Gazetebilkent bilim-teknoloji birimi olarak geçen hafta başladığımız bilim kurgu köşesinde bu hafta Ridley Scott’un Blade Runner filmini inceleyeceğiz.Öncelikle bilim kurgudan başlamak isterim.İnsandaki geleceği öğrenme merakı olarak nitelendirebildiğimiz bilim kurgu insanların teknolojik ve bilimsel alanda ilerlemesinin bir şekilde sonucudur.Tabiki bu ilerleme sonucundan sinemada nasibini alacaktı.1902 yılında daha sinemanın keşfedilmesinden çok kısa bir süre sonra Georges Méliès’ın Aya Seyahat isimli filmiyle bilim kurgunun temelleri atılmıştı.Sinemada atılan bu adımla bilim kurgu hiç duraksamadan insanlığın hayal gücünde hep bir yer edindi. Blade Runner ise bu gücün neticesinde oluşmuş en değerli filmlerden biridir.

 

Ridley Scott ve Blade Runner

Yönetmenimiz Ridley Scott  ismi üzerinde durmak istiyorum.The Duellists filmi ile bizlerle tanışan Ridley Scott ne kadar iyi bir yönetmen olacağını bizlere bu film ile müjdelemiştir.Sesini büyük kitleler duyurmayı başardığı film ise Alien’dır. Kardeşi Tony Scott ile bizlere görüntü yönetmenliği konusunda ders veren Ridley Scott 1982 yılında bilim kurgu alanında uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek  Blade Runner ile karşımıza çıkmıştır.

Yüzyılın başında Gladiator daha sonra Black Hawkdown  ve 2007 yılında American Ganster’i ile artık unutulmaz yönetmenler arasındaki yerini almıştır.

Kimilerine göre sineması kült sinema olarak adlandırılsa da bence gerek filmlerindeki konular gerek filmleri işleme tarzı bakımından  toplumsal olarak beğeni toplamıştır.Özellikle filmlerindeki olaylar görüntüde de canlılık kazanmış ve seyirci Ridley Scott’tan hiç sıkılmamıştır.

 

 

Tyrell Corporation

                               ‘’İnsandan daha insandır.’’

Olay 2019’un Kasım ayında geçmektedir.Tyrell şirketinin ürettiği replikantlar dünya dışında kullanılıyordu fakat Nexus 6 modeli olan replikantlar bu gidişe dur diyerek bir ayaklanma başlatır ve birkaçı kaçırdıkları uzay gemisi ile dünyaya gelir.Dünya’ya gelme amaçları ise ömürlerini uzatmak için yaratıcıları Eldon Tyrell’e ulaşmaktır.Bunun yaratacağı tehlike için ise replikantların öldürülmesi gerekiyordu.Aslında bu bir yok etme değildi.Bunun adı emekliye ayırmaktı. Bu zorlu görev ise eski bir polis olan Deckard’a  verildi.Deckard’ın görevi ise çok zordur çünkü replikantların insanlardan hiçbir farkı yoktur ve insanlardan ayırt edilemez durumdadırlar. Hatta onları tespit etmek için  Voight-Kampff adı verilen bir test uygulanır. Filmde ise dedektif Deckard’ın bu zorlu görev esnasındaki ruhsal ve fiziksel durumu işlenir. ‘İnsandan daha insan’sözü ise Tyrell şirketinin kurucusu Eldon Tyrell’in sözüdür. Bu aslında şirketin mottosudur. Aslında bu sözü bilim kurgu filmlerinin temeli olarak alabiliriz. Birçok bilim kurgu filminde işlenen bu konu bize hep ‘Nasıl bir insan?’ sorusunu hatırlatmıştır. Şahsen birçok bilim kurgu filminde ben nasıl bir insan sorusundan öte ‘İnsan nedir ve kimdir?’ gibi varoluşsal problemlerin işlenmesinin gerektiğinin düşünüyorum. Çünkü burada ki temel problemin insana şekil vermeye yönelik olduğunu düşünüyorum. Lakin insan kimdir sorusu bizlerin yolunu aydınlatacak ve mutlaka bizlere bir yol gösterecektir.

Ridley Scott ’ın filmlerindeki görsel yeteneğinden yukarıda da bahsetmiştik fakat filmin özel kareleri olarak nitelendirdiğim bu görsellerin birer sembol olduğunu düşünüyorum. Filmde üzerinde çok fazla durulan göz imgesi , piramit şeklinde ki binalar ve birçok görsel detay…

Lakin bunların üzerinde fazla durmak istemem birçok sanat eserinde olduğu gibi kutsal kitaplardan veya mitolojik eserlerden faydalanıldığını belirtmek isterim.

Son Replikantlar Kim?

Filmi izleyen birçok kişinin kafasında bu soru olduğunu biliyorum. Herkesin farklı farklı cevapları vardır muhtemelen. Filmde replikant yaratıcısı Eldon Tyrell bunun sayısının 6 olduğunu söylüyor fakat biz filmde sadece 5 replikant buluyoruz. Son replikant kim?

Ben bu konuda ipucu vermek istemiyorum. Filmi izleyip sizi bırakıyorum lakin Deckard’ın replikant olduğunu düşünen kişilerin filmi dikkatli izlemediklerini düşünüyorum. Her ne kadar yoruma açık bir konuda olsa ben son replikantı  Ridley Scott’un bize gösterdiğini düşünüyorum.

 Kaynakça:

https://en.wikipedia.org/wiki/Blade_Runner

https://www.vox.com/culture/2017/10/4/16413732/blade-runner-version-original-explained-choose-2049

Not: Yazıyı filmin en etkileyici monoloğu olan Tears in Rain ile bitirelim istedim ancak sahne Spoiler içeriyor. Hassasiyeti olanlar izlemesin lütfen.

 

 

 

Leave a Reply