ERGENEKONDAN-ÇIKIŞ-SmallNevruz, kelime anlamı bakımından yeni gün anlamına gelir. Eski Türk inanışlarında; yeni yılda, insanların yenilik ve zindelik kazanacağına, Tabiat Ana’nın canlanacağına inanılırdı. Nevruz, bu açıdan, hayrı, içtenliği, sevinci ve mutluluğu simgeler. Yeni yılın başlangıcı, 12 Hayvanlı Türk Takvimi’nde 21 Mart tarihine denk gelmektedir. Bu tarihte gece ile gündüz süreleri eşit olur. Mitolojik veriler konu dışı tutulduğunda ve tarihî açıdan bakıldığında Nevruz’un Türkler tarafından çok eskiden beri kutlandığı bilinmektedir. 21 Mart tarihinin Türklerin yaşam biçimi incelendiğinde önemli bir tarih olduğu anlaşılabilir. Büyük çapta hayvan sürülerine sahip bir toplum, kış ayları süresince dışarıdaki hava durumuna göre ılık denebilecek vadilere sığınmıştır. Sığınma eylemi, hareketli bir toplumun hareket alanını sınırlamıştır. Bu açıdan bakıldığında baharın gelişi, bir manada, soğuk kış aylarının hareketli bir toplumun hareket imkanına getirdiği sınırlamalardan kurtuluşun müjdesidir. İlk ansiklopedik Türk hqdefaultLûgatı olan Divânu Lügati’t-Türk’te baharın gelişi, “suların çoğalması, karların eriyip dağ başlarının görünmeye başlaması, dünyanın nefesinin ısınması yani havaların ısınması, türlü çiçeklerin açılması, yeryüzüne yemyeşil bir ipek kumaşın serilmesi, hayvanların çoğalmaları olarak yorumlanmaktadır. Türkler, sadece kış şartlarının güçlüğünden kurtulmuş olmaktan ötürü bu şölenleri yapmazlardı, geçmişlerinde yer almış atalarını  ve destanlaşmış tarihi belleklerini de gelecek nesillere aktaracak şekilde kutlamalar yapar ve esirgeyen Gök Tanrı’ya şükrederlerdi.

Baharda türlü çiçekler açıldı
Sanki ipek kumaştan döşek serildi
Cennetin yeri görüldü
Zaman ılıdı, soğuk hiç gelmeyecektir (DLT., C. I., s. 119)

Sular çoğaldı, çukur yerler doldu
Dağ başları göründü
Dünyanın nefesi ısındı
Türlü çiçekler açıldı sıralandı (DLT., C. I., s. 179; DLT., C. II., s. 283))

Bahar, geyiği çoşturarak bir araya topladı
Bunlar yaylaya doğru akıştılar
Sıra sıra olup sevinçlerinden zıpladılar (DLT., C. I., s. 214-215)

Bulut şimşek çaktırdı ve bulutlar çoştu
Kısrakla aygır baharın geldiğini görerek kişnediler
Her aygır kısrağını aldı (DLT., C. I., s. 236)

Hayvanlar baharda iyileşir, etlenir
Beyler binmek içi semiz atlar bulurlar
Baharın muştusuyla, yılkı sevinerek birbirini ısırır (DLT., C. I., s. 285)

Ulu Tanrı, baharda yeşillikten perûze gibi olan göğü yarattı
Üzerine yeşim gibi yıldızlar saçtı
Mizan yıldızı dizildi
Gece ile gündüz birbiri üzerine örtülüyor (DLT., C. I., s. 331)

Yağmur taneleri saçıldı
Yerden çiçekler çıktı
İnci, mercan çiçekleri açıldı
Sandalla misk birbiriyler yoğrulmuş gibi koku saçar. (DLT., C. II., s. 122)

Nevruz’un Türk mitolojisinde özel bir yeri vardır. Tarihçi Reşidüddin’in 13. yüzyılda tespit ettiği rivayetlere göre Göktürkler kılıçtan geçirilmiş, geriye Hakan’ın oğlu Kıyan ile amcasının oğlu Nukuz (Tokuz) ve hanımları kalmıştır. Bunlar düşmandan kaçıp kurtulmuş, geçit vermez dağlar arasındaki münbit bir ovada 400 yıl kaldıktan sonra bu verimli topraklara sığamamış, ancak buradan dışarı çıkma imkanı da bulamamıştır. Bir demirci dağı eritmek suretiyle yol açmıştır. Burası Ergenekon denilen yerdir. Ergenekon, erklik günü, bağımsızlık günüdür. Ergenekon’dan çıkış, Türkler tarafından bu tarihten itibaren bayram olarak kutlanmıştır.Adsız

