Hayvanlar acıyı hissediyor bunu biliyoruz, televizyonda izlediğimiz bazı vahşice, insanlık dışı olaylara tepkimiz de bu yüzden olsa gerek. Fakat kaçımız bir ağacın yaprağını koparmadan önce iki kere düşünüyoruz. Bitkilerin hayvanlar gibi konuşamamaları(!) hislerinin olmadığı anlamına gelir mi? Bu yazımda dilsizlere dil olma gayesindeyim. Canlı ve cansız ayrımını kesin bir dille yapabiliyoruz. Ve bitkiler kuşku götürmez ki birer canlı. Ama dikkatli bakmayanların görebileceği tepkiler vermiyorlar. Yapılan araştırmalar da bunu doğrular nitelikte. Lazerlerle ve ultra-hassas mikrofonlarla yapılan deneylerde, yaprağı koparılan bir zeytin ağacı veya sonbaharda sararıp dökülmeye başlayan bir kavak “ağlıyor”. Yaprakların sararıp dökülmesi doğal bir süreç ama bir bitkiyi koparmak veya vurmak onları acıtıyor, vebali size kalabilir.
Almanya Bonn kentinde bulunan Ren Friedrich Wilhelm Üniversitesi’nin Fizik Bölümü’nden araştırmacılar, bitkileri kesmek için kullandığımız aletlerin bitkilere acı verdiğini ortaya çıkardılar. Böyle bir saldırı karşısında bitkiler tüm yüzeylerinden etilen isimli bir gaz salgılıyorlar.
Bitkilerin çeşitli yollarla hasar görmüş kısımlarından alınmış etilen gazını yoğunlaştırılmış lazer bombardımanına maruz bırakan araştırmacılar, kimyasal enerjiden ses dalgaları elde edip, bunu da süper-hassas bir mikrofonla dinlemeyi başardılar. Bitkilerin çektikleri acının derecesine göre artarak tizleşen bu ses sadece insan eliyle yapılmış müdahaleler dışında ufacık bir böcek ısırığında bile çıkıyordu.
Buna örneklerden biri, oldukça tatlı gözüken aç tırtıllar. Bilim insanları, bitkilere tırtılların yaprak yeme sesini kaydedip daha sonra dinletince, bitkilerin tırtıllar için zararlı olan hardal yağını salgıladıklarını gördüler.
Ayrıca araştırma sonuçları, bitkilere zararlı olan hayvanların tespitinde de kullanılabilir. Bir bitkinin hastalandığını çıplak gözle anlamak için 8-9 gün gerekirken, bu hassas dinleme teknolojisi ile bitkilerin çıkardığı seslere göre enfeksiyonun çeşidi anlık olarak tespit edilebiliyor.
Araştırma, bitkilerin her ne kadar duyguları olduğunu henüz ispatlayamasada, bitkilerin de çevredeki uyaranlara karşı tepki verdiğini ve sağlıklı bir bitkiyle, sağlıksız olan hakkında bitki gözüyle fark olduğunu ortaya koymuş durumda.
Bitkilerin konuşma tarzlarının, daha çok araştırılmaya ihtiyaç duyduğu ortada, belki de bir köknar diğer bir köknara, gecesinin nasıl geçtiğini sorabiliyordur…