Risk ne kadar yüksekse getiri de o kadar yüksektir. Yani piyasa ile kıyasladığınızda, getirisi daha yüksek olan bir yatırım karşınıza çıkarsa, riskleri düşünmek yapabileceğiniz en akıllıca seçim olur. Zaten tasarruf alanında kısıtlı kaynakları olan bir ülkede yaşadığımızdan, alacağımız riskleri iyi düşünmezsek bu, ileride finansman açısından da bizlere zarar verecektir. Bugünkü yazımızın konusu vakti zamanında hem dünyada hem de Türkiye’de binlerce insanın parasının yok olmasına sebep olan yatırım (?) aracı; saadet zinciri. İsmi her ne kadar mutluluk vaat etse de, bu zincirlere katılan insanların %90’ı pişman olmuştur. Başlamadan önce saadet zincirlerinin şu an dünyanın çoğu ülkesinde yasak olduğunu belirtmekte yarar var.
Saadet zinciri, yatırımcılara yüksek getiriler vaat eden, ama gerçek bir yatırım yapmadan o getirileri, yeni katılımcıların yatırdıkları paralar ile ödeyen bir sistemdir. Sistemin içinde farklı şemalar bulunmakla beraber, bugün en temel iki şema olan piramit şeması ve Ponzi şemasını inceleyeceğiz. Bu iki şemanın birbirinden ayrılmasının sebebi Ponzi şemasında yatırımcıların birbirleri ile direkt kontakları bulunmaması ve zincirin başındaki isimle irtibatta olmaları. Yine aynı şekilde Ponzi şemasında parayı alan tek bir kişidir yani sistemin kurucusu. (Ponzi şeması, ismini sistemin ilk kurucusu olan Charles Ponzi’den almaktadır)
Sistemin nasıl işlediğini anlamak için gelin hep birlikte birer farazi Ponzi şeması kuralım. Gerçeğini kurmanızı yasalar dolayısı ile tavsiye etmem. İlk yapmanız gereken şey, hevesli bir yatırımcı bulup ona piyasanın çok daha üzerinde, %100 diyelim, faiz önermeniz. Şimdi bu yatırımcının parasını geri verebilmeniz için 2 adet daha hevesli yatırımcıya ihtiyacınız var, merak etmeyin bu çok zor olmayacak çünkü %100 faiz verdiğiniz bilgisi hızla yayılacaktır. Yeni gelen 2 kişiden de paralarını alıp vaatte bulunduktan sonra geri ödeme yapabilmeniz için ihtiyacınız olan kişi sayısı 4-8-16… şeklinde artacaktır. Tabii eğer gerçekten geri ödeme yapmayı planlıyorsanız, zira şu an için tek yapmanız gereken insanlara yatırımlarının nasıl da büyüdüğüne dair belgeler gönderip onları mutlu etmeniz. Belki “saadet” kelimesi de buradan geliyordur.
Bu basit örnek dışında farklı yollardan da piramitler inşa edilebilir, örneğin resimdeki gibi bir piramidimiz ve 15 adet boş koltuğumuz olduğunu varsayalım. Bu piramitte ödeme alabilmek için en tepeye tırmanmak gerekiyor ve en alt satır giriş için para ödüyor. Sistemin devam edebilmesi için piramide girenlerin yeni kişileri eklemesi gerekiyor. Giriş ücreti 10 bin lira ise mavi koltukta oturan kişi 80 bin lira alıp piramidi terk ediyor. İkinci aşamada piramit ikiye bölünüyor ve her ikisine de 8 kişi daha ekleniyor, onların verdikleri paralarla herkes bir basamak daha yukarı atlıyor. Bu şekilde bir piramit kuranlar ise, piramidin farklı satırlarını kendi uydurdukları isimlerle dolduruyorlar ve hiçbir para ödemeden 80 bin lira kazanıyorlar.
Saadet zincirleri sürdürülebilir olmaktan çok uzaklar ve temel 3 sebep yüzünden şu ana kadar hepsi hüsranla sonuçlandı. Bunlar, piramidi kuran kişinin paraları da alıp kaçması, ekonomide yaşanan bir sıkıntı sonrası insanların paralarını geri talep etmesi ama alamaması ve piramide girişlerin yavaşlaması. Fakat piramitlerin sürdürülememesindeki asıl sebep ortada herhangi bir değerin yaratılmamış olmasıdır. Siz paralarınızı bankaya yatırdığınızda banka onu yatırım yapmak isteyenlere borç verir ve onlardan kazandığı faiz geliri ile size ödeme yapar. Fakat saadet zincirleri herhangi bir yatırım özelliği taşımamaktadır.
Şimdi her ne kadar sizlere mantıksız gelse ve asla kanmayacağınızı düşünseniz de dünyanın birçok ülkesinde insanlar bu piramitlerin ihtişamına kapılmıştır. Türkiye için vereceğimiz örnek hepimizin belki silik de olsa hatırlayacağı bir isim; Banker Kastelli. Özal’ın marketteki faiz oranlarını serbest bırakması ile birlikte, bazı bankacılar yüksek faiz iddia ederek halktan para topladılar. Cevher Özden yani namı diğer Banker Kastelli bunların en büyüğü idi. Kendisi 550 bin insandan toplamda 2.5 milyon lira topladı. Sistemin çökmesi ile beraber İsviçre’ye kaçan Özden, sonrasında tutuklanıp hapse atıldı. Özden’in de Ponzi şeması yürüttüğü yani anormal faiz oranları önerdiği ve bunları yeni gelen yatırımcının paraları ile ödediği biliniyor.
Risk ne kadar yüksekse getiri de o kadar yüksektir. Yani piyasa ile kıyasladığınızda, size daha yüksek getiri öneren yatırımlarla karşılaştığınızda durup bir kere daha düşünmenizi tavsiye ediyorum. Her ne kadar şu an kurallar sıkıca yasaklamış olsa da hepimizin ismini duyduğu Avon, Tupperware gibi çok katlı pazarlama taktiği kullanan firmaların satış departmanları da piramit şeması ile benzerlik göstermekte. Şirketler benzetmeyi inkar edip asıl amaçlarının daha çok satış elemanı bulmak değil daha çok ürün satmak olduğunu iddia etse de, Herbalife isimli bir şirket piramit şeması yürüttüğüne dair açılan davayı kapatmak için geçen hafta 15 milyon dolar ödemeyi kabul etti.