2000–2008 yılları arasında Rusya devlet başkanlığı görevini yürüten Vladimir Putin, yasaların ikiden fazla üst üste devlet başkanlığına izin vermemesinden ötürü, 2008’de koltuğunu Dimitri Medvedev’e bıraktı ve başbakanlığa aday oldu. 2008’den bu yana başbakanlık görevini yürüten Rusya’nın karizmatik lideri Putin 2012 başbakanlık seçimlerinin de artan muhalefete rağmen en büyük adayı olarak görülüyordu. Nitekim 4 Mart’ta yapılan seçimler de Putin yüzde 59,3 gibi bir oy oranıyla seçimin galibi çıktı ve Kremli’nin sahibi değişmedi. Putin’i yüzde 17,7 gibi bir oy oranıyla Komünist Parti Başkanı Genadi Zyuganov izledi.

Bu seçimden sonraki büyük tartışma konusu ise Rusya’da Putin’e karşı günbegün büyüyen muhalefete rağmen Putin nasıl oluyor da böyle büyük bir zaferle seçimi kazanıyor. Putin’e yöneltilen eleştiriler herkesçe biliniyor. Putin yönetiminin Rusya’yı diktatörlük rejimine sürüklediği konusundaki eleştiriler uluslararası basında sıkça yer alıyor. Bunun en büyük göstergeleri olarak da medyayı kontrol altına alarak bağımsız televizyonculuğu yok etmesi ve “büyük sermaye gruplarını sindirmesi” gösteriliyor. Özellikle devlet başkanlığı dönemindeki geniş yetkileri Putin’in bu tarz köklü değişikliklere gitmesini kolaylaştıran faktör olmuştu. Peki, bu eleştirilere rağmen nasıl Putin Rusya’nın gözde lideri olmaya devam ediyor.

      Bu başarının sırrı Rus halkına göre Putin yönetiminin başarılı ve istikrarlı politikalarının altında yatıyor. Putin yönetimi ile birlikte ekonomide yapılan reformlarla, ülkedeki yaşam kalitesinde belirgin bir artış gözlemlendi. Rusya, uluslararası arenadaki eski saygınlığına yeniden kavuştu. Güvenlik alanında yapılan çalışmalar Rusya’ nın içeriden ve dışarıdan hedef alan bölünme tehlikelerini etkili bir biçimde önledi. Tüm bu başarılarından ötürü Rusya’da büyüyen muhalefete rağmen Putin’e sadık büyük bir kesim var. Nitekim 4 Mart seçimi bunu net bir biçimde ortaya koydu. Fakat bu demek değildir ki Rusya’da sular durulacak. Muhalefet, seçim sonuçlarının açıklandığı andan itibaren protesto hazırlıklarına başladı. Görünen o ki Rusya “modern çar”ından ne vazgeçebiliyor ne de onu eleştirmekten geri durabiliyor.

EMEL İNAL

Leave a Reply