7 Haziran 2015 genel seçimleri ülke genelinde %86’yı bulan bir katılımla sonuçlandı. Halk sandığa sahip çıktı. Milli irade bu kez koalisyon dedi. 4 partili bir meclis yapısı oluştu. Oyların %95.3’ü mecliste temsil edilme gücüne erişti.

 

Seçim yarışı başladığında seçimler için isteğini açık açık belli eden, ülkeyi karış karış gezen, meydanlarda başkanlık sistemi için halktan 400 milletvekili isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın isteği sadece sözde kaldı. 400 milletvekili dileğinin zor olduğunun sonradan farkına varan  ‘400 olmadı da diyelim ki 335 oldu, referandum şansı elde edildi. Referandum şansının yakalanması bile olumlu netice verecektir.’açıklaması ile başkanlık sistemine geçileceğine olan tam inancı ile ve başkan olmaya kendisini odaklamasıyla Erdoğan bu seçimin kaybedenidir.

 

Meclisteki son grup toplantısını ‘Seni başkan yaptırmayacağız.’ sözleri ile bitiren ve böyle bir seçim startı veren HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise %10’luk seçim barajını yıkıp seçimin kazananı olmuştur. ‘Ülkede güçlü muhalefet lideri yok.’söylemini de Türkiye partisi olacağız diyerek yıkmayı başaran ve  %13 oy oranına sahip olan Demirtaş aranan muhalefet lideri boşluğunu da doldurmuş gibi.

 

CHP ise çok iyi bir seçim kampanyası ile girdiği seçimlerden %25’lik oy oranına sahip oldu. %25’lik oy oranı CHP’nin seçim politikasının seçmende karşılık bulmamasından değil, 7 Haziran seçimlerinin diğer seçimlerden çok farklı bir havada gerçekleştiğinden olsa gerek yine geçmiş seçimlere benzer bir oy aldı CHP. Ayakları yere basan ekonomik söylemlerini devam ettirirlerse gelecek seçimlerde daha fazla oy oranına da erişebilirler.

 

Söylenilenin aksine CHP’den HDP’ye büyük bir oy kayması yaşanmadı. Sosyal medyada ‘Hırsızdan kurtulmak için teröriste oy verdiler.’diyerek muhalefet seçmenini suçlayan AKP’li seçmen şunu iyi bilsin ki en büyük oy kayması AKP’den HDP’ye oldu ve terörist dediğiniz kişilerle can ciğer kuzu sarması şeklinde çözüm süreci yürüten de AKP idi. İl il 2011 ve 2015 genel seçimleri kıyaslandığında daha net görülecektir oy değişimi. AKP 81 ilde de 2011 genel seçimine göre oy kaybetti ve HDP 2011’de bağımsız girdiği her bölgeye göre 2015 seçimlerinde daha fazla oy almayı başardı.

 

MHP kanadında ise Genel Başkan Devlet Bahçeli dün gece yaptığı açıklama ile koalisyona kapıları kapattı, muhalefet olmayı tercih ettiklerini belirtti.

HDP de seçimden hemen sonra AKP ile koalisyon yapmayacaklarını, kendilerine verilen emanet oylara sahip çıkacaklarını belirtti.

 

Partilerin bu tutumunu yanlış bulmakla beraber olası erken seçimde halkın cezayı hiç acımadan kesip yeniden tek başına iktidar alternatifine yöneleceğini tahmin etmek hiç de zor değil.

 

Ki MHP lideri Devlet Bahçeli geçmişte koalisyon deneyimi yaşamış ve erken seçimi işaret ederek ülkeyi 3 Kasım 2002’de sandığa götürmüştü. Milli irade de koalisyon ortaklarını baraj altı bırakarak, AKP iktidarını seçmişti. Umarım Devlet Bahçeli erken seçim sonrası olacakları hesaba katarak hareket ediyordur.

 

Koalisyon hükümeti de o kadar kötü bir şey değildir. Ama bu çok iyi olduğu anlamına da gelmez. Anlaşılacağı takdirde mis gibi de yürümesi kuvvetle muhtemeldir. Her ne kadar bizim ülkemizde koalisyon mayası tutmamış olsa da asıl demokrasi koalisyondur. Koalisyon halk tarafından seçilenlerin anlaşmasıdır, seçmen isteğinin daha çok ülke geneline yayılmasıdır, koalisyon hükümetinde tek bir tabanın sesine kulak verilmemesi, öteki tabanlarından görüş ve isteklerinin dikkate alınmasıdır. Çeşitliliktir.

 

Açıkcası, koalisyon hükümetlerinde ekonomi kötüye gider, aman anlaşmazlıklar ortaya çıkar deyip erken seçimi işaret etmek kolaya kaçmaktır. Oy pusulalarındaki evet mührü kurumadan, yeniden seçime gidenleri,  kolaya kaçanları da halk elbet cezalandırır.

 

Leave a Reply