Son birkaç gündür ülke medyasının ilk sırasında olmasa da önemli gündemlerinden biri yerli otomobil tartışması. Babalarımızla, dedelerimizle, büyüklerimizle ne zaman yerli otomobili konuşsak size Devrim Otomobilini anlatırlar. Tabi biz onların gerçek duygularını anlayamıyoruz (Tolga Örnek’in filmi bir nebze hissettirse de) ancak şu da açık ki 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in arka koltuğunda oturduğu o araba yolda kaldığında bütün milletin de içinde bir ukde kalmış şüphesiz. O günden sonra Türkiye’nin 1966’dan 1984’e kadar süren başarısı tartışmalı bir Anadol macerası oldu. Konu üzerine yaşadığımız bu kötü tecrübelerin ardından yerli otomobil baba yiğitlerin ortaya çıkışıyla tekrar gündeme geldi.

 

 

Anadol

 

Son zamanlarda Türkiye’nin yerli otomobil için hiçbir girişimde bulunmadığını söylemek, hiç tecrübesinin olmadığını ifade etmek doğru olmaz. Tubitak’ın bir portatif model denemesi var. Özel araştırma gruplarının (pek destek bulamasalar da) çabaları mevcut. Yakın Doğu Üniversitesinin elektrikli arabası Günsel var. Bunlara ekonomik desteği sağlayacak baba yiğitlerin de eklenmesiyle Türkiye gerçekten de yerli otomobilini yapabilir. Bu mesele hayal olmaktan çok uzak. Ancak, bana göre sorulması gereken soru yapabilir mi değil. Nasıl yapmalı?

 

 

 

Hacettepe Üniversitesi araştırma grubunun ürettiği EVT S1. Destek bulamadığı için seri üretime geçemedi.

 

Yakın doğu üniversitesinin ürettiği Günsel.

 

Eğer bu araç yıllar önce gelişimini tamamlayan ve bence günümüz dünyasında bir karşılığı kalmayan patlamalı motor ile çalışacaksa hiç yapmayalım daha iyi. Bu konuda iyimser yaklaşabileceğimiz açıklamalar geldi. Yerli otomobil elektrik motoruyla çalışacakmış. Bu fikir Türkiye’ye elektrik şarj istasyonlarının altyapısının kurulması için de bir tetikleyici olabilir. En azında elektrikli araba üretim fikriyle birlikte altyapı da gündeme gelecektir hiç şüphesiz.

      Bütün bunlar güzel ama hala yeterli değil. Modern zamanların teknolojik gelişmelerini iyi değerlendirmek çok önemli. Şu yaşadığımız dönemde elektrikli otomobil bile bir inovasyon olmaktan çıktı. Teknoloji baş döndürecek bir hızla gelişiyor ve dün inovasyon olan fikirler yarın demode oluyor. Bu bağlamda elektrikli arabayı yaparken ona yenilikçi, bizim arabamıza özel, onu farklı kılacak bir özellik eklenmeli. Senin bir fikrin var mı diye sorarsanız cevabım hayır. Ancak yenilikçi bir fikirle gelen Toyota’dan bir örnek vererek ne demek istediğimi açıklayabilirim. Nitekim bu fikir bile inovasyon olmaktan çıkmak üzere.

Örnek vereceğim model Toyota Pirius Prime. Bu araç plug-in şarj edilebilen hybrid bir araç. Yani elektrik motoruna sahip ancak benzine de geçebiliyor. Aracın incelemesini yapmaya değer bir sürü özelliği var ama bunlar bu yazının konusu değil. Belki daha sonra özel olarak bir Pirius incelemesi yaparım. Benim bu yazıda değinmek istediğim nokta elektrik motorunu depolama yolları. Birincisi, bütün diğer elektrikli arabalarda olduğu gibi plug-in şarj edilebiliyor. İkincisi pek çok elektrikli modelin sahip olduğu, frenden gelen kinetik enerjiyi elektrik motoru depolamak için kullanan teknoloji. Frene bastığınızda az da olsa elektrik motorunun dolduğunu görebilirsiniz. Üçüncüsü ve benim esas değinmek istediğim özellik Toyota Pirius’un tavanında güneş panelleri var. Alışverişe gittiğinizde, arabayı kapalı otopark yerine güneşin dik geldiği bir konuma koyun ve siz işinizi halledinceye kadar güneş panelleri depoyu 2-3 km gidebileceğiniz kadar dolduracaktır. Eğer bir gün boyunca kullanmazsanız ve güneşin altında bırakırsanız depo yaklaşık 10 km gidebilecek şekilde hazır olacak. Bu üçüncü özellik genel olarak diğer elektrikli arabalarda olmayan bir yenilik ve bence çok mantıklı. Verimli mi? O tartışılır ama bir yenilik olduğu tartışma götürmez. Fren sistemi ve güneş panelleri kısa mesafe de olsa yolunuzun bir bölümünü bedavaya gitmenizi sağlıyor ve bu uzun vadede ekonomik olarak fayda sağlar diye düşünüyorum.

 

Toyota Prius Prime

 

Anlatmak istediğim yenilik işte böyle. Bizim arabamızı diğerlerinden ayıran ne olacak? Biz elektrikli araç teknolojisine ne katacağız? Güneş enerjisinin kullanım verimliliğini arttırmak bile bir yenilik sayılabilir ama yine de bizim aracımıza özgü farklı bir depolama yöntemi çok daha güzel olacaktır. Özetle ben yerli otomobilden umutluyum. Bu fikri çok önemli noktalara gidebilecek bir potansiyel olarak görüyorum. Ancak bu işi yaparken yenilikçi bir vizyonla hareket edilmeli. Hali hazırda başkalarının başarıları taklit edilmemeli. Bu proje ancak böyle heyecan verici olur. Bekleyip göreceğiz.

 

 

 

 

Görsel Kaynakları:

  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Devrim_Arabalar%C4%B1
  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Anadol
  • https://onedio.com/haber/iste-gercek-yerli-otomobil-hacettepe-nin-urettigi-yerli-otomobil-elektrikle-calisiyor-605876
  • http://gunsel.com.tr/blog/?lang=tr
  • https://www.toyota.com/priusprime/photo-gallery/exterior/1

Leave a Reply