Bilgisayarlardan, makinelerden, fabrikalardan ve en önemlisi ampulden önce, insanoğlu daha ilkel ama muhtemelen daha estetik bir yöntemle gökyüzünü inceledi. Her ne kadar modern insan ileri teknoloji teleskoplar kullanarak evren hakkında daha kapsamlı bilgiler edinebilse de, eski insanların hava karardığında görmek için sadece kafalarını yukarı kaldırmaya ihtiyaç duydukları muhteşem manzaranın çok sığ bir bölümünü görebiliyor modern insan. Modern insana göre bütün hayatını gökyüzündeki küçük ışıkların sırrını çözmeye adamış bir insan deli kabul ediliyor günümüzde. Lakin şu da kesin bir gerçek ki modern insanın baktığı gökyüzü, klasik insanın gördüğü ile kesinlikle aynı değil. İşte bu manzaraya hayran kalmak ve sırlarını çözmeye çalışmak tetikledi her şeyi. İnsan gökyüzüne bakıp kendi varoluşunu sorguladı. Kâinatın altındaki acizliğini fark etti ve onu çözmek için de matematiği kullandı.
Geçmişten günümüze uzanan büyük gökbilimcilerin hayatlarını, fikirlerini, teorilerini inceleyeceğimiz bu yazı dizisine başlamadan önce değinmem gereken birkaç nokta var. Onları incelerken şunu unutmamalıyız ki hepsinin hatta Galileo Galilei’nin bile birtakım yanlış hesaplamaları olabilir ve bu yüzden onları suçlamak kesinlikle yanlış olur. Bizim şu anda bildiklerimizi o devirde bilmiyorlardı diye çalışmalarını saçma, yanlış ve gereksiz olarak nitelendirmek çok büyük bir haksızlık olur. Her bilim insanının çalışmalarında küçük hatalar, gözden kaçan küçük ayrıntılar olabilir ama bu çalışmalar gelecek neslin bu küçük hataları kapatıp ortaya muhteşeme yakın bir şey çıkarmasına olanak sağlar. Bu sebeple dünyayı kâinatın merkezine koymak gibi çok yanlış bir yorumu olan ama buna rağmen gökbiliminin öncülerinden olan Batlamyus’u bu seriye koymak zorundaydım.
Batlamyus’un fikirlerinin neredeyse tamamının hatalı olduğunu düşünürsek, onun teorileri üzerine kapsamlı bir inceleme yapmaktansa, onun gökbilimi için neden önemli olduğunu tartışmak daha büyük önem teşkil eder kanaatindeyim. Fakat öncelikle teorileri hakkında kısa bir özet geçmekten de zarar gelmez. Batlamyus’un en önemli ve gerçeğe en yakın teorisi dünyanın küre olduğu yönündeki düşüncesidir. Bunun için dönemin şartlarını dikkate aldığımızda oldukça ikna edici kanıtları vardır. İlk kanıt, Coğrafya kitaplarımızın bize hatırlattığı bir durum olan, denizde belli bir mesafeden görülen bir cismin alt kısmının araya giren kıvrımlı su kütlesi nedeniyle görülemiyor olmasıdır. İkinci kanıt, eğer dünya gerçekten düz bir zemin olsaydı, güneye yapılan bir seyahatin sonucunda yıldızların hareketlerinde değişim olmazdı ama şu bir gerçektir ki, güneye yapılan seyahatler boyunca gökyüzünün görüntüsü sürekli değişmektedir.
Batlamyus dünyanın yuvarlaklığı fikrini ortaya koyduktan sonra bir de dünya’nın merkezde olduğu bir uzay modeli fikriyle gelir. Bu modele göre kutuplardaki bir gözlemcinin yıldızların doğup batmasını görmesi, eski yıldızların kaybolup yeni yıldızların ortaya çıkması ancak iki şekilde açılanabilir. Birinci alternatif yerküre olan Dünya’nın kendi etrafında dönmesi ya da gök küre olan uzayın dönmesi. Bu noktada Batlamyus hatalı bir yorum yaparak yerkürenin değil, gökkürenin döndüğünü iddia etti. Varsayımı yanlış olduğu için bunun üzerinde de fazla durmak istemiyorum ama şu bir gerçek ki, gök kürenin yerküreye göre çok büyük olduğunu düşünürsek eğer dünya sabit ve gök küre dönüyor olsaydı yıldızların olağanüstü bir hızla hareket ediyor olmaları gerekirdi. Sadece bu bile Batlamyus’un yorumunun yanlışlığını kanıtlar.
Venüs ve Mars ile ilgili modellerini de fazla detaylı incelemeden sadece birer fotoğraf ile özetleyebiliriz kanaatindeyim.
Sonuç olarak, Batlamyus’un belki ortaya koyduğu hiçbir teori kusursuz değil. Hatta çok ciddi hatalar içeriyor ama bu üstün insanı büyük kılan yaşadığı dönemin kısıtlı bilimsel yöntemlerine aldırmadan teoriler üretmesidir. Nitekim yazı dizimizin gelecek sayılarında da göreceğimiz gibi gelecek nesiller bu hataları düzeltecektir. Buradaki önemli nokta bu tartışmaların gündeme taşınmasıdır.
Astronom ve matematikçi Robert Stawell Ball, Büyük Gökbilimciler kitabında Batlamyus’un Gökbilimde ki rolünü şöyle özetler:
Bu bölüme adını veren ünlü şahsiyetin kariyeri, bilim tarihinin en olağanüstü kariyerlerinden biridir. Bilim adına Batlamyus’dan daha fazlasını yapmış kâşifler olabilir fakat hiçbirinin gökcisimlerinin hareketi konusundaki otoritesi, Batlamyus’un fikirlerinin hüküm sürdüğü 14 yüzyıl gibi uzun bir süre boyunca insanların aklında yer etmemiştir. Ünlü kitabı büyük bileşimde (The Almagest) ortaya koyduğu doktrinler bu yüzyıllar boyunca hüküm sürdü. Gökyüzündeki her şey ve yeryüzündeki pek çok şey üzerinde –Batlamyus aynı zamanda çalışkan bir coğrafyacıydı- Batlamyus’un otoritesi her zaman nihaiydi.
Kaynak
Robert Stawell Ball- Büyük Gökbilimciler