Video oyunları piyasasının doğduğu günden bu yana hakimiyet yarışı hep Amerikalı, Kanadalı ya da Japon firmalar arasında yaşandı ve bunun bir sonucu olarak oyuncular, diğer kültürlerden çıkan oyunlara belli bir önyargıyla yaklaştı. Zaman içinde, birçok bağımsız ve “yabancı” olarak nitelendirebileceğimiz yapımcı devrim niteliğinde ürünler sundu piyasaya ve oyuncu kitlenin dikkatini çekmeyi, daha da önemlisi önyargılarını kırmayı başardı.
Bizim de bu önyargı yıkma yarışına katılmamız gerekiyordu ama bunu yapmamız ne yazık ki çok fazla zaman aldı. Yıllar boyu, oyunların sadece basit eğlence araçları olarak görüldüğü ülkemizde 2008’ e kadar dünya çapında önemli yankı bulan bir ürün piyasaya çıkamadı. 2008’ e gelindiğindeyse Armağan Yavuz önderliğinde ki TaleWorlds firması Mount&Blade’ i piyasaya sürdü. Taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan yapım, kendisinden beklenenden belki de binlerce misli daha büyük bir başarı ve potansiyel sergiledi. O andan itibaren M&B artık tek parça bir oyun değil, bir serinin ilk oyunu olma unvanını aldı ve Warband, Fire and Sword, Napoleonic Wars gibi bazen başarılı bazen o kadar da başarılı olamayan (başarısız demeye içimiz el vermediğinden) oyunlarla M&B serisi 2015’ i buldu.
ara
Devam oyunlarından en başarılısı hiç şüphesiz Warband oldu. Getirdiği birçok yenilik, düzelttiği bir dolu hatayla beraber serinin en sivrilen oyunu olarak hafızamıza kazındı. Peki Warband’ in dünya çapında bulduğu yankıyı neye borçluyuz? Kesinlikle birbirine çok iyi uyum sağlamış farklı oyun mekaniklerine. Zor olmasına rağmen insana gerçekçilik hissini veren dövüş sistemi, oyunda karşılaştığımız karakterlerle olan etkileşimler, kale kuşatmaları, topladığınız ekibin giderleriyle uğraşmak için gösterilen ekonomik mücadeleler derken oyun sizi esir ediyordu. Çoğu zaman, bir saat oynayayım diye oyuna girip gece yarılarına kadar oyunun başında kaldığımı net bir şekilde hatırlıyorum.
Hem “yerli malı” oluşu hem de beklentilerimizden bu kadar ileride bir oyun oluşu Warband’ i hemen kabullenmemize sebep olmuş olsa da hatalı ve/veya eksik yanları da vardı hiç şüphesiz. Örneklendirmek gerekirse, her kale kuşatmasının neredeyse birebir aynı oluşu, oyunda herhangi bir seslendirme olmayışı bir yerden sonra gözünüze daha büyük sorunlarmış gibi gelmeye başlıyor. Devam oyunlarında değişik konseptlerle ve eklentilerle bu sıkıntılar giderilmeye çalışılmış olsa da var olan yaraya tam bir derman bulunamadığını açıkça belirtebiliriz. Tam da seri iyi başladı ama kötüye gidiyor derken aslında Warband’ den sonra çıkan oyunların sadece bizim, seriden uzaklaşmamamız için üretilen ara oyunlar olduğunu duymak biraz içimizi rahatlatmıştı. Peki bunlar ara oyunlarsa sırada ne vardı?
Assassin’s Creed taktiğiyle yapılan açıklamalar ve ara oyunlar sadece tek bir şeye işaret eder, uzun süredir hazırlığı yapılan tamamen yeni bir oyun. Bu noktada, TaleWorlds, M&B: Bannerlord’ u açıkladı ve serinin hayranlarının içinde yine bir bayram havası hakim oldu. Sadece yeni oyunun yolda olduğunun açıklanmasıyla bile bu kadar mutlu olanlar, devamında gelen videolar ve oyunun yeniliklerinin anlatıldığı konuşmalarda iyiden iyiye mest oldu. Gerçekten o kadar büyük bir yapım mı bekliyordu bizi? Beklediğimize değecek miydi? Öyle görünüyor. Yapımcıların belirttiğine göre, önceki oyunlarda olan iyi noktalar olduğu gibi kalacakken, tüm sıkıntılı noktalar giderilecek bu yeni oyunda.
