Devrim başlatmak zordur; devam ettirmesi daha da zordur. En zoru da onu kazanmaktır. Lakin, ancak ondan sonra, kazandıktan yani, gerçek zorluklar başlar. Kısacası Ali, daha yapılacak çok şey var.

Ben M’Hidi,

Yukarıdaki alıntı 1966 yapımı The Battle of Algiers (Türkçesi: Cezayir Bağımsızlık Savaşı) filminden bir replik. Fransız Devrimi sonrası bir süreci anlatmaya başlamak adına eski Fransız Sömürgesi bir halkın mücadelesini anlatan bir filmin repliğini almak, ironik görünüyor olabilir. Lakin, filmdeki Ben M’Hidi karakterinin bahsettiği mesele tüm devrimler için geçerli gibi görünmektedir. Fransız Devriminden yaklaşık 80 yıl sonra idareye geçen sosyalist hükumet Paris Komünü[i], devrimlerin bu ortak kaderinin zuhur etmesi sanki.

Paris Komününün hakkında sağlıklı bir anlayışa varabilmek için önce Fransız devrimi sonrası rejimler tarihine hâkim olmak gerekmekte, zira süreç oldukça karmaşık ve hareketli. Dolayısıyla Fransa’da 1789 Devrimi sonrası rejim değişiklikleri kronolojisi, aşağıda bahsedilenlerden bir hayli fazla olsa da altta verilen basit kronolojiyi akılda tutmak Paris Komününü canlandırabilmek ve analiz edebilmek açısından yeterli olacak.

  • Birinci Fransa Cumhuriyeti (1792-1804)
  • Birinci Fransa İmparatorluğu (1804-1815)
  • Bourbon Restorasyonu (1814-1830)
  • Temmuz Monarşisi (1830-1848)
  • İkinci Fransa Cumhuriyeti (1848-1852)
  • İkinci Fransa İmparatorluğu (1852-1870)
  • Üçüncü Fransa Cumhuriyeti (1870-1940)
aaa

Vendome Meydanındaki Vendome Sütunu, meydana I. Napolyon tarafından diktirilmiştir. Komün taraftarları bu sütunu imparatorluk kavramını çağrıştırması sebebiyle indirmeyi tercih etmişlerdir.

KOMÜNE GİDEN YOLDA 2 ÖNEMLİ SAVAŞ

Paris Komünü tam da İkinci İmparatorluk İle Üçüncü Cumhuriyet arasında yalnızca 73 günlüğüne, 18 Mart 1871-28 Mayıs 1871 tarihleri arasındaki kısa sürede iktidarda kalmış bir iktidar. Komünü hazırlayan sebeplerin başında, 2 dış savaş geliyor; Komünün yükselişinden kısa süre önce biten Meksika işgali ve 1870’te başlayıp, Komün Paris’in yönetimini eline alırken de halen devam eden Prusya savaşı.

Fransa’nın son imparatoru 1861 yılında Meksika’ya savaş açmıştı. İlk zamanlarında Birleşik Krallık ve İspanya tarafından da desteklenen bu savaşın ortaya çıkış sebebi, Meksika başkanı Benito Juarez’in aldığı dış borçların faizinin ödemeyi reddetmesiydi. Birleşik Krallık ve İspanya kuvvetleri, Fransa’nın Meksika’yı işgal etmesindeki tek sebebin borçlar değil aynı zamanda Meksika’nın sömürgeleştirilmesi olduğunu anladıklarından geri çekildiler. Ne var ki, Meksika topraklarındaki gümüş madeni sayesinde imparatorluğuna sermaye getirmek isteyen ve Meksika’yı Latin Amerika pazarına giriş anahtarı olarak gören III. Napolyon, çekilen Birleşik Krallık ve İspanya kuvvetlerine rağmen 1867 yılına kadar Meksika topraklarında bulunmayı sürdürdü.

Prusya ile olan savaş ise, elbette başta Fransız ana vatanını etkilediği için, halk tarafından büyük hoşnutsuzlukla karşılandı. Prusya Krallığı, Kuzey Alman Konfederasyonunun diğer krallık ve düklüklerinin de desteğini alarak Fransa’ya savaş açtı.

Fransız Devriminden beri süregelen ve bitmeyen savaşlardan, yönetimde istikrarsızlıktan, ağır çalışma koşullardan bıkan halkın çareyi cumhuriyetçilerden ve Bonapartistlerden başka bir seçenekte aramaları şaşırtıcı olmasa gerekir.

Pariscommunebarricade

Faubourg du Temple’in girişindeki barikat.

