Yazının başlığı aslında hepimizin çokça İngilizce’sini duyduğumuz hedging kelimesinin Türkçe çevirisi. Yazının devamında İngilizce versiyonunu -hedge- kullanmanın anlamayı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Markette operasyon gösteren şirketler birçok risk ile yüz yüze kalırlar ve bu risklerin yönetimi geleceklerinde önemli rol oynar. Risk yönetimi kelimesinin kullanılmasının sebebi ise riskten kaçılmamasını ve daha ziyade gerekli risklerin alınması gerektiğini vurgulamak. Çünkü bütün hesaplar toparlandığında yine yüksek risk almadan yüksek getiriye sahip olamayacağımızı göreceğiz.
Hedging, yatırım yapılan bir varlığın hareketlerinden etkilenmemek için ondan gelebilecek riskleri dengeleyecek başka bir varlığa yatırım yapmaktır. Hedging yapılabilecek alternatif sayısı çok fazladır. Buna stoklar, ileri teslim tarihli sözleşmeler (forward agreement) ve swap anlaşmaları dahildir. Fakat hedging yapılması için karışık finansal araçların kullanılmasına gerek yoktur. Bir örnek üzerinden gidersek, Temmuzda 10 ton mısır hasat edecek olan bir çiftçiyi ele alalım. Eğer şu an 1 ton mısır M fiyatına satılıyorsa fakat çiftçimiz bu fiyatın Temmuz ayında M’den daha az olacağına inanıyorsa kendini bu riske karşı korumak için bir anlaşma yapabilir. Çiftçimiz eğer Temmuz ayında 10 ton mısır almak isteyen bir alıcı bulabilir ve onunla mısırın M liradan alım satımının yapılacağına dair bir anlaşma imzalarsa kendini fiyatın azalma riskine karşı hedge etmiş olur.
Örneğimizin bakış açısını satıcıdan alıcıya çevirdiğimizde ise muhtemelen Temmuz ayında fiyatın M liradan fazla olmasını bekleyen bir taraf ile karşılaşırız. Mısır onlara üretimleri için gerekli bir ham madde olduğu için onlar da kendilerini fiyatın artma riskine karşı hedge etmiş olurlar. Tarihler Temmuz ayını gösterdiğinde olası 3 senaryo vardır, fiyat düşmüş, yükselmiş ya da sabit kalmış olabilir. Fiyatın yükselmesi durumunda çiftçimizin kaybı olacaktır ve bu kayıp tam da alıcımızın kazancına eşit olacaktır. Fiyatın M+1 olduğunu var sayarsak 10 ton için bu miktar 10 lira olacaktır. Eğer fiyatlar düşerse de bu durum çiftçinin lehine olacaktır ve kazancı alım yapan tarafın kaybına eşit olacaktır. Eğer fiyat sabit kalırsa da iki tarafın pozisyonlarında bir değişme olmaz. Bu yüzden bu tip bir hedging için oyun teorisinden alışık olduğumuz sıfır toplamlı oyun tabiri kullanılır.
Bu örnek gibi bir durumla karşılaşabilmek için tarafların önceden birbirleri ile tanışıyor olmaları ve daha da önemlisi taraflardan birinin kendi menfaatine uygun olmayan durumla karşılaşınca anlaşmayı fes etme riskinin taşınmasını gerektiriyor. Yıllar içerisinde bu ürünler piyasalarda işlem görmeye başlamış olduğu için artık tarafların bu tür riskleri taşımasına gerek yok. Türkiye’de bu işlemleri yürüten aracı kurum Takasbank. Aracı kurum sayesinde tarafların birbirini arayıp bulmasına gerek kalmadan, alıcı/satıcı olarak anlaşmalar yapabilirler. Tabii aracı kurum bu riski alırken tarafların kendisine belli bir miktarda teminat yatırmalarını şart koşuyor, bu sayede anlaşmada taraflardan birisi ile ilgili sorun çıktığı zaman halledilebiliyor.
Yazının başında da belirttiğim gibi hedging finansal risk yönetimi için gerekli, yani riskin ortadan kaldırılması değil sadece yönetilebilir sınırlar içine çekilmesi için. Bu durumda her şirket ne kadar risk alacağına kendi içinde bulunduğu koşulları değerlendirerek karar vermeli. Verilmesi gereken karar hangi risklerin alınması gerektiği ve hedge oranının ne olması gerektiği. Örneğimizi hatırlarsak, çiftçimiz üretim miktarı olan 10 tonun hepsini hedge etmeli mi? Bu sorunun teorikte bir cevabı olmak ile beraber, şirketin rakiplerini izlemesi, piyasayı kontrol etmesi de gerekli. Zira hedge etmek de belli masrafları olan bir işlem. Mesela mısır fiyatı yükselirse çiftçimiz bu işlemden zararlı çıkacak. Fakat mısır fiyatındaki yükselme piyasa analiz edilerek tahmin edilebilirse hedge etmek anlamsız kalacak. Yani piyasadan gelen bilgiler dikkatlice izlenmeli, çünkü çoğu zaman görünenden çok daha fazla anlam ifade ediyorlar. Buna ek olarak eğer fiyat artarken çiftçimiz rakipleri arasında hedge kullanan tek kişi ise, bu onu karşılaştırmalı olarak da kötü bir pozisyona getirecek. Fiyat azalırken de rakipleri ile birlikte hareket edeceği için göze batmayacak, bu da rakiplerin hareketlerini gözlemlemenin önemini gösteriyor.
Yazıda basit bir şekilde hedge kavramını ve şirketler için önemini anlatmaya çalıştım, eğer daha ayrıntılı yazılara göz atmak isterseniz buraya tıklayarak daha profesyonel birinden konuyu daha ayrıntılı bir şekilde okuyabilirsiniz.