ana resim
M&B‘ nin en temel özelliği olan karakterini yaratıp geçmişini belirleme özelliğinden başlarsak incelemeye, kısmen aynı durumla yine karşı karşıyayız. Artık geçmişini belirleyemiyoruz karakterimizin ama daha gelişmiş bir karakter yaratma ekranımız var. Kıllarına, dişlerine, saçlarına ya da kaslarına kadar detaylandırabildiğimiz bir karakterimiz var elimizde kısacası. Bunu gördükten sonra karakterin geçmişini belirlemek hala çok mu önemli? Olmasa da olur derecesinde.

Peki kuşatmalar ve savaşlarda durum nedir? Bu konularda da birçok yenilik bizleri karşılıyor. Mesela, artık büyük kuşatma araçlarımız var ( Mancınıklar, koçbaşları vs..) ve bunları istediğimiz yere konuşlandırabiliyoruz kendi stratejik planımıza göre. Hatta istersek, bu araçlar belirlediğimiz noktaya gidene kadar iterek yardımda bulunabiliyoruz araçların taşınmasına. (Evet, koca bir lord olsak bile mancınık itebiliyoruz.) Birebir dövüşlerde ise bildiğimiz sistem çok değişmiş değil. Hala Mouse hareketleriyle belirli yönlere yaptığımız hamlelerle savunma ve saldırı aksiyonlarımızı gerçekleştiriyoruz. Ek olarak belirtmemiz gereken şey şu, artık kendi silahınızı istediğiniz şekilde modifiye edebiliyor ve modifikasyon işleminden sonra, ona yakchardesiışan bir isim verebiliyorsunuz.
Oyun boyunca yaşanan mevsim değişimleri hala bizimle ve artık eskisinden çok daha etkili durumda. Örneğin, bir kuşatmaya giderken mevsimi ve erzak durumunu da gözden geçirmek gerçekten akıllıca olacak gibi görünüyor. Bannerlord, gerçekten de yaşayan bir dünyaya sahip. Girdiğiniz her kasaba, her şehir sizi farklı bir ortama girdiğinize ikna eder görünümde. Hatta oyundaki bir diğer yenilik bu noktada karşımıza çıkıyor. Her kültür kendi karakteristik özelliğine sahip. Yani, bazı kültürler “vergi vermem ama sonuna kadar savaşırım senin için” diyebilirken, bir diğer kültür “aman beni kılıç, kalkanla uğraştırma ne kadar vergi istersen al” diyebiliyor. Tabi ki bu durum bizi biraz insan yönetimi işine de sokuyor. Sonuçta, illa ki ben buradan vergi alacağım derseniz, bin bir zorlukla fethettiğiniz şehir size karşı ayaklanıyor doğal olarak. Tam bu noktada, oyunda altı farklı etnik topluluk olduğunu söylememiz lazım ve bu da işlerimiz altı kat daha zor olacak demek oluyor.
savaş
Özetlemek gerekirse oyunun, eğer çok büyük bir değişime uğratılmazsa harika olma seviyesine yaklaşabileceği aşikar ama daha önce de üretim sürecinde oyuncuların ağzını sulandırıp, daha sonra bizleri hayal kırıklıklarıyla baş başa bırakan onlarca oyun gördük ve bu daha temkinli yaklaşmamızı gerektiriyor. Buna rağmen, M&B’ e olan gönülden bağlılığımız bizi büyük umutlarla ve heyecanla oyunu beklemeye itiyor. Oyunu beklemekten bahsetmişken, burada bir kötü haber var. O da oyunun çıkış tarihinin henüz netleşmemiş olması. Planlanan tarih 2016 fakat hangi dilimde çıkacak yahut bir sarkma olacak mı? Bunu söylemek için bile çok erken gibi görünüyor.
Geliştiren Firma: TaleWorlds
Yayımcı Firma: TaleWorlds
Platformlar: Windows

Leave a Reply