Bir okulun öğretmenler odası ve orada, beyaz örtülü temiz bir masanın çevresine toplanmış bir avuç insan… İçlerinde biri öğretmen, kalanları asker. Yer Srebrenista adında, belkide çoğunun adını ilk defa işittiği, günümüz Sırp sınırları içerisinde bulunan küçük bir şehir. Tarih 11 Temmuz 1995, saat akşam 11 suları. Öğretmen, masanın başına oturmuş olan askerin mekana baskın gelen sesinin altında ezilmiş, çaresiz gözlerle emirleri dinlemekte. Karşısındakilere sert bir ses tonuyla ölüm fermanını okuyan kişi, dönemin Sırp komutanı Ratko Mladiç hemen yanında ise BM güvenlik konseyinin emriyle Yugoslavya iç savaşının ardından, bölgeyi korumak göreviyle gönderilmiş Albay Thom Karremenas.
Bu kıskacın arasında ne yapacağını şaşırmış halde omuzlarında binlerce insanın yükünü taşıyan öğretmen Nesib Mandzıc masadaki tek Boşnak. Meslek olarak insanlarının geleceğini yetiştirmekle görevlendirilmiş ve bu mesleği yıllarca kendine bir amaç edinmiş bu öğretmen, o gün halkının kaderini çizecek ağır hükümle karşı karşıya kalmış durumda.
Sırplarla Boşnaklar arasında oluşan büyük anlaşmazlık o güne kadar; Yugoslavya sınırları dahilinde bulunan pek çok insanı birbirine düşürmüş ve pek çok Boşnak, son çare olarak BM’nin barış şehri ilan ettiği 6 şehre akın akın yığılmış. Srebrenitsa bu şehirlerden yalnızca biri. Kapılarına kadar dayanmış olan Sırp tehdidinden kaçıp, Hollanda güvenlik güçlerinin korumasını sağladığı bölgeye sığınmış olan Müslüman mülteciler hastalık, sefalet ve açlığın yarattığı bir çemberin içinde yaşama mücadelesi veriyorlar. Srebrenitsa’da bulunan bu küçük okulda yapılan ve bir neslin kaderini belirleyecek olan bu büyük toplantıdan hemen önce şehre sığınmış olan mültecilere verilmiş olan hayat güvencesi sözleri, toplantı odasının üzerinde askıda kalmış, sallanmakta.
İnsanların güvenliğinin sağlanabilmesi için müşkül durumda olan Boşnaklardan silahlarının teslimi isteniyor toplantıda. Ellerinde birbirlerinden başka hiçbir şeyi kalmamış olan Boşnak öğretmense çaresiz kabul ediyor bütün koşulları. İşte asıl kıyam ise bundan sonra başlıyor.
BM barış güçlerinin şemsiyesi altında bölgeye koruma göreviyle giden Hollanda askerlerinden otuzu, bu toplantıdan birkaç gün önce Sırp birlikler tarafından esir alınmış. Albay Karremenası korumakla söz verdiği, daha birkaç gün önce odasının camından hayatlarını güvence ettiği insanları işte tamda bu toplantıdan sonra kendi elleriyle Sırpların insafına teslim ediyor.
Yapılan toplantının beraberinde hızla bölgeye akın eden Sırp askerleri tarafından sokak tabelalarının sökülmesiyle başlayan katliam, sabahın erken saatlerinde evlerinde bulunan insanların dışarıya çıkmaları için yapılan çağrılar eşliğinde devam ediyor. Sokaklara dökülen savunmasız siviller, askerler tarafından kamyonlara alınıp infaz bölgesine götürülüyorlar. Aralarında katliamı sezen çoğu son bir kurtuluş ümidi olarak dağlara kaçıyor.
Dağlara kaçan Boşnakları geri dönmeye ikna etmek için; akrabalarını silah zoruyla ormana doğru bağırıp, kaçanları geri çağırmaya zorlayan Sırplar kısa bir süre içinde 8.372 Boşnağı katlediyorlar. Sırp tankları katliamdan kaçanlar için günlerce dağları dövmeye devam ediyor. Tek suçları Müslüman olmak olan bu insanların iç savaş sırasında yaşadıkları insanlığa kara bir leke gibi sürülmüş ve üzerinden geçen 22 yılın ardından ise bugün hala cesetlerin arama çalışmaları devam ediyor.
Şehirde yapılan katliamın ardından hızla üstlerini terk eden Hollanda askerleri Sırplar tarafından esir alınmış otuz kişiyi güvenli bir şekilde teslim alıyorlar ve katliamdan sorumlu görülen komutan Mladiç tarafından verilen hediyelerle evlerine geri dönüyorlar. Srebrenitsa’dan ülkelerine dönmüş çoğu Hollanda askerinin ise bir süre psikolojik tedavi aldıkları söyleniyor.
Srebrenitsa katliamı Avrupa’da gerçekleştirilmiş en büyük insan katliamlarından biri ve Avrupa’da hukuksal olarak tanınmış ilk soykırım olarak tarih kitaplarında yerini almış olsa da bugün, hala utançla hatırlanan, insanlık tarihinde ki pek çok katliamdan yalnızca biridir. Bir suçlusu var mıdır? Suçlu bulunsa da verilebilecek hangi ceza bu kiri insanlığın yüzünden temizler? Bu sorular çokça tartışılır. Fakat bir gerçek vardır ki Srebrenitsa yalnızca orada can vermişler için değil, ardlarında kalan birçokları için hala acının ve zulmün başkentidir.
Kaynakça:
10’dan Ötesi, Trt Haber Srebernista soykırımı güncel yayını,17.08.2015
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150701_srebrenitsa
http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/srebrenitsa-katliami-149