Söz konusu oyun Mortal Kombat olunca genelde söze nereden başlayacağımı bilemem. Atari zamanları da gelir aklıma, seri için ilk büyük adımın atıldığı Mortal Kombat 4 zamanları da. Bir çocuğun algısıyla Mortal Kombat, fantastik ve bir hayli vahşi bir evrendir. Sonuçta rakibi öldürmenin (ki bu normal bir öldürme durumundan ziyade “ne kadar kanlı, o kadar makbul” türünden bir öldürme eylemi) amaç olduğu ve farklı evrenlerin birbirini ele geçirmek için düzenlediği bir turnuva hikayesine sahip bir oyundan söz ediyoruz.
Mortal Kombat X’ ten bahsetmeye başlamadan önce MK külliyatından kısaca bahsetmek, bilenler için güzel bir nostalji, bilmeyenler içinse sağlam bir ön hazırlık olacaktır. MK’ nın yaratıcıları Ed Boon ve John Tobias’ tır ve oyunu yaratırken ki amaçları bir Van Damme oyunu yapmaktı ama gelişen süreçte bu plan bambaşka bir noktaya gitti ve bir efsanenin ilk adımları atıldı. Yine de Van Damme projesinden birkaç iz oyunda yer aldı ki bunun en açık kanıtı Johnny Cage karakteri. Kendisi, dikkatli incelenince Van Damme’ a bir hayli benzemektedir.
İlk paragrafta da kısaca bahsettiğim turnuva konusu ise Mortal Kombat’ ın iskeletini oluşturan ana olay. MK evreninde, sadece insanlara ait olan ve içinde yaşadığımız evren yoktur. Bunun yerine birçok kavmin ev sahipliği yaptığı onlarca irili ufaklı evren vardır ve bunların en çok bilinenlerinin başında Earthrealm(insanların yaşadığı evren) ve Netherrealm(insan dışı veya benzeri canlıların evreni) gelir. Zaten tüm olaylarda genelde bu iki evrenin arasında yaşanır. Netherrealm, Earthrealm’ i ele geçirmeye çalışır ve hikaye başlar. MK turnuvası da bu ele geçirme çabalarından dolayı düzenlenir çünkü bir evreni ele geçirmek için, işgalci evrenin en iyi dövüşçüleri, işgal edilen evrenin en iyi dövüşçülerini yenmek zorundadır. Aksi takdirde kurallara uyulmadığı için işgalci evren Elder Gods cezalandırılır. (değişik bir etik anlayışları olduğu doğrudur.)
Yeterli giriş bilgisi olarak MK 101′ i geçtiğimize göre oyunlardan bahsedebiliriz artık. MK denildiği zaman eğer biraz yakınlığınız varsa seriye, aklınıza envaı çeşit fatality ve olmazsa olmaz sembol karakterler(Scorpion, Raiden, Sub-Zero, Liu Kang…) gelecektir. MK X(her ne kadar 10. oyun olsa da adı, aslında 21. oyundur) bu yönden oyuncuları alabildiğine mutlu ediyor. Çünkü hem sembol karakterlerin büyük çoğunluğu(ne yazık ki bazı saçma tutumlar dolayısıyla, hepsi değil.) hem de alabildiğine çeşitli ve bir o kadar da vahşi fatalityler var. Tabi ki bu oyunda yapımcılar gelmiş geçmiş en iyi MK’ yı yaratmak istedikleri için oyuna, fenomen olmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan yeni karakterler(çoğunluğu, sembol karakterlerin ailelerinin küçük fertleri) ve brutality gibi rakibe nerede olduğunu, dövüşün ne ara ya da nasıl sona erdiğini bile şaşırtan ani bitiriciler eklemişler. MK 9′ dan aşina olduğumuz X-Ray hareketleri ise hala tüm görkemiyle varlığını sürdürüyor ama bu konuda birçok tartışma söz konusu. Benim de bir hayli katıldığım yaklaşım şu ki, X-Ray’ lerin fatalitylerden yahut brutalitylerden hiç bir eksiği yok. Neredeyse aynı şiddet, aynı yıkıcılık seviyesine sahip ama diğer ikili oyun bitirirken, X-Ray’ ler sadece rakibin canını azaltmakla yetiniyor. Bu konuya en iyi örnek Cassie Cage’ in(Johnny Cage ve Sonya Blade’ in kızları) rakibinin kafasına yaklaşık 5 cm mesafeden defalarca ateş etmesi ama darbeyi yiyen tarafın bu saldırının ardından hemen toparlanıp dövüşe kaldığı yerden devam etmesidir.(Takdir edeceğiniz üzere, o kafanın muhtemelen toza dönüşmesi lazımdı.)
Oynanış esnasında ki tokluk hissi, gerçekçilik ve seslerin harika oluşu ise MK X’ i benzerlerinden çok rahat bir biçimde 2-3 seviye yukarı çıkarıyor. Hikaye modundan bahsetmek gerekirse, şu ana kadar gördüğüm en iyi MK senaryolarından birisiyle karşılaştığımı gönül rahatlığıyla belirtebilirim. Yolda birbirine rastlayıp: “Sen düşmanım değil misin? O zaman hemen dövüşmemiz lazım!” mantığına bir nebze bile prim vermeyerek güzel bir hikaye içine yedirilmiş, her şeyden önce “mantıklı” mücadelelere şahit oluyoruz. Çevre etkileşimiyse, bir dövüş oyununda olabilecek maksimum düzeyde diyebiliriz. Kenarda duran insanları alıp bir anda rakibin üstüne atmak ya da rakibi yakalayıp etrafımızda bulunan taşlara çarptırmak muhtemelen fazlasıyla yeterli bir etkileşim hali bir dövüş oyunu için.
Bahsedilecek son detaylar ise tower ve krypt modları. Serinin takipçilerinin iyi bileceği üzere, evveliyatı olan iki ayrı moddan bahsediyoruz ve bu oyunda var olmaları da oyunun hanesinden bir eksi daha silmemizi gerektiriyor. Krypt modunda, birinci kişi kamerasından oynuyoruz oyunu ve anlık aksiyonlarla(üstümüze saldıran yaratığı savuşturmak gibi) yolumuza devam ederek mezarlardan ücreti mukabilinde çeşitli ödüller çıkarıyoruz. Bu ödül, bir dövüşçü için bazen bir kostümken bazen de fatality olabiliyor. Tamamen, ödediğiniz ücrete ve şansınıza bağlı bir durum kısacası.
Oyunun ve MK külliyatının detaylarından uzun uzun bahsettikten sonra söylenmesi gereken son sözlere geldiğimizde, MKX 14 Nisan’ da PS4, Xbox One ve Windows kullanan bilgisayar oyuncularıyla buluştu. Şu noktada belirtmek gerekir ki PC versiyonunda ki sıkıntılar hala tam anlamıyla çözülebilmiş değil, çeşitli yamalarla bu sorunu halletmeye çalışıyor yapımcılar. Tabi ki bu durum, PS4 ve Xbox One kullanıcılarının yaşadığı eşsiz deneyimi gölgelemiyor. Daha oynadığınız ilk anda seveceğiniz ve muhtemelen oynadığınız en iyi birkaç dövüş oyunundan biri olacak bir yapım MK X.
Geliştiriciler: NetherRealm Studios, High Voltage Software
Yayıncı Kuruluş: Warner Bros Interactive Entertainment