Formula 1’de 2017 sezonu 2014’ten beri en büyük kural değişiklikleriyle gelecek. Bir önceki büyük kural değişikliği ise 2009 sezonunda yapılmıştı ve bu yepyeni kuralları iyi okuyan Ross Brawn’ın takımı Brawn GP sürpriz yumurta gibi gride ilk geldiği sene ortalığı talan edip şampiyon olmuştu. 2010’da takımın Mercedes’e satılmasıyla meydan RedBull’a kalmış ve 2010’dan 2013’e kadar alınan 4 şampiyonluk ile formula 1’e Red Bull dominasyonu damga vurmuştu. 2014’teki en büyük kural değişikliği V8 motorlardan V6 motorlara geçişti. Bu değişimden beslenen ise Mercedes oldu ve 3 sezon boyunca rekorlarla gelen bir Mercedes dominasyonu vardı.
2017’deki teknik kural değişiklikleri ön ve arka kanatlarda uzunluk, genişlik ve yükseklik değişimiyle başlayıp kalınlaşan lastiklere kadar uzanıyor. Dolayısıyla yine hangi takımın üstünlük sağlayacağı bir bilinmeyen ve cevabını kimsenin bulamadığı bir kapalı kutu. Fakat sezon öncesi kış testlerinde alınan çarpıcı sonuçlar herkesin aklında ortak bir soru oluşturdu: “Yeni süper güç Ferrari mi?”
4 günlük 2 periyot şeklinde düzenlenen testlerde toplam 8 günün 4’ünü lider olarak , 3’ünü ikinci olarak tamamladı ve tüm testlerde en yakın rakibi Mercedes’ten hızlı gözüktü. İkinci en hızlı turu attığı günlerde Ferrari daha sert lastikle turlar atmayı tercih edip yine de rakiplerine 0.2 saniye kadar yakın tur zamanları elde etti. Bu hız özellikle Ferrari fanlarını fazlasıyla heyecanlandırmış durumda. Çünkü en son pilotlar şampiyonluğu 2007’de Raikkonen ile kazanıldı ve en son takımlar şampiyonluğu 2008’de kazanıldı. Bu tarihlerden günümüze Ferrari ikincilikten öteye gidemedi. Daha kötüsü Fernando Alonso ile 2010 ve 2012 şampiyonlukları son yarışta sırasıyla 4 ve 3 puan farkla kaybedildi. Dolayısıyla fanlar artık Ferrari’den bir hamle bekliyor ve 2017 senesi “o sene” olabilir.
Birçok otoriteye göre ise bu testler takımların gerçek güçlerini yansıtmıyor. Bunun başlıca nedenleri takımların ilk defa piste çıktığı araçlarda doğru ayarı bulamaması, turlayan araçların benzin yüklerinin bilinmemesi, takımların dayanıklılık testi veya hız testi yapıp yapmadığının bilinmemesi gibi sıralanabilir. 2016 kış testlerine baktığımızda da benzer bir sonuç görmüştük. 8 günün 5’inde Ferrari pilotları liderliği almıştı fakat sezon içinde ilk yarış ve Kanada GP dışında yarış galibiyeti için rekabet edememişlerdi. Hatta sezon ortasında gelişimde Red Bull’un bile arkasına düşmüşlerdi. Mercedes 2014 ve 2015’te zaten çok hızlı olan otomobile sahiptiler. 2016 için ise tamamen dayanıklılık üzerine çalışıp, testlerde hızlı tur atmaktan çok fazla tur atabilmeyi amaçladılar. Mercedes’in yavaş gibi gözükmesi sadece hız saklamalarından ibaretti.
2017 testleri için de aynı durumun olabileceği konuşulmakta. Mercedes yine en çok turu atan takım konumunda 8 günün sonunda ve Mercedes’in motorunu tam performans çalıştırmadığı yönünde söylentiler mevcut. Fakat yapılan röportajlarda Lewis Hamilton Ferrari’nin çok hızlı olduğunu ve bu sene onların favori olduğunu söyledi. Ferrari cephesi ise bu kez daha sessiz kalmayı tercih etti. İddialı açıklamalardan kaçınıp işlerine odaklanmış durumdalar. 2016’dan ders çıkarmışa benziyorlar. 2016’da açık ara hızlı turlar atan Ferrari rekabetçi olacağını iddia etmiş fakat daha ikinci yarışta Vettel’in motor patlatmasıyla bu söylemlerini yutmak zorunda kalmışlardı.
Bu sene gerçekten işine odaklanmış bir Ferrari profili görüyoruz. 2016’da olduğu gibi de sadece hızlı tura çalışmıyorlar. Dayanıklılık problemlerini büyük ölçüde çözmüş görünüyorlar çünkü 8 günün sonunda 1096 tur atan Mercedes’ten sadece 140 tur az attılar. 956 tur gün başına yaklaşık 120 tur atmak demek. Bu da günde 2 yarış mesafesi yol kat edebilmek demek. Bu istatistik Ferrari fanlarını fazlasıyla umutlandırıyor. Çünkü takım başarıya aç. Büyük umutlarla başlanan 2016 sezonundan yarış galibiyeti bile alamadan ayrılan Ferrari 2017’ye asılıyor. Şampiyonluğun geleceği o sene bu sene mi? Bunu hep birlikte göreceğiz.