Başka bir efsanede Nevruz’un bayram olarak kutlanması, geçmişte yaşanan bir efsaneye dayandırılır. Azerbaycan’da tespit edilen bu anlatmaya göre Oğuzoğlu’nun, uzun bir kış döneminde erzakları tükenir ve geçimini temin etmek üzere kaldığı mağaradan çıkar. Ölmek üzereyken yolda bir kurt yavrusuna rastlar. Kurt ona; koyun sürüsü, sümbül, eğirtmeç ve el değirmeninin yerini söyler. Bunları mağaraya götürmesini; bahara çıkıncaya kadar ihtiyacı kadar koyunu kesmesini, etini yemesini ve yününü eğirtmeçte eğirmek suretiyle kendisine giysi yapmasını; sümbüllerden ihtiyacı kadarını el değirmeninde öğüterek ekmek pişirmesini; sümbülleri ekmek ve koyunları çoğaltmak suretiyle artırmasını belirtir. Oğuzoğlu kurdun söylediklerini yapar ve huzulu bir hayata kavuşur. O günden bugüne Oğuzoğlu, kurt yavrusuna rastladığı 21 Mart gününü bayram olarak kutlamaya başlar. Yılın beş günü yer, içer, çalar, söyler, kardeşlere, akrabaya bayrama gider ve yılın başlangıcını o gün olarak kabul eder. Bu güne “Nevruz” adını verir. Nevruz’u bir bayram olarak kutlamayı gelenek edini ve Nevruz, ona uğur getirir.Kazakistan'da Nevruz kutlamalari ulke genelinde coskuyla kutlaniyor. Baskent Astana'da Nevruz Bayrami etkinlikleri bu sabah Sariarka Spor Kompleksi'nde buyuk coskuyla basladi.

Bilkent’in en büyük açık hava organizasyonlarından biri olan Nevruz şenliği, 29 Mart Salı günü saat 12:30’da Nevruz ateşinin yakılması, dua ve ateşte demir dövülmesi ile başlayacak.

Estetik ve narin hareketleriyle ön plana çıkacak olan Kırım Halk Oyunları ekibine Bar şiiri ile beraber çim alandakilere Dadaşların boy göstereceği Erzurum Bar ekibi ile Kafkasya insanının karakterini dans figürleriyle ifade eden Kafkas ekibi eşlik edecek. Şenlik, Seğmenlik geleneğinin izlerini göreceğimiz Seğmenler gösterisi, halkın koruyucusu yürekli adamların Zeybek gösterisi, herkesi çoşturacak Doğu Karadeniz bölgesine ait Horon gösterisi ve -hepimizin bildiği- Dünyanın en eski bandolarından birisi olan Mehteran gösterisi ile devam edecek. Şenlik sırasında, çeşitli oyunlar da oynanması planlanıyor. Bu oyunlar arasında geleneksel boyalı yumurta kırma oyunu, takımlarla halat çekme yarışması ve çuval yarışı var. Bunlarla birlikte, Osmanlı’da oynanan askeri bir spor olan matrak, atla gerçekleştirilecek olan profesyonel bir gösteri, geleneksel Türk okçuluğu ve güzel yazı ve süsleme sanatı olarak nitelendirilebilecek ebru ve hat sanatları etkinlik alanında olacak. Aynı zamanda, etkinlik alanında Erzurum yöresine ait cağ kebabı satışı olacak.

Milliyetçi Düşünce Topluluğu, Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu, Türkçe Topluluğu, Mizah ve Kültür Topluluğu ve Yasal İnovasyon ve Temel Aydınlanma Topluluğu (LIFE) kulübünün ortaklaşa gerçekleştireceği Nevruz şenliği, kısa bir özet geçmek gerekirse; katılımcıların ata binebileceği, ok atabileceği, çeşitli oyunlar oynayarak ve geleneksel halk oyunlarına katılarak eğlenebileceği, karnını doyurabileceği ve Türk dünyasına ait farklı kültürleri tanıyabileceği bir açık hava etkinliği olacak.

Geçen sene yapılan Nevruz kutlamasına göz atmak için tıklayın.


Kaynakça: 

(Nevruz/Yenigün (2005), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.)

(Kaşgarlı Mahmud, Divânu Lügati’t-Türk, Çev. Besim Atalay)

(Çınar, Ali Abbas (1997), “Kazak Türklerinde Nevruz”, Yeni Türkiye Dergisi Türk Dünyası Özel Sayısı II, Sayı 16, s. 1236-1242)).

(Nebiyev, Azad (1997), Azerbaycanda Nevruz, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.)


 

 

Leave a Reply