Gearbox Software adlı oyun stüdyosunun 2009 yılından beri çıkardığı dünyaca ünlü Borderlands oyun serisinin son çıkan oyununun 13 Mart’ta Steam’de satışa, sunulmasıyla oynamaya girişmem bir oldu. En son oyunu altı yıl önce çıktığından dolayı doğrusu büyük bir heyecanla bekliyordum ve beni hayal kırıklığına uğratmadı.
Oyunun hikayesiyle başlarsak; Handsome Jack yerine Calypso ikizleriyle olan mücadelemize yer veriliyor. Crimson Raiders’ın lideri Roland’ın ölümünün ardından grubun başına geçen Lilith’e Calypso ikizlerini ve kurdukları Children of The Vault adlı tarikatı yenmesinde yardım edip, oyun serisi boyunca hikâyenin her zaman odağında olan Vault’ları ele geçirmelerine engel olmaya çalışıyoruz. Hikâye serinin diğer oyunlarına kıyasla çok daha sıkıcı ve sıklıkla olaylar herhangi bir mantığı olmaksızın sadece hikâye devam edebilsin diye gelişiyor. Oyunun ana kötü karakterleri ise “ikonik eski kötü” Handsome Jack’e kıyasla sıradanlar. Önceki oyunlarda oynadığımız bazı karakterlerin ise hikâyede sadece öldürülmek için yer almaları, zorlama drama yaratma gayretiydi ve oyuna hiçbir katkısı yoktu. Hikâyenin mizah dozu ise kabul edilebilir düzeyde, hatta zaman zaman gülümsetiyor. Özetle oyunun ana hikayesi sınıfta kaldı ancak ana hikâye dışındaki yan görevlerin hikayeleri her zamanki kaliteyi tutturmuştu ve eğlendiriciydi. Oyunun şimdilik 2 adet DLC’si var, 3. DLC’sininse bu yaz çıkması bekleniyor 4. DLC’nin ise ne zaman çıkacağına dair henüz bilgi yok, fakat Borderlands 3: Seasonal Pass ile 4 adet DLC’nin satıldığı düşünülecek olursak bu yıl içinde çıkacaktır. Bu arada DLC’ler ana hikâyeden kat be kat daha iyi ve Borderlands’in dünyasını başarılı bir biçimde genişletiyorlar.
Ama oynanış şekline gelirsek; heyecan ve eğlence dozuyla, Borderlands serisinin zirvesi yakalanmıştır. Bu seri de dört yeni karakterle tanışıyoruz; Amara, FL4K, Moze ve Zane. Bu dört karakter kendine has yeteneklere ve oynanış biçimine sahip ve seviye atladıkça, her birinin yetenek ağacından yeni özellikler açarak, oynama biçiminizi kişiselleştirebiliyorsunuz. Bu seviye atlama sistemi, serinin tüm oyunlarında bu şekilde ilerliyordu, fakat bu sefer karakterinizin özel yeteneklerine, eski serilerden farklı olarak çok daha fazla sayıda ekleme arasından tercih yapabiliyorsunuz, bu da oynayış şeklinizi renklendirmenize yardımcı oluyor. Oyunda silah seçenekleri de yenilenmiş ve arttırılmış. Serinin yeni oyununda altı tür silah bulunmakta, her silah türünün altı farklı (normal hasar dahil) hasar biçimi var, silahlar mermiyle verdikleri hasar dışında, ek element hasarı vurabiliyor ki, oynarken bu tür silahların tercih edilmesi oyuncunun yararınadır. Ayrıca hangi karakteri seçerseniz seçin, istediğiniz silahla savaşabilirsiniz, yani karakteriniz kullanabileceğiniz silah türlerini kısıtlamıyor. Seviye atladıkça, aynı anda daha fazla silah kullanabiliyor, hikâyenin belli bir kısmından sonra karakter modu adı verilen eşyaları da kullanıp, yetenek