Sporu ve ona bağlı unsurları Amerikalılar kadar kusursuzca kurumsallaştırabilen herhangi bir ülke veya ülke federasyonu yok. Yeryüzünün en kapitalist ülkesinde Kaan Kural’ın deyimiyle benzeri görülmemiş bir komünizm uygulanıyor ve eşitsizlikler düzeninde yaşayan milyonlar, ekranlardan uzaklaşamıyor. Bu kusursuz yapılaşmanın tek istisnası ile futbol.
Dün
Amerikan futbolu ( soccer ) ve MLS’in neden bu denli başarısız olduğunu incelemeden önce tarihi okumak gerekir. Kızılderililer Türk olmayabilir ancak modern futbolu Amerikalılara Türkler öğretti dersek yanlış olmaz. 1971’de kurulan ve döneminde tarihin en büyük spor projelerinden biri olan New York Cosmos’un kurucularından ikisi Türk pasaportu taşımaktaydı. Kulübü kurmakla yetinmediler, tarihin en iyi oyuncularını toplamaya karar verdiler. Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Carlos Alberto, Kaiser Beckenbauer ve sıfatlarla tanımlanamayacak Pele’yi getiren ikizler o dönem için büyük ses getirmişti. Efsanelerin arkasını toplayan kaleci ise Gökmen Özdenak’ın kardeşi Yasin’di. Bu oyuncuların Temel Fıkrası haricinde bir araya gelmesi şaşırtıcıydı ama bir nesil için futbolu sevdiren isimler olduğunu inkar edemeyiz. Cosmos belli bir süre Kuzey Amerika Futbol Ligi’nde mücadele etti, hormonlu büyüyen futbol ekonomisine dayanamayan takımlardan oldu ve Amerika’da 1984 yılı itibariyle futbol oyunu sona erdi. Bu oyunun ikinci defa durması demekti. İlkinin sebebi ise oldukça ilginçti…
İlerleyen yıllarda Grammy Onur Ödülü sahibi olacak Ahmet Ertegün ve AC/DC, Rolling Stones gibi grupların değerine değer katan Nesuhi’nin kurduğu bu takım büyük proje dolaylı olarak zarar getirmiş olsa da Amerikalıları futboldan soğutan takım iddialara göre Beşiktaş’tır. 1950 yılında nedendir bilinmez Amerika Turu’na çıkan Karakartallar, burada aralarında Manchester United’in da bulunduğu 7 takımla maça çıkmıştır. Yalnızca Kırmızı Şeytanlar’a kaybeden temsilcimiz, U.S All Stars’ı 5-0, American League Stars’ı ise 3-1 yenmiştir. Beşiktaş’ın karşısına çıkan tüm takımların yerel seçme takımları olduğunu belirtmek lazım. Rivayete göre Amerikalılar bu maçlar sonunda beyzbola ilgi göstermeye başlamıştır. O yaz dönemi, ilerleyen sezonlarda üstüste iki kez gol kralı olacak Şevket Yorulmaz tarafından bitiş düdüğü en az 20 yıllığına çalınmıştı.
Yakın Geçmiş ve Bugün
Estetik zevkinin oldukça düşük olduğu stadlarda oynanan 1994 Dünya Kupası, Amerikalılara futbolun eşsiz heyecanını hatırlatmış olmalı ki futbol, 1995 yılında MLS adıyla geri döndü. Bir önceki lig projesi maddi sebepler nedeniyle bittiğinden bu projenin en önemli kısmı maddi disiplini sağlamak oldu. Günümüzde Porto, Roma, Juventus gibi FFP’ye çalım atmak için oyuncuyu kiralık gösteren takımlar ve benzerlerinin olmaması için 20 yıl önce çok sıkı tedbirler alındı ve maddi açıdan işe yaramış gibi duruyor. Geçtiğimiz sezonun şampiyonu Timbers’ın yıllık maaş bütçesi $6.800.000 civarındayken Atlantik’in diğer tarafında bu ücrete sahaya çıkacak değil 11, 5 kişi bile bulamazsınız. Mario Gomez’in geçtiğimiz sezon primler hariç net €5.200.000’e oynadığını da hatırlatmak gerekiyor. Düşük maaş skalasını görünce sakın amatör ruh tabirleriyle ortaya çıkmayın. Ligin mevcut işleyişi oldukça eşitlikçi olduğundan yalnızca bir kaç sözleşme tipi var, transfer döneminde oyuncuların performansı kadar sözleşmeleri takas ediliyor. Bu ligde istisnai takımlar haricinde futbol yerine genellikle – A.B.D ölçeğinde – orta büyüklükteki şirketlerin nasıl yönetileceğini görüyoruz.
