Aktüel Bir Sanat Projesi: Yanköşe

Vahit Tuna’nın “İsimsiz” adlı çalışması

Yolunuz Kabataş’taki Meclis-i Mebusan Caddesi’ne düştüyse bu “köşe” ile tanışmamanız olasılık dahilinde değil. Bu cadde üzerinde 85 numarada bulunan Kahve Dünyası şubesinin dış duvarı ile karşı duvarın birleşmesi sonucu ortaya çıkan 260 metrekarelik devasa alan öyle bir değerlendirilmiş ki, hepimizin akıllarının bir köşesinde yer alan “çarpık kentleşmenin yol açtığı gri şehir” kavramını tekrar tekrar sorgulamamız için bizi uyarıyor. Şehrin yoğun noktalarından birinde yer almasından sağladığı avantaj ile gün içerisinde yüzlerce kişinin düşüncelerinin değişmesine sebep olan bu köşe, birbirinden değerli sanatçılar tarafından üretilen ve ticari amaçtan ziyade sosyal kaygıyı amaç edinen eserlere ev sahipliği yapıyor. Kahve Dünyası’nın destekleri ile oluşan bu sanat projesi, sanatçılara sadece kesişen bu iki duvarı malzeme olarak sağlayarak, onların soyut düşüncelerini somut bir köprü yardımı ile ifade etmelerine yardımcı oluyor. 

Yanköşe”nin hiçbir kazanç gütmeden sanatçılara sağladığı alana ilk misafir olan kişi “Tek Göz Oda” isimli çalışması ile Nermin Er. Rengarenk 120 farklı kuş evi ile bu köşenin donatılması sonucu oluşan çalışma, mavi gökyüzünde görmeye alışık olduğumuz ve gürültülü şehrimize pek de uğramayı istemeyen kuşları bu küçük evler sayesinde geri çağırmayı amaçlıyor. Bir yandan sıkışık binalarla dolu caddeleri biraz olsun farklı renkler ile ferahlatmayı amaçlayan; diğer bir yandan ise apartmanlarımızın bize unutturduğu “doğa”yı kuşlar ile tekrar canlandırmaya istekli olan bu çalışma, her bakıldığında betonlaşma ve doğallık kavramları arasındaki ilişkiyi sorgulatmayı başarıyor. 

Nermin Er’in “Tek Göz Oda” adlı çalışması

Kesişen bu iki duvara bir süreliğine misafir olan ikinci proje ise “AYRIAYRIBİRARADA – harfler, sayılar, noktalama ve diğer işaretler”. Özlem Günyol ve Mustafa Kunt tarafından tasarlanan bu proje oldukça farklı ve ilginç bir çalışmanın ürünü. Türkiye Cumhuriyeti anayasa metnini oluşturan tüm noktalama işaretleri, harfler ve sayılar bulundukları cümleleri terk ederek kendi benzerleri ile birleşiyor; yeni sayı, harf veya noktalama işareti dizinleri oluşturuyor. Bu oluşan uzun dizinlerin ise diğer dizinlerle farklı noktalarda çapraz olarak kesişmesi ile ortaya uzaktan bakınca karmaşık bir çizgi kümesi, yakından ise dizinleri oluşturan anlamlı sayılar, harfler ve işaretler çıkıyor. Kişilerin hak ve hürriyetlerinin düzenlenmiş olduğu Anayasa bu çalışmada çıkış yolu olarak esas alınarak, bireysel farklılıkların huzurlu bir toplum yaşamı için engel teşkil etmediğini ve her ne kadar tüm noktalar birbirleri ile kesişmese de en az bir noktanın kesişmesi ile ortak bir paydada buluşulabileceği anlatılıyor. 

