Evrim Kuramı’nı çürütmek iddiasıyla düzenlenen fosil sergileri, son birkaç yıldır çeşitli illerde görüldü. İzmir’de, Ankara’da, İstanbul’da ve Konya’da özellikle üniversite öğrencilerinin yoğun olarak bulunduğu cadde, sokak ve hatta üniversite kampüslerinde belirdiler. Bu dört ilde de, halkın ve üniversite öğrencilerinin tepkisi üzerine sergiler kaldırıldı. Kadıköy’ün merkezine kurulan sergiyi kaldırmak için, halk elinden geleni yaptı. Ankara DTCF önünde açılan fosil sergisi, öğrencilerin protestoları sonucu kampüs yerleşkesinden uzaklaşmak zorunda kaldı. En yakın zamanda, Selçuk Üniversitesi öğrencileri, Konya’daki fosil sergisinin kapatılması için uğraş verdiler ve başarılı oldular.
“Spontane” bir şekilde, çeşitli illerde organize edilen bu fosil sergileri, bazı ortak özellikleri taşıyorlar. Sergilenen fosiller, ait oldukları iddia edilen canlılar hakkında yanlış bilgiler içeriyor. Canlıların, biliminsanlarının tespit ettiği zamanların aksine, çok daha uzun süre önce ortaya çıktıkları bildiriliyor. Fosillerin, paleontolojik, antropolojik, jeolojik ya da biyolojik testlerden geçtiğine dair herhangi bir belge sunulmuyor. Hatta, fosiller, bireysel bir mülkiyet olarak halka gösteriliyorlar. İnsanlar, ücretsiz olarak fosillere dokunma imkanına da sahip oluyorlar. Bütün bunlar, fosillerin “gerçek” ve “bilimsel” olduklarına ilişkin ciddi şüpheler uyandırıyor.
Paleontologlar ve MTA, henüz sahte fosil sergileri hakkında genel bir görüş bildirmiş değil. Sahte fosillerin sergilenmesine kimin izin verdiği ise hala bir muamma. Ancak, TÜBA, Tübitak gibi kuruluşlarının dahi bilimsel niteliklerinin sorgulanır olduğu bir zamanda, kendi çıkarları adına bilimdışı fikirleri yaymayı amaç edinmiş kişilerin, bu tür sergileri pazarlıyor olması oldukça beklenebilir bir durum haline geldi. Evrim Kuramı gibi bilimin pek çok alanına entegre olmuş bilimsel bir kuram, Türkiye’de halen bazı “bilimsel” akademi, kurum ve akademisyenler tarafından benimsenmiyor. Ümidimiz, Türkiye’de doğa bilimlerinin ve sosyal bilimlerin, aydınlanmayı yaşamış batılı ülkelerdeki gibi önem gören bir statüye erişmesi yönünde.