Futbolu diğer sporlardan ayıran dinamikler Amerikalılar tarafından henüz keşfedilmiş değil. Rekabetin ve fanatizmin körüklemediği bir futbol atmosferinde oyuncuların kendilerini geliştirmek istememeleri oldukça normal. Bayrak oyuncu kavramı zaten bulunmayan bir durum. Günümüzde nispeten azalmış olsa dahi geçmişte yaşanan sporda şiddet olayları Amerika’da henüz yaşanmamıştır. Sporda şiddetin azalması her spor severin istediği bir durum ancak günümüzün büyük rekabetlerinin ve futbol kültürlerinin buradan doğduğunu unutmamamız gerekir. Bu sene oynanan New York Derbisi öncesi yaşanan olaylar tarihlerinde bir ilk. Günlerce konuşulan bu durum karşısında insanlar şaşkınlıklarını gizleyemedi. Sporcuların performanslarından çok sahaya gelirken nasıl giyindiğini merak edenler için normal bir durum olsa gerek.
Bununla birlikte Amerikalı futbol müşterileri için bir futbol maçının fiyatı yalnızca biletin değeri ile eşdeğer değil. Harcadıkları zamanı ve vazgeçtikleri konforu da dahil ettiğimizde o biletin bedeli, kağıtta yazandan mislice fazla oluyor. MLS takımları bu düşünce tarzını değiştirene dek ligin çehresinin değişmeyeceğini tahmin etmek çok zor değil çünkü kulüplerin taraftarı yok müşterisi var. Rakipleri olan NBA, MLB hatta Smackdown’ın müşterilerine daha yüksek dozda mutluluk önerdiği ortada. Kırk yılda bir oynanan maçlar haricinde futbol maçları kimseye kesintisiz heyecan sunamıyor. Takımdan keyif almak için aidiyet duygusuna sahip olmak şart. Onun yolu da yıldız transferlerden veya basit reklam oyunlarından geçmiyor. Yoksa oyunu bilmeyen milyonlar, çılgınlar gibi Martial forması kovalamıyor mu ?
Yarın
MLS’e seyirci sayısı açısından dünyada 7. sırada olmasına karşın verileri derinlemesine incelediğimizde geleceğin karanlık olduğunu görüyoruz. Kuzey Amerika’da düzenlenen spor olayları arasında bile Kanada Futbol Ligi’nin gerisinde bir doluluk oranına sahipler. Daha iyi oldukları yalnızca iki spor organizasyonu var o da seyirci sayısı açısından. Salon sporu olan NBA ve NHL seyirci sayısı açısından MLS’in gerisinde bulunuyor. Bununla birlikte 2015 MLS sezonu, 2014 MLS sezonuna göre %12.7 oranında daha fazla seyirci toplamış. MLS tarihinin en büyük artışı olmasına karşın taraftar sayılarının ciddi biçimde adaletsiz şekilde dağıldığını görmekteyiz. 2014 yılında ligin en çok seyirci çeken takımı 43.734 ile Sounders olurken en az seyirci toplayan takımı ise 7.063 ile Chivas USA oldu. Başarı grafikleri de seyirci sayısı ile doğru oranda artmakta ya da azalmakta. 2014-2015 arasında yaşanan dramatik artışın ise 2015-2016’da görülmediği ortadadır. 2015 yılında lige katılan Pirlo’lu NYCFC ve Kaka’lı Orlando City’nin getirdiği seyirci sayısı ve doluluk oranı ligin durağanlığını yalnızca bir sezonluğuna değiştirmiş oldu. Yalnızca %0.5 artan seyirci sayısı oranının 2013’teki gibi eksi oranlara düşmesi bekleniyor. Büyüme rakamlarından anlayanlar bildiği üzere %5’in altındaki büyümeler küçülmeyle eş değerdir.
