“On üç yaşımda iken, annem bazı çizgilerimi hayranı olduğu, devrin en sevilen karikatüristi Cemal Nadir Güler’e postaladı. 1943 yılında Cemal Nadir Güler ilk çizgilerimi, yeni çıkartmakta olduğu Amca Bey Mizah Dergisi’nde yayınladığında yolum belirlenmiş oldu. Önceleri, dergiye gelen okuyucu mektuplarında, acaba Selma Emiroğlu imzası arkasında bir erkek çizer mi gizli diye merak ediliyordu. Bazıları gözüme baka baka sordular; Doğru söyle küçük hanım, yoksa bunları evde ağabeyin mi çiziyor, yoksa hocan mı yardım ediyor ?”

Ustası Cemal Nadir Güler

Ustası Cemal Nadir Güler

600 yılı aşkın süredir Türk Toplumunda kadına biçilen rol hiç değişmediği için bu tarz sorular ile karşılaşan Selma Emiroğlu, Cumhuriyet neslinin ilk kadın karikatüristidir. 1927 yılında doğan Selma Emiroğlu, yayıncılığını Cemal Nadir Güler’in üstlendiği Amcabey adlı dergide ilk çizimlerini yayınlayarak karikatür dünyasına adımını atmıştır.  Bu adım sadece onun için küçük bir adım olabilir ancak, devrimler ile birlikte kabuğundan çıkma şansına erişen Türk kadını için büyük bir adımdır. Halk arasında revaçta olan Amcabey adlı karakter ile toplumun sadece gülünç yanları değil, aynı zamanda acınma, iğrenme, tiksinme gibi olumsuz duygularını da kapsayarak yansıtan Cemal Nadir Güler’in böyle bir karakter ortaya koymasının nedeni, harf inkılâbı ile birlikte çalıştığı Akşam gazetesinin okuyucu kazanma amacıdır.  Değil kadın karikatüriste, kadın hemşireye dahi mesafe ile bakan Türk toplumunun Selma Emiroğlu’nu kanıksamaması beklenemezdi. Kendisinin de anlattığı gibi, kimi okuyucular onun sanatçı kişiliğinden şüphelenmiş, inandıkları gerçeği arama yollarına düşmüşlerdir. Ancak devrimler ile birlikte yavaş yavaş Türk Toplumu bu süreci atlatmaya başlayacaktır. Güldürmekten çok düşündüren, toplumsal ve siyasal olayları resmeden bir dönem olan 1950 kuşağının ilk temsilcilerinden olan Cemal Nadir Güler, dergisinde genç ve yetenekli karikatüristlere yer vermeye çalışmış, kadın karikatüristlerin sayısı ilk kez bu dönemde artmaya başlamıştır ve Selma Emiroğlu profesyonel anlamda Türkiye’nin ilk kadın karikatüristi olmuştur.

[box_dark]Doğan Kardeş Çocuk Dergisi[/box_dark]

Kara Kedi ve Çetesi

Kara Kedi ve Çetesi

Ustası Cemal Nadir Güler’in yönlendirmesi ile 1945 yılından itibaren Yapı ve Kredi Bankası’nın kültürel bir organı olan Doğan Kardeş Çocuk Dergisi için önce kapak tasarımı, sonraları ise Kara Kedi Çetesi adlı bir çizgi roman hazırlamaya başlayan Emiroğlu, çizgi romanı sayesinde çoğu çoçuğun yaşamında iz bırakmıştır. 33 yıllık yayın hayatı boyunca çocuk dergiciliğinde bir devrim yapan Doğan Kardeş Dergisi’nde yayınladığı Kara Kedi Çetesi adlı çizgi romanda, diğer karikatüristlerin aksine, eserlerinde baş köşeye insanı değil hayvanları koyan Selma Emiroğlu, kedilerden kara olanının liderlik ettiği bir grup kedi üzerinden gündelik hayatın bilinmeyenlerini araştıran bir serüven ortaya koymuştur. İlerleyen serilere Köpek Fındık, Ahçıbaşı, Yamak Ali, Pervin, Gükü, Hain Karga gibi karakterlerin de eklenmesi ile birlikte derginin popülaritesi artmış, Selma Emiroğlu’nun karikatür dünyasında yerini sağlamlaşmış ve kendisi ilk şöhretli Türk kadın çizgi romancısı haline getirmiştir. Bu çizgi romanın bir diğer özelliği ise, Selma Emiroğlu’nun  devrimler nedeniyle toplumda var olan çarpıklıkları, insanların çıkarcı, iki yüzlü ve cahil davranışlarını işleyen ustası Cemal Nadir Güler’den etkilenmesi, onun yolunu takip etmeye ilk bu çizgi roman ile başlamasıdır. 1947 yılında Cin ile Can ve Mercan Balığının Serüvenleri, 1948’de Oya’nın Hikâyesi, 1949’da La Fontaine’den uyarlanan Tavşan Kardeşin Sofrası, Böceklerin Oyunu, Tırtılın Hikâyesi ve Zenci ile Maymun adlı çizgi romanlarını yayınlayan Selma Emiroğlu çizimlerindeki sadelik ve anlatımındaki temizlik ile Cemal Nadir Güler’in desteğini kazanmıştır. Hatta Cemal Nadir Güler ölüm döşeğindeyken, Amcabey karakterini devam ettirmesini  Selma Emiroğlu’ndan istemiş, ancak Emiroğlu haftalarca uğraşmasına rağmen  aslına uygun olarak çizememiştir. Bunun üzerine Selma Emiroğlu Cemal Nadir’e “Bunu siz yarattınız, anca siz yaşatırsınız” demiştir.  Bu konuşmadan 1 yıl sonra Cemal Nadir Güler vefat etmiştir.

