On yaşındasınız. Masa örtüsündeki kırmızı çiçek desenlerine takılıyor gözünüz. Başınızı kaldırıp gözlerinizi örtüden ayırdığınızda ise o kırmızı çiçek desenlerinin yalnızca masa örtüsünde değil tavanda, duvarlarda ve pencerelerde; çevrenizde olabilecek her şeyin üzerinde olduğuna şahit oluyorsunuz. Tüm evreniniz kırmızı çiçek deseniyle kaplanıyor. Bitmeyen zamanın sonsuzluğunda ve evrenin mutlaklığı içinde yüzdüğünüzü hissediyor ve korkuyorsunuz. Kurtulmak için ne yapardınız?
Yayoi Kusama olsaydınız, mental bozukluğunuzla baş etmek için halüsinasyonlarınızdan esinlenip çeşitli motifler çizerek başlardınız işe. Yaşayan en önemli kadın avangart sanatçılardan birisi olarak kabul edilen Yayoi Kusama’nın halüsinasyonları ve kişisel takıntıları, onun özgün stilini yaratmaya başlamasındaki çıkış noktası olmuştur. Birçok takıntısını aşmada en önemli ilacı sanatı olan Kusama’nın, eserlerinde göze ilk çarpan unsur aynı motifin sık tekrarları olarak karşımıza çıkıyor. Sanatını sadece resim değil happening, performans, enstalasyon ve sinema gibi birçok farklı yolla aktaran Kusama’nın hayatı, sanat yoluyla kendini kurtarmaya çalışan küçük bir kızın hikayesi olarak başlıyor. Şu anda ise kendisi 88 yaşında ve 1977’den beri kendi isteğiyle akıl hastanesinde yaşıyor, gündüzlerini ise hastanenin karşısındaki stüdyosunda geçiyor; anlayacağınız üretme süreci hiç bitmiyor. Yayoi Kusama’yla tanışmak için puantiyelerin izinden gidelim.
Kusama, 1926 yılında Japonya’da, geleneklere bağlı ve varlıklı bir ailenin içinde dünyaya geldi. Mutluluk açısından ise yoksuldular. Gözü dışarıda bir babaya ve hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zarar görmüş bir anneye sahipti. Henüz on yaşındayken gördüğü halüsinasyonları çizmeye başlamıştı, ancak profesyonel bir sanatçı olma isteği annesi tarafından teşvik edilmiyordu; annesinin bütün zorlamalarına karşın, Kusama daha çok çizdi.
Klasik Japon resim sanatı eğitimi almış olmasına rağmen, özgürce çalışmak istediğinden dolayı Kusama, 1957 yılında sanatın merkezi konumundaki New York’a taşındı. Yayoi Kusama’nın bu dönemde verdiği eserler soyut dışavurumculuktan izler taşıyor. Aynı zamanda kendine özgü tarzını geliştirmeye ve adını duyurmaya başlıyor; resimlerinde özellikle farklı veya aynı boyutlardaki nokta ve ağ gibi motiflerin sık tekrarlarına tanık oluyoruz. Bunun yanı sıra düzenlediği happening ve enstalasyon çalışmalarıyla avangart bir sanatçı olarak sanat sahnesinde yerini almıştır. Çağdaşları olan Andy Warhol, George Segal ve Claes Oldenburg gibi birçok önemli sanatçıyla eserleri çeşitli sergilerde bir arada bulunmuş, zaman zaman Kusama’nın eserleri diğer sanatçılara esin kaynağı olmuştur. 1960’lardaki karşı kültürü benimseyip, bu konuda düzenlediği happening’lerle halkın ilgisini çeken Kusama, bu etkinliklerde çıplak katılımcıların vücuduna renkli puantiyeler çiziyordu. Düzenlediği bu etkinlikler daha çok politik ve sosyal içerikliydi, tamamen savaş karşıtı olan Kusama’ya göre vücudun çıplaklığı barış ve aşkı temsil ediyordu.
Yayoi Kusama’nın çalışmalarından en azından birine değinmeden geçmeyelim. Kusama’nın enstalasyon türünde çalışmalar yaptığından söz ettik, bu çalışmalarından bir tanesi ise öncelikli olarak çocuklar için tasarladığı “Silinmişlik Odası” dır. Bu oda ilk başta hiçbir renk barındırmaz; duvarlar, tavan, zemin, içerisindeki tüm eşyalar dahil her şey düz beyaz renge boyanmıştır. Ziyaretçiler kendilerine verilen yuvarlak formdaki farklı boyut ve şekillerde renkli yapıştırmaları odada seçtikleri herhangi bir yüzeye yapıştırır. Etkinliğin sonunda oda Kusama’nın deyimiyle “silinmiş” olur. Kusama’nın özellikle çocuklar için yapmış olduğu bu çalışmada kendi çocukluğunda yaşadığı travmaların etkisi olduğu söylenebilir. Çocukların, odanın arzu ettikleri herhangi bir yerine daire şeklindeki çıkartmaları yapıştırmaları, dolaylı yoldan ebeveynlerine karşı yaptıkları bir tür itaatsizliktir.
Sizin de anlayacağınız gibi Yayoi Kusama aklındaki süregelen karmaşayı, çok çeşitli, renkli ve özgün olarak anlatabilen bir sanatçı. Sanatın gelişimine katkıda bulunmak, Yayoi Kusama’nın eserlerini çok daha geniş kitlelere ulaştırmak adına Yayoi Kusama Müzesi 2017 yılında kapılarını Tokyo’da sanatseverlere açtı. Müze yılda iki kez düzenlenmesi planlanan sergilerde Yayoi Kusama’nın eserlerine yer vermeyi, bunun haricinde konferans ve çeşitli etkinlikler düzenlemeyi de planlıyor. Yayoi Kusama’yı daha iyi anlamak, puantiyelerin izinden gitmek için müze ziyaretçilerine güzel bir fırsat sunuyor.
Kaynaklar:
http://yayoikusamamuseum.jp/en/about/museum/
http://www.tate.org.uk/art/artists/yayoi-kusama-8094
http://www.theartstory.org/artist-kusama-yayoi-artworks.htm#pnt_2
Görsel Kaynaklar:
http://yayoikusamamuseum.jp/en/about/yayoikusama/
https://theculturetrip.com/asia/japan/articles/the-self-obliteration-of-yayoi-kusama/
http://www.tate.org.uk/context-comment/blogs/yayoi-kusamas-early-years
http://interactive.qag.qld.gov.au/looknowseeforever/works/obliteration_room/
https://www.nytimes.com/2017/09/26/arts/design/yayoi-kusama-queen-of-polka-dots-museum-tokyo.html