“İyi futbolcular Avrupa’da oynar” sözüyle MLS’in en verimli oyuncusu Giovinco’yu Euro 2016 kadrosunun dışında bırakan Antonio Conte de ligin durumu hakkında doğru yorum yapanlar arasında. MLS’te oynayan oyuncuların seviyesi oldukça düşük ve dışardan getirilen oyunculara günümüzdeki gibi maaş ödenmesi mümkün durmuyor. Ligin en çok kazanan oyuncusu Kaka $9.200.000 kazanırken, oynadığı kulübün yıllık kazancı yalnızca $36.000.000. Vergi ve diğer gider kalemlerinde sonra kalan paradan bir de oyuncu maaşı düşünce geriye alınacak oyuncu kalmıyor. Bu durumun sonucu ise okulumuzda düzenlenen “Sports for Life” turnuvasında dahi yaşanmayacak amatör hataların MLS’te yaşanıyor olması. Sahadaki oyunun kalitesi oldukça düşük. Oysa NBA de MLB de NFL de dünya standartlarının oldukça üstünde ligler. Ligde yer alan oyuncuların çok azı üst seviye liglere transfer olabiliyor kalanlar ise ligde devamlı bir sirkülasyon halinde. Yaşlı kurtlar hariç ligi sırtlayan oyunculardan Altidore Bursaspor’da, Dos Santos ise o dönem tarihinin en başarısız sezonlarından birini geçiren Galatasaray’da dahi tutunamadı.
Dünya Kupaları’nın istikrarlı ve sağlam takımlarından olan Amerika Milli Takımı’nın oyuncularının çoğunluğu Amerika’dan yetişmemiş olan oyuncular. Örneğin; NYCFC’nin ve Kartallar’ın maestrosu Diskerud, eğitimini Norveç’te almış bir oyuncu. 2014 Dünya Kupası’nın yıldızlarından Jones da keza Batı Almanya çıkışlıdır. Lige yeni giren oyuncuların kalitesi düşmekte ve mevcut ekonomik politikalar nedeniyle yüksek profilli bir oyuncu getirmek neredeyse imkansız. Kendilerince harika bir altyapı sistemleri var, kadınlar futbolunda da oldukça başarılar ancak erkekler açısından gün geçtikçe geriye gidiyorlar. Alttan çıkacak oyuncuların sayısında orta vadede büyük bir kalite artışı olmayacağı da futbol scoutları arasında konuşulan bir gerçek. Bu durumda lig bir çıkmaz içinde kalıyor. Yerel kaliteli oyuncular yok ve ekonomik genişleme de geçmişte ligi kapattıran sonuçlar doğurdu. Seyir zevki gün geçtikçe azalıyor ve amaçsızlaşıyor.
Temenni ve Sonuç
Ertekin gibi girişimcilerden de önce Amerika’da futbol oynanıyordu. Onlardan sonra gelen diğer büyük küçük projelerde de futbol maçları oynandı. Hepsi şu an birer anı ve başarısızlık olarak hatırlanıyor. MLS’in de onlar arasına girmesine maalesef yaklaşmış durumdayız. Futbolun sahip olduğu ruhu NBA Kuralları ile kontrol edemezsiniz. Rekabeti sınırsız yaşatan bir ülkede rekabetin kısıtlanmasının sonucu MLS’te görülüyor. “Soccer Mothers” gibi oyunun ruhunu azaltan projeler ile de futbolcu yetiştirmek mümkün gözükmüyor. Futbolun ruhunu tutsak etmedikleri bir sistemde değil Şevket Yorulmaz, Messi bile onları yormaz.
Kaynaklar:
1-http://trscouts.com/mix-diskerud/
2-https://en.wikipedia.org/wiki/Major_League_Soccer_attendance
3-https://tr.wikipedia.org/wiki/New_York_Cosmos
4-http://www.haberturk.com/spor/futbol/haber/1278052-mario-gomeze-fikret-ormandan-rest
5-http://www.oregonlive.com/timbers/index.ssf/2016/05/portland_timbers_player_salari_1.html
6-http://www.tribundergi.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=63325&start=0&st=0&sk=t&sd=a&view=print
7- http://www.nytimes.com/1989/07/16/obituaries/nesuhi-ertegun-a-top-record-producer-dies-at-71.html
8- http://www.espnfc.com/italy/story/2879294/andrea-pirlo-and-sebastian-giovinco-omitted-from-italy-squad-due-to-mls-play-antonio-conte
9- http://www.espnfc.com/major-league-soccer/story/2876202/orlando-citys-kaka-again-tops-list-of-biggest-salaries-in-mls
10- http://www.footyheadlines.com/2015/01/2015-mls-jerseys-overview.html
11-http://www.ajansbesiktas.com/f-bahceye-en-cok-gol-atan-besiktaslilar-273g-p6.htm
12-http://www.dailymail.co.uk/news/article-3191764/Has-British-style-hooliganism-infiltrated-American-soccer-Fans-brawl-streets-ahead-New-York-derby-match.html