KOMÜNÜN SUNDUKLARI

Komünün tam olarak ne olduğunu anlamak, modern idare terimleriyle mümkün müdür acaba? Zira, Komün biraz belediye biraz hükumetti. Çok kısa bir sürede, uygulamaya geçişi tartışmalı olabilecek devrimci adımlar attı. İşsizler için atölyeler açılmıştı örneğin. Askere alma işlemi kaldırıldı, din işleri bütçesi hükümsüz kılındı. Eğitimde laikleşmeye yönelik müfredat değişiklikleri yapılmaya başlandı. Türkiye’de örneğine köy enstitüleri şeklinde rastlayabileceğimiz karma meslek yüksek okulları kuruldu. Yenilikler arasında belki de tarihe en çok geçenlerden biri de fırın işçilerinin gece çalıştırılmasının yasaklanması oldu. Dahası Komün, işçilere disiplin cezası olarak ücret kesintisi uygulanmasını da yasaklıyordu. İşçi hakları kavramını yerleştirmeye yönelik çalışmalar yapan Komün bir yandan da sanatçıların herhangi bir erkin vesayetinden özgür kılınmasını teşvik ediyordu. Bu saikle bir Sanatçılar Federasyonu dahi kurulmuştu. [ii] Bunlar Komün’ün uygulamaya koymayı planladığı onlarca reformdan, kısa süre için de olsa uygulanabilmiş birkaçı.

KOMÜNÜN YOK EDİLİŞİ

Komün, ortaya çıktığı andan itibaren hükumetin namlusunun ucunda bulunmuştur. 3. Cumhuriyet’in kuvvetleri nihayet 22 Mayıs 1971’de şehre girdiler. Bundan sonraki sürecin korkunç bir ceza infaz süreci olduğu söylenebilir. Kayıtlardan 93 insanın idama, geri kalanlarınsa ömür boyu kürek; sürgün, ömür boyu hapis gibi cezalara mahkûm edildiğine ulaşıyoruz. Marksist düşüncede çok önemli bir yeri olan Komün gelişebilme olanağına sahip olsaydı, otorite ve merkeziyetçiliğin Sovyetler örneğindeki kadar yoğun olmadığı bir sosyalist düzene örnek oluşturabilirdi. Şimdiyse ders çıkarılıp örnek alınabilecek bir kısa öykü belki de.

Communards_in_their_Coffins

İdam cezasına çarptırılan Komün üyelerinin yan yana dizilmiş tabutları.

[i] Her ne kadar commune kelimesi ortak bir çıkar çevresinde beraber yaşayan bir grup insanı(bkz. community-İng.) belirtmek için de kullanılıyor olsa da ‘Paris Komünü’ tamlaması içinde geçen  commune daha idari bir anlam taşır. Zira commune İtalya, İsviçre, Fransa gibi ülkelerde, belediye meclisi yardımıyla görevini sürdüren bir belediye başkanı bulunan küçük idari birimlerdir. Türkçe karşılığı bucak, kasaba olarak geçer. İhtilal Paris’in bucaklara bölünmesiyle başladığı için hareket Paris Komünü adını almıştır.

[ii] Modern sanatın başlangıcı sayılabilecek eserleri Olympia ve Kırda Öğle Yemeği adlı tablolarıyla tanınan Edouard Manet de Sanatçılar Federasyonu üyeleri arasındaydı.

KAYNAKÇA

Bourgin, A. Adamov. 1871 Paris Komünü. İstanbul: Ağaoğlu Yayınevi, 1968.

Gluckstein, Donny. The Paris Commune: A Revolution In Democracy. London: Haymarket Books, 2006.

Rougerie, Jacques. Paris Komünü. İstanbul: İletişim Yayıncılık, 1993.

Şakacı, Bilge Kağan. Unutulan Bir Sosyalist Deneyim: Paris Komünü. Toplum ve Hekim, 2009: 245-250.

RESİM KAYNAKÇASI

https://libcom.org/history/1871-the-paris-commune

http://douglaslain.net/jay-gertzman-natalies-commune-paradox/1871-commune-paris-colonne-vendome/

http://www.allposters.com.au/-sp/Communards-in-the-Place-Vendome-During-the-Paris-Commune-1871-posters_i10167924_.htm

https://www.marxists.org/history/france/paris-commune/

Leave a Reply

1 comment

  1. Feyzi COŞKUN

    Sevgili Dicle,

    Paris Komünü’ne ilişki değerlendirme ve yorumuna ilişkin bir söz söylemeyi düşünmüyorum. Sonuçta bir “taslak”… Doğrudan demokrasi, katılım ve toplumsal eşitlik uygulamasına ilişkin değerli bir deneyim.

    Asıl dili, özellikle bilimsel dili bu ölçüde yetkin kullanmış olman nedeniyle kutlamak istedim.
    Çok mutlu oldum. Bu kadar hızlı büyümeniz bizi elbette sevindiriyor.
    Ama zamanın da hızlı geçtiğini anlamaya neden oluyor. Biraz can sıkıyor elbet.
    Gözlerinden öperim.
    Daha nice bilimsel yazı ve yayınlarını okuyacağımdan kuşkum yok.