ağacınıza sanki seviye atlamışsınız gibi çeşitli yeteneklerinize yetenek puanları verebiliyorsunuz. ‘Relic’ adı verilen ve bu oyunla birlikte gelen yeni eşya türünü ise hikâyede Eden-6 adlı gezegendeki ana görevi tamamladıktan sonra kullanabilmeye başlıyorsunuz. Bu yeni eşya türü karakterinize çeşitli artı özellikler kazandırıp, belli tür hasara karşı dayanıklılıktan tutunda, hasar artışına kadar birçok kazanım sağlıyor. Önceki oyunlarda, Eridium adlı zor kazanılan oyun içi para birimiyle mermi ve çanta kapasiteniz arttırılırken, bu kez oyunun içinde kolayca kazanabildiğiniz dolarlarla aynı işi yapabiliyorsunuz Eridium’sa artık sadece Earl adlı NPC’den silah ya da kostüm almak için kullanılıyor. Oyundaki çok oyunculu modda yapılmış yeni eklemeler sayesinde, eskiden sadece hikâyeyi arkadaşlarınız oynayıp yan görev peşinde koşabilirken, şimdi bunların üzerine iki adet özel mod var. Bunlardan birincisi olan ‘Circle of Slaughter’ düşmanlarınızın dalgalar halinde üzerinize geldiği ve her seferinde giderek güçlendiği bir mod. En son dalgayı yendikten sonra, oynadığınız Circle of Slaughter alanının Boss’unu yenmeniz gerekiyor. İkinci mod olan’Proving Grounds’da ise zaman limitiniz tükenmeden 3 yakın farklı alandaki düşmanları defedip, daha sonra bu alanın Boss’unu yenmeniz gerekiyor. Oyunda şimdilik altı adet Proving Ground alanı bulunmakta. Bu iki mod birden fazla kişi ile oynanması hedeflenerek yapılmış olsalarda isterseniz oyun size bu modları tek başınıza oynama seçeneği de sunuyor.
Borderlands 3 tekrar tekrar oynanabilmesi için tasarlanmış bir oyun, bu yüzden oyuncular hikâyeyi bir kez baştan sona oynadıktan sonra oyun size farklı zorluk dereceleri sunuyor. İki tür zorluk derecesi var True Vault Hunter Mode (TVHM) ve Mayhem. TVHM’de hikâyeye en başından başlıyorsunuz ve düşmanlarınız her zaman sizinle aynı seviyede, aynı zamanda ancaknormal zorluktaki hallerine kıyasla daha dayanıklılar. Düşmanlarınızın daha zorlayıcı olmalarının dışında TVHM’de yenmesi daha zor olan düşman türleriyle karşılama oranınız da gözle görülür bir biçimde artıyor. Mayhem ise 4 adet seviyesi olan ve aktive edildiği zaman daha değerli eşyaları bulma, tecrübe puanı ve para kazanmayı arttıran bir mod, ancak bunları arttırırken aynı zamanda düşmanlarınıza can, kalkan ve zırh kazandırıyorsunuz. Mayhem seviyesini ne kadar arttırırsanız düşmanlarınızda o kadar fazla özellik kazanıyor. Yani ‘hep bana Rabbena’ hali hiç yok.
Borderlands açık ara en sevdiğim oyun serisi ve yeni çıkan oyunu ana hikayesindeki belli başlı eksikliklere rağmen; artan grafik kalitesi, eklenen oyun modları ve yetenek ağacına yapılan genişletmelerle zevkli bir deneyim sunuyor. Sıkılmadan tekrar tekrar oynanabilen, arkadaşlarınızla da iyi zaman geçirebileceğiniz, uzun zaman devam edilebilecek bir oyun. Oyunun dünyası geniş, mekân dizaynlarıysa hayal gücü nelere kadir dedirtiyor. Borderlands serisinin herhangi bir oyununu oynadıysanız da, oynamadıysanız da yeni çıkan bu oyun