Özlem Günyol ve Mustafa Kunt’un “AYRIAYRIBİRARADA – harfler, sayılar, noktalama ve diğer işaretler” adlı çalışmaları

Kâr amacı gütmeyen ve kamusal açıdan büyük mesajlar vermeyi amaç edinen bu “köşe”nin üçüncü konuğu ise Sevince Bayrak ve Oral Göktaş’ın kurduğu SO? Mimarlık ve Fikriyat’ın “Yağmur Duası” adlı çalışması. Tasarımında sabitlik faktörünün yer almadığı bu tasarım, aslında yaratıcıları tarafından henüz tamamlanmış değil. Bu tamamlanmamışlık yaratıcıları tarafından yağmur, rüzgar ya da güneş gibi doğanın hakimlerine bırakılmış. Değişken hava olayları ile gün içerisinde hareket edebilen tasarım, gri şehrin insanlarının görmeye alıştığı inşaat malzemesi kullanılarak yapılmış olmasına rağmen hareketi için su döngüsüne bağımlı. Proje, önünden geçerken gözü bu duvarlara takılanları doğa, kent ve zaman üçlüsü arasındaki bağlantı hakkında düşündürmeyi amaçlıyor. 

Sevince Bayrak ve Oral Göktaş’ın kurduğu SO? Mimarlık ve Fikriyat’ın “Yağmur Duası” adlı çalışması

2017 yılından bu yana 4 farklı esere ev sahipliği yapan bu köşe, şu an Vahit Tuna’nın “İsimsiz” adlı çalışmasını dördüncü proje adı altında misafir olarak ağırlıyor. 440 çift siyah kadın ayakkabısının duvarlara belirli bir sırada yerleştirilmesi ile oluşan proje, ülkemizde artan kadın cinayetlerine dikkat çekmeyi amaç edinerek, 2018 yılında Türkiye’de öldürülen toplam kadın sayısını yansıtıyor. Topuklu ayakkabıların temsil ettiği her kadın, bu kesişen iki büyük duvar sayesinde her gün binlerce insanla tanışıyor ve ölümün getirdiği unutulma olasılıklarını en aza indirmeye çalışıyor. Ne şekilde, nasıl ve kim tarafından öldürüldüklerinin unutulmaması ve tekrar yaşanmaması için aylarca bu köşede bekliyorlar. Kamusal bir mesaja ortak olmak isteyen proje, bu topuklu ayakkabılar ile sadece o yıl öldürülen kadınları değil; varolan ya da olacak olan kadınların yaşamlarının fark edilmesini sağlamak ve “şiddet mağduru” tamlamasının ömrünün kadınlardan daha kısa olması gerekliliğini kavratmak amacı ile ısrarla her gün bu köşeden insanlara bakıyorlar. 

Hayata geçirildiği andan itibaren çarpıcı ve dikkat çekici kamusal mesajları sayesinde insanların günümüzün sorunları ile yüzleşmesini, düşünmesini amaç edinen bu platform, hiç bir şekilde ticari bir amaç gütmeden ve devinim içerisinde kendini kesişen bu iki duvarda gösteriyor. Gerçekten son üç yılda sergilenen eserleri ile sosyal medyada ilgi çeken bu proje, kamusal açıdan verdikleri mesajlarda ve toplumun yüzleşmesi gereken sorunlara ilgi uyandırmakta çok başarılı. Kahve Dünyası’nın destekleri sonucu oluşan Yanköşe’nin eser seçimi ise özenle seçilmiş jüri tarafından, tasarımın kentle ilişkisi, içeriği ve görseli dikkate alınarak seçiliyor. Evlerimizden çalıştığımız bugünlerde şu an sergilenen eser ile Meclis-i Mebusan Caddesin’nde karşılaşma şansımız olmasa da Yanköşe’nin internet sitesinden bugüne kadar bu duvarlara misafir olmuş projelere ulaşma imkanımız neyse ki var!

Eser fotoğraflarına ulaşmak için: http://www.yankose.org/isler.html

Kaynakça: http: //www.yankose.org/hakkinda.html

Leave a Reply