Yüzüklerin Efendisi’nden Kağıttan Şehir’e Haritalar Tarihi

dMyLmDünya üzerinde milyonlarca insanın sevdiği, yeryüzündeki mitler ve efsanelerden esinlenerek yazılmış Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit serilerinde dahi rastladığımız, hatta insanların sırtlarına bire bir örneğinin dövmesini yaptırdığı tarihin en güzel mirasları: Haritalar.  İnsanın insanı bulmasına yarayan, en insancıl, biricik iletişim araçları: Haritalar. İçerisinde birçok bilim dalını barındırır, bir dili vardır ve sadece dilinden anlayana konuşur haritalar. Haritalar Rönesans’a kadar gücün sembollerinden biri olarak bilinir. Gündelik hayatta yeri olmayan, her zaman en güçlünün elinde bulunan bir silahtır. Nükleer silahlar çıkmadan, uydular yerleştirilmeden, uzak mekikleri henüz icat edilmemişken yani insan etinin en güçlü silah olduğu dönemlerde, haritalar ile savaş stratejileri planlanıyor, İmparatorlukların en iyi kartografları ülkenin tarihinin ileride nasıl yazılacağında büyük rol oynuyorlardı.

Şu an akıllı telefonlarımızdan tek bir uygulama ile dünyanın bir ucundaki Çin mahallesindeki çıkmaz sokağı bulmak birkaç saniyeye bedel iken, o zamanlar doğru ölçekli kabaca bir haritayı hazırlayabilmek yıllar alan ve hata payları çok olan bir işlemdi. İmparatorlukların kendi konumlarını dünya içerisinde belirleme bilgisi sınırlıydı. Nitekim Galileo Galilei dünyanın yuvarlak olduğunu öne sürdüğü zaman, bu tez, bilindiği gibi dini bir krize yol açmakla beraber, dünyada birçok dengenin bozulacağı gerçeğinin de kapısını aralamıştır. Çünkü dünya bir tabak olarak düşünüldüğü takdirde ülkelerin birbirine olan mesafeleri bambaşka bir boyut kazanıyordu. “ Türk bir yazar olarak illa her önemli gelişmede bir Türk payı arayan” olarak algılanabilecek, fakat gerçekten 600 yıl öncesinde hiçbir uzay teknolojisi uydular yok iken, ünlü Osmanlı Denizcisi Piri Reis’in çizmiş olduğu haritalar, o zamanlar başka bir İmparatorluk tarafından bilinecek sahip olunacak cinsten değildir. Piri Reis’in aşağıda görebileceğiniz Avrupa haritası, o zamanlar kimsenin elinde olmayan bir hazine idi. Osmanlı Devleti, Piri reis ve haritaları olmasaydı belki de bu kadar başarılı olamayacaktı fetihlerinde.

Piri_Reis_map_of_Europe_and_the_Mediterranean_Sea

[box_light]Sigorta haritaları[/box_light]

Osmanlılarda şehir haritalarına, özellikle de İstanbul’un sokak sokak belgelere geçirildiği haritalar, Jacques Pervititch tarafından, evleri sigortalatılan haneler kayıt altına alınmıştır. Günümüzde Osmanlı şehir plancılığının naçizane durumunu keza yine bu belgelerden görmekteyiz. Hatta eğer, Üsküdar, Ortaköy, Eminönü gibi yüzyıllardır yerleşimin olduğu bir ilçede yaşıyorsanız “Jacques Pervititch, sigorta haritalarında İstanbul” isimli kitaptan, şu anki evinizin konumunu bulabilir, eskiden sokağınızın ismi neymiş, mahalleniz nasılmış. Orada yaşayan nüfus ne ağırlıktaymış ( Türk, Ermeni, Rum). Hepsine erişebilirsiniz. Nitekim bugün tarihi bir köşk, cami, kilise restore edileceği zaman, yapı yıkılmış durumda olsa dahi, bu haritalar sayesinde yeniden vücut bulabilmekte.

[box_light]Paper Towns- Kağıt Şehirler[/box_light]

cvnfnec8haixcnmfd4opGünümüzde ise, insanların haritalara erişimi kolaylaşmış olsa da, harita ve haritacılık arasındaki rekabet sürüyor. Örneğin, özellikle de yol haritalarını üreten firmalar tarafından. Haritaları kopyalanamasın diye, haritalara küçük hileler ekliyorlar. İngilizcede “Paper Town” yani kâğıt şehir olarak adlandırılan bu hileler ile aslında gerçekte var olmayan şehirler ortaya çıkar. Örneğin, Argleton isimli alan, İngiltere’nin kuzeydoğusunda olarak bir kâğıttan şehir olarak konmuş, hatta Google Haritalar bile bu şehri kopyalamış fakat böyle bir alanın daha sonra var olmadığı ortaya çıkınca, 2009 yılında dijital haritasından silmiştir. Lye Close yine kartografların yaratmış olduğu bir alandır. Alında avlu şeklinde yapılmış bir alanın, iki tarafı da çıkmaz sokak gibi olan küçük bir alanıdır ve haritanın sokak listesinde yer almaz. Haritayı kopyalamaya çalışan birinin yakalanması için konulmuş bir tuzaktır sadece.

Leave a Reply