[box_dark]Soprano[/box_dark]

“Çocukken resim yaptığımda sesimle çizgilerime eşlik ederdim. Daha sonra da karikatürlerimi bir yandan müzik dinleyerek çizerdim. Ama sahnede konser verirken bir yandan karikatür çizdiğimi gözünüzün önüne getirin.”

2semiroglu

-Gız Fadime sana da böyle gundura alalım mı ? – Get işine ağa, ben sana ne kötülük ettim ki..

Doğan Kardeş’te eserlerini yayınladığı dönemde bir taraftan da Üsküdar Kız Koleji’nde eğitimine devam eden Selma Emiroğlu; aynı zamanda müziğe yönelmeye başladı ve henüz 20 lerinde birisi için yoğun bir yaşamı olduğu gerekçesiyle, dergi yöneticilerinden okulu bırakması ve dergiye yoğunlaşması konusunda tavsiyeler aldı. Okulu bırakmasını takip eden 2 yıl içerisinde Walt Disney stüdyolarına, dergiye destek olan Yapı ve Kredi Bankası’nın bursuyla gönderileceği söylendi. Ustası Cemal Nadir Güler’in de tavsiyesiyle okulu bırakmasına rağmen -nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte- Walt Disney teklifinden bir daha söz edilmedi. Ayrıca dergideki işleri artmasına rağmen düşük tutarda ücret almaya devam eden Selma Emiroğlu dergiden soğudu ve kendini müziğe verdi. Karikatür dünyasında olduğu gibi müzikte de adını duyuran Emiroğlu, İstanbul Şehir Korosu’nda dramatik soprano olarak çalışmaya başladı ve radyodan yayınlanan konserlere çıktı. Ancak müziğe yönelmesine rağmen 2 yıl boyunca dergi için çizmeye de devam etti. Sanatçı kişiliğinin kısıtlanması sebebiyle kendisini opera sanatçısı olarak tanımlamayan, bunun yerine sopranoyu tercih eden Selma Emiroğlu, kısa şiirler üzerine bestelenen bir şarkı türü olan bir çok lied söylemiştir.

[pullquote_right]Yılın Karikatürcüsü ödülü[/pullquote_right] 1963 yılında Almanya’ya yerleşen Selma Emiroğlu, 1964 yılında Aydın Aykan ile evlendi ve çizime uzunca bir süre ara verdi. Ancak vefat edene dek karikatür ile ilgilenmeye devam etti. Bir dönem şan hocalığı da yapan Selma Emiroğlu, müziğin yaşamında ne kadar önemli olduğunu şu sözler ile belirtiyor. “Almanya’ya taşındığımızda doğru dürüst bir tenceremiz yokken, gittik piyano aldık, biz böyleyiz işte”.  Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla “çizgiler-tınılar” adlı bir albüm yapan Selma Emiroğlu  Aykan,  çizdiği özgün karikatürleri ve karikatür kültürüne katkıları nedeniyle 2001 yılında Yılın Karikatürcüsü seçilmişltir. Gazeteci Fikret Adil tarafından “Karikatürcüden ziyade mizahçı, yaşamı o şekilde görüp çizen bir küçük kız” diye tanımlanan Selma Emiroğlu Aykan, 2011 yılında Almanya’da vefat etmiştir. Karikatürleriyle bir dönemin çocuklarını etkileyen, verdiği eserler ile birlikte karikatür ve müzik dünyasında adını yazdıran Selma Emiroğlu insanlar üzerinde bıraktığı etkiler ve verdiği eserler ile birlikte yaşamaya devam etmektedir.

Leave a Reply