Roma İmparatorluğu kalıntılarını her ne kadar ülkemizin Akdeniz kıyılarıyla bağdaştırsak da ülkemizin göbeği Ankara’da dahi Roma dönemine ait kalıntılar vardır.
Ankara, Roma İmparatoru Augustus tarafından M.Ö. 25 yılında fethedilmiş ve o tarihten sonra M.S. 3. yüzyıla dek Roma İmparatorluğu tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Galatya’nın Roman eyaletinin başkenti Ankara, büyük ticari öneme sahip bir merkez olma özelliğini de sürdürmüştür. Ankara kalıntıları bugün hala Roma dönemine ait değerli yarım kabartmalar, kitabeler ve diğer mimari parçalarla döşelidir. Mimari olmayan eserlerin çoğu günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesinde saklanmaya devam etmektedir.
Julianus Sütunu
Ankara’nın Ulus semtinde Hükümet Meydanında bulunan sütun Ankaralılar tarafından üzerindeki leylek yuvasıyla tanınır. Sütunun üzerinde hiçbir yazıtı yoktur. Gövdesinde birçok halka olup yüksekliği on beş metre kadardır ve Korint sütun (detaylı işlemeli sütun) modeline sahiptir. Sütunun İmparator Julianus (M.S. 361 – 363) Ankara’dan geçtiğinde onun şerefine dikildiği düşünülmektedir. IV. yüzyılda yapıldığı sanılan esere halk arasında Belkıs Minaresi de denilmektedir. Önceden uzun yıllar Taşhan’ın yanında yer alan eser, 1934 yılında Valilik Binası önündeki bugünkü yerine nakledilmiştir. Sütun 2001 yılında Ankara Valiliği tarafından restore edilmiştir.
Roma Hamamı
Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir. Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir. Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır. Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır ve hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır. Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup tüm diğer Roma hamamlarında olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğuk kısım), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur. Höyük altında kalan taş kalıntılar çok iyi bir şekilde korunduğundan yapının planı anlaşılabilecek durumdadır. Buna göre yapının bir taşra kenti hamamından çok İmparatorluk standartlarına göre yapıldığı anlaşılmaktadır.
Augustus Tapınağı
Ankara’nın Altındağ ilçesinin Ulus semtinde bulunan tapınak, Monumentum Ancyranum adı ile de bilinir. 4.000 yıllık geçmişe sahip Ankara’nın Roma İmparatorluğu egemenliğinde geçirdiği döneme ilişkin değerli bilgiler barındıran tapınak, Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın emriyle 1555 yılında Anadolu’ya gelen Hollandalı Busbecque tarafından keşfedilmiştir ve 1930’da Dr. Hamit Zübeyr Koşay başkanlığında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda yeniden gün ışığına çıkartılmıştır. Tarihi yapının bulunduğu tepede Frig döneminde bereket tanrıçası Kibele ve ay tanrısı Men’e adanmış bir tapınak bulunuyormuş. Bu yapının yerini alan ve bazı bölümleri günümüze kadar ulaşmayı başarabilen yeni tapınak ise Roma İmparatorluğu’nun M.Ö. 1. yüzyılın sonlarına doğru Galatya’ya egemen olmasının ardından Ankara’nın eyaletin başkenti yapılması üzerine inşa edilmiştir. M.Ö. 25. ve 20. yüzyıllar arasında inşa edildiği düşünülen görkemli yapı aracılığıyla son Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes, İmparator Augustus’a bağlılığını göstermeyi amaçlandığı düşünülmektedir. Yapının tamamlanıp Romalıların kente imparatorluk kültürünü taşımaya karar vermesi sonucunda yeni yerleşim alanları tapınağı merkezine alacak şekilde tasarlanmıştır.
Ankara Roma Tiyatrosu
Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Ulus semtinde Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alan yapı ilk defa 1982 yılı sonunda bulunmuştur ve kurtarma kazılarına 15 Mart 1983’te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazı çalışmalarrını 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür ve çalışmalar sonucu M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odasından artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur. Tiyatro yakın zamanda korumaya alınmıştır ve şu anda ziyaretçiye kapalıdır.
Umarız ki Ankara’daki Roma kalıntıları zarar görmeden var olmaya devam eder.
Kaynak:
https://www.gezi-yorum.net/etiket/ankara-roma-kalintilari/
http://ankaragezirehberi.blogspot.com/p/ankara-antik-kentler-ve-eserler.html