Çok uzun zamandır ülkemizde süre gelen bir tartışma; F-35 uçağı mı tercih edilmeli yoksa S-400 Hava Savunma Sistemi mi? Bu soru aslında cevap verilebilmesi çok kolay bir soru değil. Çünkü bir yandan çok uzun yıllardır ülkece eksikliğini hissettiğimiz bir uzun menzilli hava savunma sistemi ihtiyacı varken, diğer yandan artık yavaş yavaş etkinliğini ve gençliğini kaybetmeye başlayan F-16 savaş uçaklarının da yeni jenerasyon ve düşük radar izli savaş uçakları ile değiştirilmesi gerekli olmaya başladı. Bu bağlamda Türkiye’nin aslında eskimeye başlayan F-16 filosunu değiştirmek için F-35 projesine dahil olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü projeye katkı sağlayarak hem uçağın bazı önemli parçalarını ülkemizde üretme imkânımız oldu hem de uçak tamamlandığında satış yapılacak öncelikli ülkelerden biri haline gelmemizin kapısı aralandı.

Öncelikle F-35 uçağının genel özelliklerine değinmek istiyorum. F-35 uçağı 2000’li yılların başından itibaren başta NATO’nun hem radarda görünmeyecek gizliliğe sahip olacak hem de her türlü görevi yerine getirebilecek bir uçağa ihtiyaç duymasından dolayı ortaya çıkmış bir projedir. NATO’ya üye ülkelerin birçoğunun hava kuvvetleri incelendiğinde görülüyor ki bu ülkeler tarafından kullanılan uçakların birçoğu 1980-1990 yılları arasında üretime girmiş ve artık çağın gerekliliklerini eskisi kadar verimli bir şekilde yerine getiremeyecek hale gelmiş durumda. Bu yüzden yeni 5. Jenerasyon bir savaş jeti artık NATO hava kuvvetleri için çok büyük önem teşkil ediyor.

F-35B Tipi Savaş Uçağı

Program üyeleri bakımından 9 ülkeyi içeriyor. Bu ülkeler sırasıyla ABD, İngiltere, Avustralya, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda ve Türkiye. Türkiye’nin diğer ülkeler ile kıyaslandığında projeye katkısı çok büyük. Çünkü F-35 in parçalarının bir kısmı sadece Türkiye’de üretiliyor. Yani sadece projeye para koyup uçak hazır olunca alacak olan ülkelerden ziyade, üretime katkı sağlayarak hem kendi mühendisliğimizi geliştiriyoruz hem de projenin bir bakıma kısmen bize bağımlı hale gelmesini sağlamaya çalışıyoruz denebilir.

Tabi F-35 kâğıt üstünde çok başarılı bir uçak gibi gözükse de aslında birçok sorunu da beraberinde getiren bir proje. Öncelikle projenin Ar-Ge si için harcanan para 1.508 trilyon Amerikan dolarını aşmış durumda. Bunun yanında bir adet uçağın satış fiyatı ise uçağın varyasyonuna göre değişiklik gösterse de yaklaşık olarak 100 milyon Amerikan doları civarında. Bu kadar pahalı araştırması yapılmış ve adeta yıllardır planlanan bir uçağın “kötü” olması üreticiler ve tüketiciler tarafından tabii ki de istenmeyen bir durumdur. Ancak F-35 uçağının şu an geldiği noktanın çok da iç açıcı olduğunu söylemek doğru olmaz. Uçak şu an dünyaca satışa çıkartıldı ve belli başlı bazı ülkeler bu uçakları hava kuvvetlerine kattı ve operasyonlarda kullanmaya başladı. Bu ülkelerin başında ABD, İngiltere ve Japonya geliyor. İngilizler geçtiğimiz aylarda suya indirdikleri yeni amiral gemileri ve uçak gemileri olan “Queen Elizabeth” i Amerika’ya gönderdiler ve alacakları F-35 uçaklarının birinci kısmını bu uçak gemisi aracılığı ile teslim aldılar. Aldıkları uçakların entegrasyon testleri sırasında bazılarının yakıt tüplerinde problem çıkması nedeniyle uçakların uçuşları kesildi. Uçuşların devam ettirilmesinden sonra karşılaşılan bir başka sorun ise uçakların radara yakalanmasını önleyen dış kamuflajın uçuş esnasında yırtınmaya ve etkisini kaybetmeye başlaması olmuştu. İngilizler her uçuştan sonra bu kamuflajı değiştirmeyi planlıyorlardı ve bu da haliyle istenmeyen ve bakım maliyetlerini çok aşırı derecede artıracak bir problemdi.

Bir başka sorun ise Japon Hava Kuvvetleri’nin başına geldi. 11 Nisan 2019 tarihinde Japonlar  F-35 uçaklarının birisi ile radar irtibatını kaybettiler. Yapılan araştırmalar sonucunda öğrenildi ki radar irtibatı kaybedilen uçak pasifik okyanusunda kaza kırıma uğramıştı. Henüz kaza ile ilgili soruşturma halen sürüyor. Ancak bu kaza F-35 uçaklarının başına gelen 2. Kaza. Ve bu kazanın ardından Japonlar ellerindeki bütün F-35 leri yerde tutma kararı aldılar.

