün en son cümlesi olarak yer alıyor. Anlatılan olayda, mahalleye ‘rezil olan bir grup’ insan anlatılıyor. Eğer izleyen kalabalığın içinde bir yer bulup olaylara oradan bakarsanız, herkesin gördüğü rezil bir grup insan görürsünüz. Ama “rezil olan bir grubu” içindeyseniz de tek isteğiniz başkaları tarafından görülmemektir. Mahremiyet ile ilgili bir yorumda bulunur Şişman Kadın; “Var oldukları halde var olmayan, seyirlik oldukları halde ortalıkta görünmeyen insanlar vardı bu şehirde; cüceler, sakatlar, şişkolar…göze tuhaf görünen bütün insanlar… Dışarının gözlerinden sakınan, evlerin mahremiyetine sığınan, varlıkları mahrem olan insanlar…” Kendisi de Be-Ce gibi mahrem insanlardandır, bu yüzden dışarıda rahat edemez ve kendi içine kapanır, saklanmayı tercih eder. Bir şekilde insanların gözlerinden uzakta olmak ister. Dışarıda tebdil-i kıyafet gezmeleri de bu yüzdendir. O, insanların, şişman bedenine ve cüce sevgilisine bakıp onları bakışlarıyla rahatsız etmelerini istememektedir. Şişman kadın da ilişkilerinin görülmesini, yargılanmasını istememektedir.