F-35 uçağını bu kadar anlatmanın ve eleştirmenin ardından S-400 Hava Savunma Sistemlerine değinmek istiyorum. S-400 Hava Savunma Sistemleri 2007 yılından itibaren Rusya tarafından kullanılan bir uzun menzilli hava savunma platformudur. Etkin menzili 400 kilometreyi bulabilmektedir ve dünya üzerinde S-400 dengi bir hava savunma platformu nadir bulunur. Türkiye’nin bu sistemlerle özel olarak ilgilenmesindeki en önemli etkenlerden birisi Rusya ile olan ikili siyasi ilişkilerin geliştirilmesi ve Türkiye’nin Hava Savunma Sistemlerinin eksikliği denebilir. Bu eksikliği yerli imkanlarla kapatmak istememizin üzerine şu an hali hazırda denemeleri yapılan “Hisar” savunma sistemleri mevcuttur ancak henüz geliştirme aşamasında olan bu sistemler göreve başlamadan önce ihtiyacın karşılanması için bir hava savunma sistemi gerekiyordu.

S 400 Hava Savunma Sistemi

Haberlerde takip edenler mutlaka olacaktır. S 400 sistemlerinin ülkemiz tarafından alınacak olması siyasi açıdan çok büyük problem yarattı. Çünkü bakıldığı zaman Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak hava savunma gibi bir ülkenin en önemli savunma ihtiyacını NATO’nun kuruluş sebebi olan Ruslardan alması özellikle ABD tarafından çok olumsuz karşılandı. Bu sebepten dolayı ABD, Türkiye’yi F-35 ve S 400 arasında seçim yapmaya zorlamaya çalışmaya halen devam ediyor. Ancak ortada çok büyük bir problem var. Daha önce de bahsettiğim gibi F-35 in bazı önemli parçaları ülkemizde üretiliyor ve Türkiye bu programın yıllardır bir üyesi. Bunun yanında Türkiye şu an hali hazırda 2 tane F-35 uçağını teslim aldı ve Türk pilotları Teksas’ta uçuş eğitimleri almaya başladı.

18-0001 Kuyruk Numaralı Türk F-35 Uçağı

Her ne kadar Amerikan kongresi ve Trump tarafından tehditler devam etse de alt kademede işler öyle ya da böyle bir şekilde yürümeye devam ediyor gibi duruyor. Diğer taraftan Ruslar ile S 400 konusunda anlaşma hazırlandı paralar ödendi ve sistemlerin teslim tarihi bekleniyor sadece. Hal böyleyken ülke tabii karıştı ve herkesin kafasında ayrı soru işaretleri var. Bir taraftan F-35 yerine başka uçak arayışları gündemde. Diğer taraftan F-35 in öyle ya da böyle bize teslim edileceği görüşü var. Şahsi fikrim; F-35 uçağı er ya da geç ülkemizde yerini bulacaktır ve S 400 sistemleri ile beraber kullanılacaktır. Ancak süre belirtmek şu aşamada mümkün değil gibi görünüyor. Şunu da unutmamak gerek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti hava savunma sistemi ihalesini açtığı zaman ABD’nin Patriot sistemlerini ve Patriot’larda kullanılan teknolojileri Türkiye’ye vermek istememesi Türkiye’yi adeta Rusya’ya muhtaç durumda bırakmıştır. Bunun yanında önemli olan sadece S 400 leri almak değil, asıl ihtiyacımız ancak ve ancak bu sistemlerin ülke içinde üretilmesiyle karşılanabilecektir.

KAYNAKÇA:

“F-35 Global Partnerships”. lockheedmartin.com. Lockheed Martin. Archived from the original on 2 September 2012. Retrieved 31 October 2012.

“Joint Helmet Mounted Cueing System”. Boeing. Retrieved 23 November 2009.

“Turkey plans to buy 100 F-35 jet fighters”. Archived 21 May 2012 at the Wayback Machine turkishpress.com, 24 February 2012.

“Turkey to Buy Two Planes in Second F-35 Shipment”. Archived 19 December 2013 at the Wayback Machine turkishweekly.net, 4 September 2012.

https://www.thesun.co.uk/news/7940691/rafs-new-100million-f-35-fighter-jets-hit-by-more-problems-as-invisibility-coating-scratches-off-and-must-be-replaced-after-every-flight/

https://edition.cnn.com/2019/04/09/asia/japan-f-35-stealth-fighter-missing-intl/index.html

https://breakingdefense.com/2018/10/f-35-flights-suspended-while-f135-fuel-tubes-checked-uk-f-35bs-keep-flying-on-hms-qe/

RESİM KAYNAKÇASI:

http://i.hurimg.com/i/hdn/75/0x0/5b85918aeb10bb31e42abc28.jpg

http://www.turkrus.com/Source/resim/Haberresim/157283961927342.jpg

https://ichef.bbci.co.uk/news/320/cpsprodpb/D746/production/_104901155_gettyimages-1066354318-594×594.jpg

 

Leave a Reply